27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

lara karşı sürekli mücadele etmek <strong>ve</strong> iyiliklerini<br />

gizlemeye, ihlâsı gerçekleştirmeye çalışmak iken<br />

IV. (X.) yüzyılda yaşayan Muhammed b. Ahmed<br />

el-Ferrâ gibi bazı Melâmîler bu ilkenin uygulanmasında<br />

aşırıya kaçmışlar <strong>ve</strong> mensuplarından<br />

insanların kınamasını, öfkelerini <strong>ve</strong> kızgınlıklarını<br />

celbedecek davranışlar sergilemelerini istemişlerdir.<br />

Bu tavır sonraki dönemlerde Melâmî<br />

anlayışın bir parçası haline gelmiş <strong>ve</strong> kendilerine<br />

yöneltilen eleştirilere zemin hazırlamıştır.<br />

Melâmîlik IV. (X.) yüzyılda Mâ<strong>ve</strong>râünnehir bölgesine<br />

nüfuz etmiş, İslâmiyet Buhara, Semerkant,<br />

Fergana gibi bölge <strong>ve</strong> şehirlerde, Horasanlı<br />

Melâmîler’in <strong>ve</strong> Horasan’a gidip onlara intisap ettikten<br />

sonra memleketlerine dönen Melâmî Türk<br />

dervişlerinin faaliyetleri sonucu Türkler arasında<br />

yayılmaya başlamıştır.<br />

Melâmîliğin Horasan <strong>ve</strong> Mâ<strong>ve</strong>râünnehir’de ortaya<br />

çıkıp gelişmesinin buraların eski Hint-İran mistik<br />

geleneğinin taşıyıcı bölgeleri olmasıyla ilgili<br />

olduğu, “fakr <strong>ve</strong> tecerrüdü” esas alan bu tasavvuf<br />

mektebinin toplumu <strong>ve</strong> dünyayı alabildiğince<br />

dışladığı, aynı temel felsefeyi benimsemiş olan<br />

eski Hint-İran mistik geleneğinin üzerine inkişaf<br />

ettiği ileri sürülmüştür. Ancak Melâmîliğin esasları<br />

arasında fakr <strong>ve</strong> tecerrüd bulunmadığı gibi<br />

Melâmîlik’te dünyanın dışlanması olarak anlaşılabilecek<br />

bir yaklaşım da yoktur. Melâmîliğin<br />

eski Hint-İran mistik geleneğinin taşıyıcı bölgelerinde<br />

ortaya çıkması da İslâmiyet’in putperest<br />

Arap toplumunda ortaya çıkması kadar tabii bir<br />

hadisedir. Melâmîliğin temelinin karamsarlık<br />

<strong>ve</strong> kötümserlik olduğu, bunların Zerdüştîlik’te<br />

de bulunduğu <strong>ve</strong> İslâm dışı olduğu iddiası da<br />

Melâmî tavra bakış açısından kaynaklanmaktadır.<br />

V. (XI.) yüzyıldan itibaren tasavvufun bütün İslâm<br />

dünyasında yaygınlaşmasından sonra Melâmet<br />

anlayışı tasavvufun içinde ayrı bir damar <strong>ve</strong> bir<br />

neş<strong>ve</strong> olarak etkisini sürdürmeye devam etmiştir.<br />

Tarikatların yaygınlaştığı dönemde ortaya<br />

çıkan başta Nakşibendiyye, Kübreviyye <strong>ve</strong> Mevleviyye<br />

olmak üzere büyük tarikatları etkilemiş,<br />

XV. yüzyılda Anadolu’da Hacı Bayrâm-ı Velî tarafından<br />

kurulan Bayramiyye tarikatı içinde ayrı<br />

bir kol oluşturacak kadar belirgin hale gelmiştir.<br />

KAYNAKÇA:<br />

Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî, er-Risâletü’l-Melâmetiyye,<br />

(yay. Ebü’l-Alâ Afîfî, el-Melâmetiyye <strong>ve</strong>’s-sûfiyye <strong>ve</strong> ehlü’lfütüv<strong>ve</strong><br />

içinde), Kahire 1364/1945, s. 86-120; aynı yazar,<br />

Tabakâtü’s-sûfiyye (yay. Nûreddin Şerîbe), Kahire 1953, s. 96,<br />

123-129; aynı yazar, el-Mukaddime fi’t-tasavvuf (yay. Süleyman<br />

Ateş, Tasavvufun Ana İlkeleri: Sülemî’nin Risâleleri içinde), Ankara<br />

1981, s. 108; Ebû Sa‘d Abdülmelik Hargûşî, Tehzîbü’l-esrâr<br />

(haz. İrfan Gündüz, basılmamış doçentlik çalışması, 1990), İSAM<br />

Ktp., nr. 16.971, s. 21; Ali b. Osman el-Hücvîrî, Keşfü’l-mahcûb,<br />

(yay. Jukovski), Tahran 1979, s. 68-69, 228; Abdülkerîm el-<br />

Kuşeyrî, er-Risâle (yay. Mahmud b. Şerîf-Abdülhalim Mahmud),<br />

I, Kahire 1972, s. 96, 103-104, 109; Ferîdüddin Attâr, Tezkiretü’levliya<br />

(çev. Süleyman Uludağ), İstanbul 1991, s. 414-427;<br />

Şehâbeddin es-Sühre<strong>ve</strong>rdî, ‘Avârifü’l-ma’ârif, Kahire 1358/1939,<br />

