T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
60<br />
KEMHACI<br />
Kavsız bir kadife olan kemhanın Türkçeye ne<br />
zaman girdiği hakkında bilgi bulunmamaktadır.<br />
Hârizmşahların kemha sözünü söylendiği bilinmemektedir.<br />
Zemahşeri eserinde “yupka kemha”<br />
yani yufka (ince) kemha sözünü kullanmaktadır.<br />
Dede Korkut kitabında da “ağır atlaslardan, frengi<br />
kemhalardan” bahsedilmektedir.<br />
Özellikle kaftan yapımında kadife kullanılır <strong>ve</strong><br />
buna “havsız kadife” denirdi. Bu kumaş altın <strong>ve</strong><br />
gümüş tellerle süslüydü. Düz renk üzerine dokunurdu.<br />
Kumaşın çözgüsünün <strong>ve</strong> atlasının ipek,<br />
üst sıra atkısının ayrıca altın alaşımlı gümüş <strong>ve</strong>ya<br />
doğrudan gümüş klaptanla dokunduğu incelemeler<br />
sonucunda ortaya çıkmıştır. En güzel <strong>ve</strong> değerli<br />
kemhalar İstanbul <strong>ve</strong> Bursa’da dokunmuştur.<br />
İstanbul’da kemhacıların 17 dükkânı <strong>ve</strong> 19<br />
ustasının olduğunu Evliya Çelebi kaydeder. Evliya<br />
Çelebi’nin <strong>ve</strong>rmiş olduğu rakam, serbest piyasa<br />
ölçüsünde üretim yapan esnafı değil, Hassa kemhacılarını<br />
konu alabilir. Bunların sayıları oldukça<br />
sınırlı <strong>ve</strong> seçilerek alınırdı.<br />
1500 tarihinde yalnızca Bursa’da 1000 ipekli kumaş<br />
dokuyan tezgahın varlığından söz edilir. Bu<br />
tezgahların bir kişilik küçük bir ev dokumacılığı<br />
şeklinde çalıştıkları düşünülmemelidir. O tarihlerde<br />
50-60 tezgah sahibi büyük işletmelerin<br />
varlığına şahit olunur. Bunlar, içlerinde birçok<br />
işçiler çalışan büyük atölyeler açarak gerek iç piyasada<br />
gerekse dış piyasada aranan Türk işi ipekli<br />
kumaşlar imal etmekteydi. İstanbul’da kemha<br />
üreten kemhacı dükkân gediği hakkında zaman<br />
zaman mahkemelere düşen kayıtlardan bilgi elde<br />
edilmektedir. 8 Muharrem 1214 (12 Haziran<br />
1799) tarihinde İstanbul kadılığına intikal eden<br />
bir davada, yeni tezgah açmak isteyenlere karşı<br />
çıkılarak İstanbul’da olan kemhacı esnafının 432<br />
adet tezgahları olduğu karara bağlanmıştı. Aynı<br />
şekilde 7 Cemaziyelev<strong>ve</strong>l 1222 (13 Temmuz 1807)<br />
tarihli bir dava kaydında ise İstanbul’da üretim<br />
yapan kemhacı esnafının 467 adet olduğu dikkati<br />
çeker.<br />
Kemha imal eden bir şahıs, gedik tabir edilen<br />
tezgahlardan bir tezgaha sahip ise kumaşlardan<br />
ancak tamgahaneyi, iki tezgaha sahip ise tamgahane<br />
<strong>ve</strong> kaba peteni, üç tezgaha sahip ise tamgahane,<br />
kaba peten <strong>ve</strong> bindallı olmak üzere toplam<br />
üç çeşit kumaşı dokurdu. Dört tezgahı olanlar ise<br />
bunlara ila<strong>ve</strong>ten a‘lâ <strong>ve</strong> ağır iş işleyip, imal şartlarına<br />
göre fazla <strong>ve</strong> eksik olmamak üzere dokuyup,<br />
