T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
224<br />
SEMERCİ<br />
Genel itibariyle hayvanlara semer yapmakla uğraşan<br />
esnafa <strong>ve</strong>rilen addır. Binek hayvanlarının<br />
sırtına göre hazırlanan <strong>ve</strong> binicisinin rahatı düşünülerek<br />
yapılan oturağa semer denilir. Yük hayvanlarında<br />
yük taşımak için yapılan şekline ise<br />
palan denilir <strong>ve</strong> bu meslek erbabına da semerci/<br />
palancı adı <strong>ve</strong>riliyordu.<br />
KAYNAKÇA:<br />
M. Murat Öntuğ, XVII. Yüzyılın İlk Yarısında Balıkesir Şehrinin<br />
Fiziki, Demografik <strong>ve</strong> Sosyo-Ekonomik Yapısı, SÜ Sosyal Bilimler<br />
Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, Konya 2003, s. 252; Yaşar<br />
Bozyiğit, Simav’da Ahilik <strong>ve</strong> Ahiler, Kütahya 2000, s. 108-111.<br />
M. Murat ÖNTUĞ<br />
SERRAC SİNAN<br />
Ankara’da XIII. yüzyılın ilk yarısında yaşadı. Kendi<br />
adına inşa edilmiş bir mescidi bulunmaktadır.<br />
Bu eser Ankara’da yapılmış olan ilk mescidlerdendir.<br />
Kapısındaki kitâbeye göre mescid, 987<br />
(1288) yılında yaptırılmıştır. Aynı kitâbede mescidin<br />
Hasanoğlu Yusuf tarafından inşa ettirildiğinden<br />
bahsedilir. Bu şahıs Serrac Sinan olmalıdır.<br />
KAYNAKÇA:<br />
Özer Ergenç, XVI. Yüzyılda Ankara <strong>ve</strong> Konya, Konya 1998, s. 171,<br />
dipnot 105; Mübarek Galip, Ankara Mescidleri <strong>ve</strong> Camileri, I, İstanbul<br />
1341, s. 49-50; Gönül Öney, Ankara’da Türk Devri Yapıları,<br />
İstanbul 1971, s. 41.<br />
Mehmet Ali HACIGÖKMEN<br />
SEVÂKIBÜ’L-MENÂKIB-I<br />
EVLİYÂULLÂH<br />
Ahilikle ilgili bilgiler bulunan bir eserdir. Ahmed<br />
Eflâkî’nin hazırladığı Menâkıbü’l-Ârifîn isimli<br />
menakıbnâme, Abdul<strong>ve</strong>hhab bin Celâleddin Muhammed<br />
Hemedanî tarafından yine Farsça olarak<br />
kısaltılarak âdeta yeniden yazılmış <strong>ve</strong> buna<br />
Sevâkıbü’l-Menâkıb-ı Evliyâullâh ismi <strong>ve</strong>rilmiştir.<br />
Eflâkî’nin tekrarı gibi olmasına rağmen, düzenlenmiş<br />
biçimi <strong>ve</strong> minyatürleriyle Mevleviliğin<br />
temel kaynaklarından biri durumundadır. Kitapta,<br />
Ahilik <strong>ve</strong> Ahilerle ilgili bilgi <strong>ve</strong> minyatürlere de<br />
yer <strong>ve</strong>rilmiştir.<br />
Sevâkıbü’l-Menâkib-ı Evliyâullâh, 1540’ta tamamlanmıştır.<br />
Bir mukaddime ile her birine<br />
“zikr” adı <strong>ve</strong>rilen dokuz bölümden oluşmaktadır.<br />
Her bir zikir, Bahaeddin Veled, Mevlana, Şems-i<br />
Tebrizî, Selahaddin-i Zerkub, Çelebi Hüsameddin,<br />
Sultan Bahaeddin, Çelebi Ârif, Şemseddin<br />
Emir Çelebi gibi Mevlevî büyüklerine ayrılmıştır.<br />
Özellikle Bahaeddin Veled, çok geniş olarak<br />
anlatılmıştır. Eserin birçok yazması mevcuttur.<br />
Bunlar arasında, 1577’de istinsah edilmiş olan<br />
Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Emanet<br />
Hazinesi, nr. 1194’teki nüsha, nadide bir eserdir.<br />
Yazıldıktan kısa bir süre sonra Türkçe’ye<br />
çevrilmiştir. Bu tercümelerden ilki Derviş Halil<br />
Senaî’ye ait olup Kanuni (1520-1566)’ye sunulmuştur.<br />
Süleymaniye Kütüphanesi Halet Efendi<br />
ila<strong>ve</strong>si, nr. 49 <strong>ve</strong> 50’de iki nüshası daha bulunmaktadır.<br />
Mesnevihan Derviş Mahmud Dede’ye<br />
ait olan ikinci tercüme ise 1590’da Konya’da<br />
tamamlanmıştır. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi,<br />
Revan, nr. 1479’da bulunan nüsha<br />
minyatürleriyle birlikte Mevlana’dan Hâtıralar:<br />
Sevâkıb-ı Menâkıb adıyla Süheyl Ün<strong>ve</strong>r tarafından<br />
1973’te neşredilmiştir.<br />
Sevâkıbü’l-Menâkıb-ı Evliyâullâh; mukaddimeden<br />
sonra dokuz bölümden oluşmaktadır. Ayrıca<br />
sonunda da bir hatime bulunmaktadır. Mukaddimede<br />
eserin hazırlanış amacı <strong>ve</strong> kitap hakkında<br />
özet bilgiler <strong>ve</strong>rilmektedir. Birinci bölüm Bahaeddin<br />
Veled; ikinci bölüm Burhaneddin Muhakkik;<br />
üçüncü bölüm Mevlana Celâleddin-i Rumî;<br />
dördüncü bölüm Şems-i Tebrizî; beşinci bölüm<br />
Şeyh Selahaddin Konevi hakkındadır. Altıncı<br />
bölümde Çelebi Hüsameddin; yedinci bölümde<br />
Sultan Bahaeddin Veled’le ilgili bilgiler <strong>ve</strong>rilmektedir.<br />
Sekizinci bölümde Çelebi Ârif diye bilinen<br />
Celâleddin Feridun’un biyografisi bulunmaktadır.<br />
Dokuzuncu bölüm, Çelebi Şemseddin Emir<br />
Âbid <strong>ve</strong> Sultan Veled’e ayrılmıştır. Hatimede ise<br />
kitabın bitiş tarihi <strong>ve</strong> münacat ile yazarın tavsiyeleri<br />
bulunmaktadır.<br />
Kitapta anlatılan olaylar minyatürlerle âdeta canlandırılmıştır.<br />
Burada bulunan 22 adet minyatür,<br />
XVI. yüzyıl sonlarına ait olup Türk resim sanatı<br />
açısından önemli belgeler durumundadır. Ancak<br />
bunları yapan nakkaşların imzaları bulunmamaktadır.<br />
İşlemesindeki renk ahengi <strong>ve</strong> yüzlerdeki<br />
ifadeler değişik olup, derin izler taşımaktadır.<br />
Minyatürler, XVI. yüzyılda insanların Mevlana<br />
ile ilgili düşüncelerini, yine o döneme ait giyim,<br />
kuşam <strong>ve</strong> yaşam tarzlarını aksettirmesi bakımın-