27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

150<br />

NAKÎB<br />

Esnaf idarecilerindendir. Kelimenin aslı Arapça<br />

“araştırmak, incelemek, delmek <strong>ve</strong> katetmek”<br />

anlamındaki “n-q-b” kökünden gelmektir. Nakîb,<br />

bir cemaatin <strong>ve</strong>ya topluluğun sorumluluğunu yüklenmiş<br />

reis, lider <strong>ve</strong> bilgili kişidir. Uhdesine aldığı<br />

cemaatin bütün iş <strong>ve</strong> ahvaline nezaret eder. Fütüv<strong>ve</strong>t<br />

tarikatlarına bağlı esnafın idarî amiri bu<br />

unvanla anılmıştır. Tarikatı teşkil eden esnaf ile<br />

yamak arasında bütün işleri gören kişidir. Fütüv<strong>ve</strong>t<br />

etkinliği içinde dinî özellikleri öne çıkan esnaf<br />

birliklerinde nakîbler, şeyh <strong>ve</strong> duacılarla birlikte<br />

dindar olan kişilerdi. Nakîbin bir meslek sahibi<br />

olması mecburiyeti vardı. Esnafın arasından doğruluğu<br />

<strong>ve</strong> dürüstlüğüyle tanınmış bir kişi olarak<br />

seçilirdi.<br />

Nakîbin ticarî anlamda ortaya çıkışı oldukça eskidir.<br />

Kaynaklar, X. yüzyılda Abbâsîler döneminde<br />

Bağdat’ın Kerh muhitinde tüccarların başı olarak<br />

bir nakîbin varlığından bahsederler. Aynı dönem<br />

Horasan bölgesindeki şehirlerin her birinde birer<br />

nakîb bulunuyordu. Anadolu Selçukluları döneminde<br />

esnaf birliklerinin amirleri arasında yer<br />

alan nakîbler, diğer esnafın bütün ileri gelenleri<br />

gibi en üst makam olan şeyhü’l-meşâyihe bağlı<br />

idiler. Osmanlı Devleti’nde şeyhten sonra gelen<br />

nakîbler, şeyhin yardımcısı olarak törenleri yönetmekle<br />

görevli idiler. Evliya Çelebi nakîbler hakkında<br />

“esnaf-ı nakîbân-ı ehl-i hiref üç yüz neferdir.<br />

Pîrleri Hazreti Cabir-i Ensârî’dir. Kemerini hazreti<br />

Ali bağlamıştır ki cümle tarik nakîblerin silsilesi<br />

ona dayanır” demektedir.<br />

Fütüv<strong>ve</strong>te giriş törenlerinde tarikata girecek kişiye<br />

nakîb öncülük edip bu merasimi yönetirdi.<br />

Talip kişi, Fütüv<strong>ve</strong>t mahfilinde tüm Ahi ulularının<br />

karşısında orta yerde yüzü kıbleye dönük<br />

olarak durur. Nakîb, talibin elini sol eline alır,<br />

sağ elinde de mahfil ehline sunulacak hediyeler<br />

bulunur. Böylece Fütüv<strong>ve</strong>t Hutbesi’ni okur. Nakîb<br />

daha sonra toplantının sebebini Fütüv<strong>ve</strong>t ehline<br />

arz ederdi. Tören sonunda yapılan ahd üzerine<br />

Fatiha okunur. Nakîbler tekbir getirir gülbank çekerlerdi.<br />

Şeyhin temsilcisi olan nakîb esnafı denetlemenin<br />

dışında, törenlerde şeyhi temsil etmek, dua okumak,<br />

şed kuşatmak <strong>ve</strong> zaviyenin hizmetine bakmakla<br />

yükümlüydü. Nakîb, çıraklık merasimini<br />

yönetirdi. Çıraklık töreninde olduğu gibi kalfalık<br />

merasimini de nakîb yönetirdi. Fütüv<strong>ve</strong>t tarikatının<br />

esnaf üzerinde etkisi azalmaya başladığı<br />

zaman nakîblerin yerlerine geçen yiğitbaşılar, hükümetle<br />

esnaf arasında işleri görmeye başladılar.<br />

Mısır loncalarında teşkilatın ikinci başkanı, XIX.<br />

yüzyılın başlarına kadar hep nakîb olarak adlandırılmıştır.<br />

KAYNAKÇA:<br />

Osman Nuri Ergin, Mecelle-i Umûr-i Belediye, I, İstanbul 1995,<br />

538–539; Bernard Lewis, “The Islamic Guilds”, The Economic History<br />

Review, VIII/1(1937), s. 20-37; Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı<br />

