T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
ğiştirmeyecektir. I. Murad’ın neslinden padişah<br />
olanlar arazinin <strong>ve</strong>riliş amaçları dışına çıkmasına<br />
izin <strong>ve</strong>rmeyeceklerdir. Sınırları çizilen bu<br />
yerler yüzünden I. Murad’ın “bu Ahilerim” dediği<br />
kişileri kim incitirse temliknâmeyi <strong>ve</strong>reni incitmiş<br />
olacaktır. Ahi Musa’ya, onun soyundan gelenlere,<br />
yerlerine bıraktıkları Ahilere <strong>ve</strong> onların neslinden<br />
gelenlere bu temlik edilen arazi için kim<br />
zahmet <strong>ve</strong> meşakkat <strong>ve</strong>rirse <strong>ve</strong> başkasının eline<br />
geçmesini sağlarsa tüm laneti kabul etmiş olur.<br />
Ahi Musa <strong>ve</strong> soyundan gelenler, daha sonra bu<br />
mülk araziyi tasarruf eden Ahiler, avarız-ı divanî<br />
<strong>ve</strong> tekâlif-i örfîden, salgından, ulaktan, sekbandan,<br />
cerahordan <strong>ve</strong> naipten muaf, bunun karşılığında<br />
devletin devamı için dua ile meşgul olacaklardır.<br />
Bu temliknâme, gurre-i Receb 767 / 14<br />
Mart 1366’da yazılmıştır.<br />
KAYNAKÇA:<br />
Tahsin Öz, “Murad I. ile Emir Süleyman’a Ait İki Vakfiye”, Tarih<br />
Vesikaları, I/4(1941), s. 241-245; M. Tayyib Gökbilgin, XV-XVI.<br />
Asırlarda Edirne <strong>ve</strong> Paşa Livâsı Vakıflar, Mülkler, Mukataalar, İstanbul<br />
1952, s. 161-163.<br />
Yusuf KÜÇÜKDAĞ<br />
MÛSA<br />
Ahilikte çobanların piri olarak kabul edilen büyük<br />
peygamberlerden biridir. MÖ XIII. yüzyılda<br />
yaşadığı tahmin edilmektedir. Kendisine Tevrat<br />
<strong>ve</strong>rilmiş <strong>ve</strong> hayatının büyük bir bölümü firavunla<br />
mücadeleyle geçmiştir.<br />
Hz. Musa büyüyüp ergenlik çağına ulaştığında bir<br />
olaydan dolayı memleketinden ayrıldı. Medyen’e<br />
giderek Hz. Şuayb ile tanıştı. Onun yanında on<br />
yıl kadar çobanlık yaptı, bu arada kızıyla da evlendi.<br />
Medyen’den ayrıldıktan sonra kendisine<br />
peygamberlik <strong>ve</strong>rildi. Hayatının bundan sonraki<br />
safhasını Mısır’da İsrailoğullarının kurtuluşuna<br />
adamıştır. Anlatılanlara göre, İbrani yazısını <strong>ve</strong><br />
çeşitli savaş makinelerini icat etmiştir.<br />
KAYNAKÇA:<br />
İbn Kesîr, Hadislerle Kur’ân-ı Kerim Tefsiri, XI, (çev. Bekir Karlığa-Bedrettin<br />
Çetiner), İstanbul 1990, s. 6199-6200, 6204-6205;<br />
Fütüv<strong>ve</strong>tname-i Caʻfer Sâdık, (haz. M. Saffet Sarıkaya), İstanbul<br />
2008, s. 239; Muallim Cevdet, İslam Fütüv<strong>ve</strong>ti <strong>ve</strong> Türk Ahiliği:<br />
İbn Battuta’ya Zeyl, (çev. Cezair Yarar), İstanbul 2008, s. 338;<br />
Günay Tümer-Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 1997,<br />
s. 218-219; Cemal Anadol, Türk İslam Medeniyetinde Ahilik Kültürü<br />
<strong>ve</strong> Fütüv<strong>ve</strong>tnâmeler, Ankara 2001, s. 103-106; İsmail Yiğit,<br />
Peygamberler Tarihi, İstanbul 2004, s. 394-396; Ahmet Lütfi Ka-<br />
zancı, Peygamberler Tarihi, İstanbul 2011, s. 359-361; Ömer Faruk<br />
Harman, “Mûsâ”, DİA, XXXI, s. 207.<br />
Ahmet TÜRKAN<br />
MUSTAFA SAFÎ EFENDİ<br />
VE GÜLŞEN-İ PEND<br />
MESNEVİSİ<br />
Fütuv<strong>ve</strong>tnâmeler sınıfında gösterilen Gülşen-i<br />
Pend Mesnevisi, Mehmet Sait Çalka tarafından<br />
Yüksek Lisans tezi olarak yapılmıştır (Mustafa<br />
Safî Efendî <strong>ve</strong> Gülşen-i Pend Mesnevisi, Celal Bayar<br />
Üni<strong>ve</strong>rsitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk<br />
Dili <strong>ve</strong> Edebiyatı Anabilim Dalı Yayımlanmamış<br />
Yüksek Lisans Tezi, Manisa 2007, 366 s.).<br />
Anadolu’nun sosyo-kültürel yapısını yansıtma<br />
özelliği bulunan Nasihat-nâme geleneği, XI. yüzyılda<br />
Yusuf Has Hâcib’in (ö. 1077) Kutatgu Bilig<br />
(yazılışı:1069-1070) adlı eserinden başlayarak<br />
XIX. yüzyıla kadar çeşitli isimler altında yazılan<br />
nasihat-nâmelerle gelişimini sürdürmüştür. Bu<br />
eserlerden biri de Mehmet Sait Çalka tarafından<br />
Yüksek Lisans tezi olarak yapılan Gülşen-i Pend<br />
Mesnevisi’dir.<br />
Adı geçen çalışmanın giriş kısmında Çalka, XVIII.<br />
yüzyılda Osmanlı Devleti’nin siyasî <strong>ve</strong> edebî durumu<br />
hakkında muhtasar bilgi <strong>ve</strong>rdikten sonra<br />
birinci bölümde Mustafa Safî Efendi’nin hayatını<br />
<strong>ve</strong> edebî kişiliği ortaya koymaya çalışmıştır. İkinci<br />
bölümde ele alınan Gülşen-i Pend ayrıntılı bir<br />
şekilde incelenir <strong>ve</strong> padişahlara, <strong>ve</strong>zirlere, kadılara,<br />
öğrencilere, sahhaflara, kâtiplere, hattatlara,<br />
şairlere, hânendelere, âşıklara, vâizlere, şeyhlere,<br />
sûfîlere, tabiplere, sürmecilere, cerrâhlara, müneccimlere,<br />
cifircilere, <strong>ve</strong>ffâklara, ledünnî ilimlerle<br />
uğraşanlara, kimyâgerlere, sarraflara, tüccarlara,<br />
yetim vâsîlerine, vakıf müte<strong>ve</strong>llilerine, hatiplere,<br />
imamlara, müezzinlere, zeamet sahiplerine, köylülere,<br />
aktarlara <strong>ve</strong> diğer zanaat erbâbına yönelik<br />
nasihatler değerlendirilir. Çalışmanın üçüncü <strong>ve</strong><br />
son bölümünde ise Gülşen-i Pend mesnevisinin<br />
transkripsiyonlu metni sunulur <strong>ve</strong> bunun hemen<br />
ardından ise metinde geçen Arapça <strong>ve</strong> Farsça sözcükleri<br />
kapsayan bir sözlük çalışması yer alır.<br />
Orhan Kemal TAVUKÇU<br />
143