bu kumaşları kemhacıbaşı <strong>ve</strong> esnaf kethüdasına<br />
getirerek gösterirlerdi. Onlarda bu kumaşları<br />
mengene <strong>ve</strong> damgalayıp halka satarlardı. Yabancılardan<br />
bu sanatta mahareti olmayanların köşede<br />
bucakta şirket <strong>ve</strong>ya tezgah satışıyla esnaf içine<br />
karışmamaları kanun idi.<br />
Meşhur Türk kadifelerinin en kıymetlisi olan<br />
kemhalar, elbise yapımında kullanılan kumaşlar<br />
içinde kalite bakımından da en ağır olanlarını teşkil<br />
ederler. Bu ağırlıklarından dolayı üste giymek<br />
için kullanıldıklarını tahmin etmek mümkündür.<br />
Kemhalar daha ziyade erkek kıyafeti olarak<br />
tercih edilmiştir. Kemhaların atkısı <strong>ve</strong> çözgüsü<br />
ipek, üst sıra atkısı ayrıca altın <strong>ve</strong>ya gümüş kılaptanla<br />
takviyelidir. Dokumada kullanılan telin,<br />
kumaşın kalitesini oluşturmakta çok önemli bir<br />
yeri vardır. Simkeşhanelerde çekilen gümüş tel,<br />
önce civa yardımıyla altınla yaldızlanır, sonra çekilirdi.<br />
Bu işlemin uygunluğunu onaylamak için<br />
kemhacıbaşı nezaretinde yapılması nizam gereği<br />
idi. Gümüş <strong>ve</strong> altın, değerli madenlerden olduğu<br />
için sıkı denetim altında idi. Gümüş işinden<br />
anlamayan kimselerin araya hatırlı kimseleri sokarak<br />
karhaneye gümüş getirip, kal ettirdikleri<br />
<strong>ve</strong> gümüşün çok mikdarda ziyan olduğu şikâyet<br />
edilince İstanbul kadısına dışardan karhaneye<br />
müdahale edilmemesi emredilmişti. Sırmakeşler<br />
<strong>ve</strong> simkeşler yalnız İstanbul, Bursa <strong>ve</strong> Selanik’te<br />
bulunuyorlardı. Bu şehirler dışında sırmakeşhane<br />
<strong>ve</strong> simkeşhane açılması yasaktı.<br />
Osmanlı saray halkının ihtiyaç duyduğu kemhalar<br />
sadece dış <strong>ve</strong> iç piyasadan tedarik edilmezdi.<br />
Saraya kemha dokumakla görevli Hassa Kemhacılar<br />
Karhanesi mevcuttu. XV. yüzyılda Bursa<br />
işi kemhalar yerli ihtiyacın büyük kısmını karşıladığından<br />
saray alımlarında dış alımların az<br />
olduğu tahmin edilmektedir. Karhaneyi yöneten<br />
kemhacı başının maiyyetinde ne kadar usta, kalfa<br />
<strong>ve</strong> çırak çalıştığı bilinmemekle birlikte zaman<br />
zaman eleman sıkıntısı çekildiği anlaşılmaktadır.<br />
XVI. yüzyılda kemhalara olan ilgi azalmamış,<br />
tam tersine daha ağır <strong>ve</strong> değerli kemhalar yapılmıştır.<br />
Kemha üretiminin ülkenin belli başlı<br />
büyük üretim şehirlerinde yaygınlaştığı görülmektedir.<br />
Kemha üretiminin yanında doğu <strong>ve</strong><br />
batı ülkelerinden kemha kumaşı getirilmeye<br />
başlanmış <strong>ve</strong> halkın dışardan gelen bu kemhalara<br />
rağbeti oranında giyim zevki açısından etkilenmeler<br />
meydana gelmiştir. Bu bağlamda motif,<br />
desen, şekil açılarından benzerlikler artmış; bu<br />
da zevk <strong>ve</strong> kültürde değişmeye katkı sağlamıştır.