27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

KAYNAKÇA:<br />

https://academy.anadolu.edu.tr/display.asp?kod=0&acc=ysay/,<br />

(Erişim : 23.05.201<br />

Baykal BİÇER<br />

SEHL TÜSTERÎ<br />

(ö. 283 / 896)<br />

Sünnete uymayı fütüv<strong>ve</strong>t olarak tanımayan Sehl<br />

Tüsterî, İran’ın güneybatısındaki Hûzistân eyaletine<br />

bağlı Tüster şehrinde dünyaya geldi. Dayısı<br />

Muhammed b. Sevvâr’ın telkin <strong>ve</strong> teşvikiyle çocukluk<br />

çağında tasavvufa yöneldi. Erken yaşlarda,<br />

Allah’a giden yolda kendisine rehberlik edecek<br />

kişileri aramaya koyuldu. Bu amaçla önce<br />

Basra’ya giderek buradaki âlimlerle görüştü. Ardından<br />

Abadan’a geçti <strong>ve</strong> Ebû Habib Hamza el-<br />

Abadanî’den etkilenerek bir müddet hizmetinde<br />

bulundu, ilim <strong>ve</strong> feyzinden istifade etti. Sonrasında<br />

memleketi Tüster’e döndü. Bu dönemde çıktığı<br />

hac yolculuğunda Zünnûn Mısrî ile tanıştı <strong>ve</strong> müridleri<br />

arasına girdi.<br />

Hûzistan bölgesinde Abbâsîler ile Saffârîler <strong>ve</strong><br />

Zencîler arasındaki iktidar mücadeleleri sebebiyle<br />

Sehl Tüsterî 263 (887) yılında Basra’ya yerleşmek<br />

zorunda kaldı. Bazı kaynaklar memleketinden<br />

ayrılışını siyasî şartlarla birlikte aleyhinde yürütülen<br />

dinî-mezhebî faaliyet <strong>ve</strong> tartışmalara dayandırmıştır.<br />

Sehl Tüsterî Muharrem 283 (Mart 896)<br />

tarihinde Basra’da <strong>ve</strong>fat etti <strong>ve</strong> buraya defnedildi.<br />

Tasavvuf ehlinin sultanı olarak anılan Sehl<br />

Tüsterî, yaşadığı çetin riyâzet <strong>ve</strong> zühd hayatıyla<br />

tanınır. Sünnete uymayı fütüv<strong>ve</strong>t olarak tanımlar<br />

<strong>ve</strong> çalışıp kazanmanın, helal lokma ile geçinmenin<br />

bu yolun esası olduğunu söyler. İnsanlara şefkat<br />

<strong>ve</strong> merhametle yaklaşmak, kimseyi incitmemek<br />

<strong>ve</strong> hak sahiplerinin hakkını ödemede acele etmek<br />

Tüsterî’nin fütüv<strong>ve</strong>t anlayışının temel ilkeleri arasındadır.<br />

Menâkıbnâmelerde birçok kerametinden<br />

söz edilmekle birlikte kendisi, kötü huyların<br />

iyiye dönüştürülmesini en büyük keramet olarak<br />

görür.<br />

Sehl et-Tüsterî’ye göre sûfî Allah’a yakınlığı olan<br />

kimsedir. Böyle birisi süfli arzularından kurtulduğu<br />

için kalbi duru olup nazarında toprak ile altın<br />

eşittir. Tasavvufu her türlü huzur <strong>ve</strong> dinginliğin<br />

Hak’la elde edildiği yol olarak kabul eder. Onun<br />

bakışında te<strong>ve</strong>kkül kimseden bir şey istememek,<br />

<strong>ve</strong>rileni hemen elden çıkarmak; ihlâs ise Hakk’ın<br />

her türlü da<strong>ve</strong>tine hemen icabet etmektir. Dünyevî<br />

hırs <strong>ve</strong> isteklerden uzak durmayı zühd <strong>ve</strong> takva<br />

