T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
ret faaliyetlerinin çoğaltılması amacıyla nezaret<br />
bünyesinde Ziraat Meclisi kuruldu. Daha sonra<br />
nezarete bağlı olarak başka komisyonlar da teşkil<br />
edildi. 1851’den sonra nezaret bünyesinde<br />
yardım işlerini tanzim etmek üzere bir komisyon<br />
kurularak İstanbul’dan toplanacak yardımlar<br />
için Hıfzı Paşa görevlendirildi.<br />
Eyalet meclislerinin kurulması ile birlikte taşrada<br />
da defterdarlar görevlendirildi. 1859’da<br />
taşradaki defterdarlık <strong>ve</strong> mal müdürlükleri kaldırıldı<br />
<strong>ve</strong> malî işlerden valiler sorumlu tutulmaya<br />
başlandı. 1864 Vilayet Nizamnâmesi ile defterdarlık<br />
yeniden oluşturuldu. Sultan Abdülaziz<br />
döneminde (1861-1876) 15 yıl içinde Maliye<br />
Nezareti’ne tayin edilen 19 nazır, Osmanlı maliyesindeki<br />
istikrarsızlığı ortaya koymaktaydı.<br />
Sultan II. Abdülhamid döneminde (1876-1909)<br />
Maliye Nezareti’nde yeni düzenlemelere gidildi.<br />
Maliye Nezareti’nin her şubesinde yazışmaların<br />
daha düzenli yürütülmesi için ayrı birimler<br />
olarak bunlar tahrirat kalemleri nezaret içinde<br />
birleştirildi <strong>ve</strong> Mektubî Kalemi oluşturuldu. Bu<br />
dönemde hazırlanan bir nizamnâme ile Maliye<br />
Nezareti yeniden düzenlendi <strong>ve</strong> Maliye Nezareti<br />
Muhasebe dairesi Avrupa standartlarına uygun<br />
hale getirildi.<br />
Maliye Nezareti teşkilatı 1912 yılında Kalem-i<br />
Mahsus Müdürlüğü, Hukuk Müşavirliği,<br />
Memurîn Müdüriyeti, Muhasebe-i Maliye Müdüriyeti,<br />
Muhasebe-i Umumiye Müdüriyet-i Umumiyesi,<br />
Düyun-ı Umumiye <strong>ve</strong> Muamelat-ı Nakdiyye<br />
Müdüriyeti, Varidat Müdüriyet-i Umumiyesi,<br />
Emlak-ı Emiriye Müdüriyeti, Vezne-i Umumi Müdürlüğü,<br />
Muhassesat-ı Zatiye Müdüriyeti, Evrak-ı<br />
Nakdiye <strong>ve</strong> Matbua <strong>ve</strong> Levazım Müdüriyeti,<br />
Heyet-i Teftişiye Müdüriyet-i Umumiyesi, Islahat-ı<br />
Maliye komisyonlarından oluşmaktaydı. Ayrıca<br />
müdürlüklerin de ayrı ayrı kalemleri vardı. Maliye<br />
Nezareti, Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar<br />
varlığını devam ettirdi.<br />
KAYNAKÇA::<br />
Ali Akyıldız, Tanzimat Dönemi Osmanlı Merkez Teşkilȃtında Reform,<br />
İstanbul 1993, s. 97-110, 113, 120; Musa Çadırcı, Tanzimat<br />
Döneminde Anadolu Kentleri’nin Sosyal <strong>ve</strong> Ekonomik Yapısı, Ankara<br />
1997, s. 105, 227, 230; Necdet Hayta-Uğur Ünal, Osmanlı<br />
Devleti’nde Yenileşme Hareketleri (XVII. Yüzyıl Başlarından Yıkılışa<br />
Kadar), Ankara 2003, s. 153; Ziya Karamursal, Osmanlı Malî<br />
Tarihi Hakkında Tetkikler, Ankara 1989, s. 152, 157; Mehmet Zeki<br />
Pakalın, “Maliye Nezareti”, Osmanlı Tarih Deyimleri <strong>ve</strong> Terimleri<br />
Sözlüğü, II, İstanbul 1993, s. 402; Arzu Tozduman Terzi, “Osmanlı<br />