s. 53-59; Abdurrahman Câmî, Nefehâtü’l-üns min hazarâti’l-kuds,<br />

s. 8-10, 14-15; Kemâleddin Harîrîzâde, Tibyanu <strong>ve</strong>sâili’l-hakâik fî<br />

beyâni selâsili’t-tarâik, Süleymaniye Kütüphanesi, İbrahim Efendi,<br />

nr. 430, III, vr. 140a-143b; M. Sadık Vicdânî, Tomar-ı Turuk-i<br />

Aliyye’den Melâmîlik, İstanbul 1919, s. 14-20; Ebü’l-Alâ Afîfî, el-<br />

Melâmetiyye <strong>ve</strong>’s-sûfiyye <strong>ve</strong> ehlü’l-fütüv<strong>ve</strong>, Kahire 1364/1945; J.<br />

S. Trimingham, The Sufi Orders in Islam, Oxford 1971, s. 24; Ali<br />

Bolat, Bir Tasavvuf Okulu Olarak Melâmetîlik, İstanbul 2003, s.<br />

78-81; R. Hartmann, ‘’As-Sulamı’s Risalat al-Malamatıja’’, Der<br />

Islam, VIII (1918), s. 157-203; A. J. Arberry, ‘’Khargushi’s Manual<br />

of Sufism’’, Bulletin School of Oriental and African Studies,<br />

XIX (1938), s. 345-349; Fr. Taeschner, “İslâm Ortaçağında Futuvva:<br />

Fütüv<strong>ve</strong>t Teşkilâtı” (çev. Fikret Işıltan), İstanbul Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

İktisat Fakültesi Mecmûası, XV/1-4 (1953-54), s. 6-25; Nasrullah<br />

Pürcevâdî, “Menba.î Kühen der Bâb-ı Melâmetiyân-ı Nîşâbûr”,<br />

Maʻârif, XV/1-2, Tahran 1377 hş./1998, s. 1-50.<br />

DİA’daki “Melâmiyye” maddesinden özetlenmiştir (XXIX, s. 25-<br />

35).<br />

Reşat ÖNGÖREN<br />

MELAMİLİK <strong>ve</strong> MELAMİLER<br />

Abdülbaki Gölpınarlı’nın, bu sahada yazılmış tek<br />

eseri durumunda olup son baskısı daha önceki<br />

nüshanın tıpkıbasımıdır. Kitap 1920’lerin sonlarında<br />

kaleme alındı. İlk baskısı 1931’de, ikinci<br />

baskısı 2011’de yapılan eserin girişinde Murat<br />

Bardakçı, Melâmîlik, Melâmîler <strong>ve</strong> Abdülbaki<br />

Gölpınarlı hakkında genel bilgi <strong>ve</strong>rmiştir. Bunun<br />

için Gölpınarlı’nın yaptığı düzeltmeler aynen korunmuş,<br />

sayfa kenarına aldığı notlar aynen muhafaza<br />

edilmiştir.<br />

Melâmîlik, sûfîlerin bir kısmının en yüksek<br />

makam saydığı bir tür gizli inanç sistemi olup<br />

hicretin ikinci asrının ikinci yarısında ortaya<br />

çıkmıştır. Melâmetîlik, hicretin üçüncü asrından<br />

itibaren Horasan’da yayılmıştır. Melâmetîlerin<br />

şöhreti Hacı Bayramın nüfuzu sonucu bütün<br />

Anadolu <strong>ve</strong> Rumeli’de yayılmıştır.<br />

Kitaptaki tasnifiyle Melâmîlik üç devreye ayrılabilir.<br />

İlk devre Melâmîliği “Melâmetiyye” unvanı<br />

ile bilinmektedir. Önemli tasavvuf tarihleri olan<br />

Risale-i Kuşeyri <strong>ve</strong> Keşfü’l-Mahcub adlı eserlerde<br />

Melâmîliğin kurucusu Nişaburlu Ebu Salih<br />

Hamdûn ibn Ahmed ibn Ammârü’l-Kassâr olarak<br />

gösterilmiştir. Anadolu’da Hacı Bayram-ı Velî<br />

ile başlayan süreç ikinci devre Melâmîleri, Muhammed<br />

Nur ile başlayan süreç de üçüncü dev-<br />

109

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!