olarak tarif eden Tüsterî Allah’a tam manasıyla<br />

yönelmenin bundan sonra gerçekleşeceğini vurgular.<br />

Çok sayıda öğrenci <strong>ve</strong> mürid yetiştiren Sehl<br />

Tüsterî’nin en meşhur öğrencisi Hallâc-ı Mansûr<br />

<strong>ve</strong> İbn Sâlim’dir. Kaynaklarda Tüsterî’ye Sehliyye<br />

adında bir fırka nispet edilir. Bu fırka zaman<br />

içinde çeşitli kollara ayrılmıştır. Bunlardan biri<br />

Ebû Bekir b. Hevvâr’a nispet edilen Hevvâriyye<br />

ile İbn Sâlim’e nispet edilen Sâlimiyye koludur.<br />

Basra’da daha çok Mâlikîler arasında yayılmış bir<br />

tasavvufî kelâm ekolü olan Sâlimiyye başta Ebû<br />

Tâlib Mekkî olmak üzere birçok mutasavvıfı etkilemiştir.<br />

Sûfî kimliğinin yanı sıra kelâm <strong>ve</strong> tefsir gibi ilimlerde<br />

de söz sahibi olan Sehl et-Tüsterî’nin onu<br />

aşkın eseri bulunmaktadır. Bunlar arasında ilk<br />

işârî tefsir örneklerinden kabul edilen Tefsîrü’l-<br />

Kur’âni’l-azîm başta gelmektedir. Her sûreden bir<br />

<strong>ve</strong>ya birkaç âyetin tasavvufî tefsirini içeren eserin<br />

çeşitli neşirleri (Kahire 1326 / 1908, Beyrut 1423<br />

/ 2002) bulunmaktadır.<br />

KAYNAKÇA:<br />

Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtü’l-kulûb, III, Kahire 1932, s. 113, 114,<br />

120, 185, 186; Ebû Abdurrahman es-Sülemî, Tabakāt (yay. Nureddin<br />

Şerîbe), Kahire 1986, s. 206-211; Ebû Nuaym el-Isfahânî,<br />

Hilyetü’l-evliya <strong>ve</strong> tabakâtü’l-asfiyâ, X, Kahire 1979, s. 189-212;<br />

Abdülkerîm el-Kuşeyrî, Risâle (çev. Süleyman Uludağ), İstanbul<br />

1981, s. 108-109; Ali b. Osman el-Hücvîrî, Keşfü’l-mahcûb<br />

(çev. Süleyman Uludağ), İstanbul 1982, s. 232, 242, 308, 474;<br />

Herevî, Tabakât, s. 113-118; Gazzâlî, İhyâ’ü ulûmi’d-dîn, Kahire<br />

1358/1939, III, 72, 80, 86, 94, IV, 155, 220; Ebü’l-Ferec İbnü’l-<br />

Cevzî, Telbîsü İblîs (nşr. Seyyid el-Cümeylî), Beyrut 1414/1994,<br />

s. 192; Attâr, Tezkiretü’l-evliyâ (trc. Süleyman Uludağ), İstanbul<br />

2005, s. 289-304; İbn Hallikân, Vefeyât (Abdülhamid), II, 149-150;<br />

Münâvî, el-Kevâkibü’d-dürriyye (nşr. M. Edîb el-Câder, Beyrut<br />

1999, I, 634-647; İbnü’l-İmâd, Şezerât, II, 182-183; Süleyman<br />

Ateş, İşârî Tefsir Okulu, Ankara 1974, s. 65-73; Mustafa Öztürk,<br />

“Tüsterî <strong>ve</strong> Tasavvufî Tefsiri Üzerine Bazı Tespit <strong>ve</strong> Değerlendirmeler”,<br />

Tasavvuf, S. 9, Ankara 2002, s. 239-265; a.mlf., “Sehl et-<br />

Tüsterî”, DİA, XXXVI, 321-323.<br />

Abdürrezzak TEK<br />

SEHLİYYE<br />

(bk. SEHL TÜSTERÎ)<br />

221

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!