T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
ticaret merkezi olma özelliğine sahipti. Arasta yıkıldıktan<br />
sonra da yerinde bu gelenek pazar kurularak<br />
devam ettirilmiştir. Karapınar Sultan Selim<br />
Külliyesi’nde arastanın izleri 1990-1992 yılları arasında<br />
Selçuk Üni<strong>ve</strong>rsitesi’nce gerçekleştirilen kazılar<br />
sırsında ortaya çıkınca, eski temelleri üzerine<br />
1993-1996 yıllar arsında tonozlu <strong>ve</strong> kurşunlu olarak<br />
tekrar yapılmış <strong>ve</strong> böylece eski işlevi kazandırılmıştır.<br />
Arastanın bundan sonra da bakım <strong>ve</strong> onarımına<br />
devam edilmiş, ancak kısa süre sonra kurşun kaplamalı<br />
üst örtüsü tahrip olmuştur. Şu anda tekrar<br />
bakıma muhtaç durumdadır.<br />
54<br />
olmayan bu arastanın temellerini açığa çıkarmak<br />
için 1990-1992 yılları arasında bu külliyede kazı<br />
yapılmış <strong>ve</strong> bir arasta izine rastlanmıştır. Arastalar<br />
genelde üstü tonoz <strong>ve</strong>ya çatıyla örtülü, bir sokağın<br />
iki tarafında sıralanan dükkânlar topluluğuydu.<br />
Kazılarda dükkânların izlerine bakılarak arastanın<br />
yeri <strong>ve</strong> şekli gösterilmiştir. Buna göre dükkânlar,<br />
küçük bir arasta teşkil edecek şekilde bir sokağın<br />
iki yanında uzanmakta olup, üzerlerini kurşunla<br />
kaplı tonoz örtüyordu. Arastanın vakfa gelir getiren<br />
bir yapı olmasından dolayı bakım <strong>ve</strong> onarımına<br />
ayrıca özen gösterilmiştir. Dükkânların sürekli kullanılır<br />
halde tutulması için “mîmâr-ı ârâsta” adıyla<br />
bir usta da burada görevlendirilmiştir. Arasta mimarı<br />
dışında külliyede meremmetçi olarak bilinen<br />
usta dahi vardı. Bu ustalar vakıf dükkânların küçük<br />
çaptaki bakım <strong>ve</strong> onarımlarıyla ilgileniyorlardı.<br />
Fakat esaslı bir tamirat söz konusu olunca külliye,<br />
diğer üniteleriyle birlikte toplu olarak ele alınıyor,<br />
İstanbul’dan gelen bir mimar başkanlığında onarılıyordu.<br />
Nitekim dükkânların, diğer yapılarla<br />
birlikte 1260’da (1844) ciddi bir onarıma tâbi tutulmuştu.<br />
Bu tamirat işi önce Torunoğlu Ahmed’e,<br />
sonra da adı geçen kişinin inşaat ile ilgili olarak<br />
adının yolsuzluğa karışması üzerine Mehmed<br />
Efendi’ye <strong>ve</strong>rilmişti.<br />
Arasta zaman zaman tamir edilmesine rağmen<br />
XX. yüzyılın başlarında külliyenin diğer yapıları<br />
gibi bakımsızlıktan kullanılmaz duruma gelmiş <strong>ve</strong><br />
dükkânlar da terk edilmişti. Nitekim 1322 (1904)<br />
tarihli Konya Salnâmesi’nde ayakta bulunan eserler<br />
arasında dükkânların sayılmaması, 1904’ten<br />
önce yıkıldıklarını gösterir. Arasta bölümünün yeri<br />
1990 yılına kadar araç parkı <strong>ve</strong> haftanın bir günü<br />
de Karapınar’ın pazar yeri olarak kullanılıyordu.<br />
Demek ki eskiden de Arasta sokağı Karapınar’ın<br />
KAYNAKÇA:<br />
Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri <strong>ve</strong> Yapı İşleri Şube<br />
Müdürlüğü Karapınar Selimiye Külliyesi 2005 Yılı Onarım Dosyası,<br />
nr. 1, 2; Karapınar Selimiye Külliyesi 1900-2000 Yılı Onarım Dosyası,<br />
nr. 1, 2, 3, 4, 5; Yusuf Küçükdağ, Karapınar Sultan Selim Külliyesi,<br />
Konya 1997, s. 69-72, 134-135.<br />
Yusuf KÜÇÜKDAĞ<br />
KASAP<br />
Deri <strong>ve</strong> et ihtiyacını temin etmek üzere şehir <strong>ve</strong> kasabalarda<br />
kasap dükkânları bulunuyordu. Osmanlı<br />
kasapları üç gruba ayrılmaktadır; salhanelerde hayvan<br />
kesimi <strong>ve</strong> yüzme yapanlar, kasap dükkânların<br />
çalışanlar, sokaklarda gezerek et satan çeyrekçiler.<br />
Kasapların kullandıkları aletler, uzun <strong>ve</strong> ışıl ağızlı,<br />
dümdüz küt uçlu bıçak, satır, balta, bıçak, masat,<br />
çengel, yağrık, terazi, kasap süngeridir. Kasapların<br />
işlerini gören, onları merkezi idarede temsil eden<br />
kasap ustalarının en ehliyetlisi olarak seçilen kasapbaşıları<br />
vardı. Kasapbaşı, yolsuzluğu önlemek, şehre<br />
dışarıdan getirilen koyun <strong>ve</strong> keçileri rayiç fiyattan<br />
alıp adaletli şekilde kasaplara taksim etmek gibi<br />
görevleri vardı. Kasaplar, şehrin koyun, keçi, sığır,<br />
öküz eti ihtiyacını karşıladıkları gibi, bu hayvanların<br />
derilerini debbağlara, kıllarını mutaflara, iç yağlarını<br />
ise sabuncu <strong>ve</strong> mumculara satıyorlardı.<br />
KAYNAKÇA:<br />
M. Çağatay Uluçay, XVII inci Yüzyılda Manisa’da Ziraat, <strong>Ticaret</strong> <strong>ve</strong><br />
Esnaf Teşkilatı, İstanbul 1942, s. 68-69; Priscilla Mary Işın, “Kasap<br />
Aletleri”, Acta Turcica, (ed. Emine Gürsoy Naskali, Hilal Oytun Altu),<br />
S.2, (Temmuz 2011), s.32-52; M. Murat Öntuğ, “XVII. Yüzyılın İlk<br />
Yarısında Balıkesir Şehrinin Fiziki, Demografik <strong>ve</strong> Sosyo-Ekonomik<br />
Yapısı”, (SÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi),<br />
Konya 2003, s. 250; Tuncer Baykara, Osmanlı Taşra Teşkilatında<br />
XVIII. Yüzyılda Görev <strong>ve</strong> Görevliler (Anadolu), Ankara 1990; Yusuf<br />
Ekinci, Ahîlik, Ankara 2011, s. 301; Yaşar Bozyiğit, Simav’da Ahilik <strong>ve</strong><br />
Ahiler, Kütahya 2000, s. 126.<br />
M. Murat ÖNTUĞ