Tarih Deyimleri <strong>ve</strong> Terimleri Sözlüğü, II, 648; Reşad Ekrem Koçu,<br />

Tarihte İstanbul Esnafı, İstanbul 2003, s. 16-17; Gabriel Baer, “Türk<br />

Loncalarının Yapısı <strong>ve</strong> Bu Yapının Osmanlı Sosyal Tarihi İçin Önemi”,<br />

(çev. Sami Ferliel), Tarih Araştırmaları Dergisi, VIII/14(1963),<br />

s. 99-119; Veysi Erken, Ahilik: Bir Sivil Örgütlenme Modeli, Ankara<br />

1998, s. 59-60; Amnon Cohen, The guilds of Ottoman Jerusalem,<br />

Leiden 2001, s. 49, 60, 86, 90, 119, 127, 149, 165, 191; Money, Land<br />

And Trade An Economic History of the Muslim Mediterranean, (ed.<br />

Nelly Hana), London 2002, s. 164-166; Yi, Eunjeong, Guild dynamics<br />

in se<strong>ve</strong>nteenth-century Istanbul: fluidity and le<strong>ve</strong>rage, Leiden<br />

2004, s.73-74, 86-87; Mehmet Saffet Sarıkaya, “Bektaşi <strong>ve</strong> Alevî<br />

Kültürünün Yazılı Kaynağı Olarak Fütüv<strong>ve</strong>tnameler”, Anadolu’da<br />

Aleviliğin Dünü <strong>ve</strong> Bugünü, (haz. Halil İbrahim Bulut), Adapazarı<br />

2010, s. 375-376.<br />

Rıza KURTULUŞ<br />

NAKİBÜ’N-NUKABA<br />

Ahilikte, nakiplik mertebesinin üstünde, sorumluluğu<br />

olan görevlidir. İslam Peygamberi, Hicretten<br />

önce İkinci Akabe Biatı sırasında kendisine<br />

biat eden Medinelilerden, on iki kişiyi nakip<br />

seçmiştir. Nakipler, Medine’deki Müslümanların<br />

işleri ile ilgilenecek, İslam’a da<strong>ve</strong>tte bulunacak,<br />

oradaki gelişmeleri kendisine bildireceklerdir.<br />

On iki kişinin başına, reis yani nakibü’n-nukaba<br />

olarak Neccâroğullarının temsilcisi Zürâre oğlu<br />

Es’ad’ı tayin eder. Esad’ın 623’te <strong>ve</strong>fatı üzerine<br />

Neccâroğulları kendisine nakip tayini için müracaat<br />

ettiğinde, “Sizler benim dayılarımsınız, sizin<br />

nakibiniz benim” diyerek onları sevindirmiştir.<br />

Abbâsîler devrinde, Abbasoğulları <strong>ve</strong> Hz. Ali soyundan<br />

gelenlerin nakiplikleri, Nakibü’n-Nukabalık<br />

olarak bir yetkili üstünde birleştirilir. Umumi Nakip<br />

olan Nakibü’n-Nukaba, zamanla yerleşim merkezlerinde<br />

görev yapacak nakipleri atama yetkisini<br />

de üstlenmiştir. Onların ilim sahibi kimseler olmasına<br />

dikkat edilmiştir. Makamlarının yüksekliğine<br />

işaret olarak er-Rıza, el-Murtaza, Nurü’l-Hudâ,<br />

Murteza zü’l-Mecdeyn, et-Tahir gibi unvanlar almışlar,<br />

Peygamber sülalesine mensup kimselerin<br />

işlerine bakıp, doğum-ölümlerini, neseplerini kaydetmişlerdir.<br />

Nakiplik, birçok İslam devletinde olduğu gibi Selçuklularda<br />

da mevcuttu. Sarayda sultanın muhafızlığını<br />

üstlenen süvarilerin komutanları, berid/

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!