Hazineleri”, Türkler, X, Ankara 2002, s. 897- 898, 900; Mübahat<br />
S. Kütükoğlu, “Defterdar”, DİA, IX, s. 94-96.<br />
Selma TURHAN SARIKÖSE<br />
MANTIKU’T-TAYR<br />
Ahi Evran’a müntesip olduğu tahmin edilen<br />
Gülşehrî’nin Gülşennâme diye de isimlendirdiği<br />
bu eseri, ünlü İranlı sûfî şairlerden Feridüddin<br />
Attar’ın (ö. 1221) Farsça olarak kaleme aldığı<br />
Mantıku’t-tayr’ın çevirisidir. Türkçeye çevrilen<br />
yazma nüshalarına göre farklılık gösterse de<br />
yaklaşık beş bin beyit kadar olup otuz bir bölümdür.<br />
H. Ritter, Mantıku’t-tayr’a konu olan asıl<br />
hikâyenin daha önce Muhammed Gazzalî tarafından<br />
Risâletü’t-tayr adıyla hem Arapça hem Farsça<br />
olarak işlendiğini belirtmektedir.<br />
Eserin adındaki mantık kelimesi “söylemek,<br />
gönül diliyle anlatmak” anlamındadır. Tayr kelimesi<br />
“kuş” anlamına gelse de bu eserde salikleri<br />
sembolize etmektedir. Eserde vahdet-i vücut<br />
düşüncesi kuşlar üzerinden sembolize edilerek<br />
temsilî olarak anlatılmıştır. Hem kesreti hem<br />
vahdeti gösteren Simurg, Arap edebiyatında<br />
Anka adı <strong>ve</strong>rilen efsanevî bir kuştur. İsmi olsa da<br />
cismi yoktur.<br />
Türk edebiyatında çok önemli bir yeri olan<br />
Mantıku’t-tayr’ın Türkçeye ilk manzum çevirisi<br />
Gülşehrî’nin 1317 yılında gerçekleştirdiği bu<br />
eserdir. Çeviri toplam 4438 beyittir. Gülşehrî,<br />
Attar’ın eserini esas almakla birlikte, çeviride<br />
birçok yeni ila<strong>ve</strong>ler de yapmıştır. Konunun işlenişinde<br />
olduğu kadar hikâyelerin seçiminde de<br />
çok serbest hareket etmiştir. Bazı araştırmacıların<br />
belirttiğine göre Gülşehrî, Mantıku’t-tayr’a<br />
çeşitli eserlerden aldığı hikâyelerle birlikte 59<br />
bölüm eklemiş, Attar’ın anlattığı birçok hikâyeyi<br />
ise eserine almamıştır. Böylece eserdeki asıl fikri<br />
işleyerek yeni telif <strong>ve</strong> özgün bir eser ortaya<br />
koymuştur. Bu ila<strong>ve</strong>leri yaparken Gülşehrî’nin<br />
Mevlana’nın Mesnevî’si, Attar’ın Erarnâme’si<br />
Nizamî-i Gencevî’nin Heft Peyker’i ile Kelile <strong>ve</strong><br />
Dimne, Kabusnâme gibi çok farklı eserlerden<br />
yararlandığı anlaşılmaktadır.<br />
Eserde Hak yolunda “talep, aşk, marifet, istiğna,<br />
tevhit, hayret, <strong>ve</strong> fakr ü fena” adı <strong>ve</strong>rilen yedi vadi<br />
olduğu, bunları aşan kimsede benlikten eser kalmayacağı<br />
ana teması işlenir. Kuşların padişahı<br />
olduğuna inanılan Simurg’un özellikleri anlatıldıktan<br />
sonra asıl konuya geçilir. Bülbül, papağan,<br />
tavus, hüma, kaz, doğan, keklik, baykuş <strong>ve</strong><br />
isimleri zikredilmeyen bazı kuşlar toplanır. Aralarına<br />
Hüdhüd de katılır. Hüdhüd, kuşları kendisine<br />
uydukları takdirde Hakk’ı bulacaklarına<br />
ikna etmeye çalışır. Hakk’ı Simurg temsil etmektedir.<br />
Kuşlar Hüdhüd’e çeşitli itirazlarda bulu-<br />
95