T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
li”, Uluslararası Osmanlı Öncesi <strong>ve</strong> Osmanlı Tarihi Araştırmaları<br />
6. Ara Dönem Sempozyum Bildirileri 14-16 Nisan 2011, Uşak III,<br />
İzmir 2011, s. 1512; Esra Keskinkılıç, “Sultanî Lakaplar (<strong>ve</strong>ya Devletlü<br />
<strong>ve</strong> Saadetlü Lakaplar) Nicknames of the Sultans”, Acta Turcıca<br />
Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of<br />
Turkic Studies, VI/1-1, Ocak 2014, “Kültürümüzde İsim”, edi Emine<br />
Gürsoy Naskali-Hilal Oytun Altun; H. Yunus Apaydın, “İhtiyar”,<br />
DİA, XXI, s. 575-576.<br />
Caner ARABACI<br />
KAYNAKÇA:<br />
Hâris el-Muhâsibî, er-Ri’âye, Kahire 1970, s. 366-381; Ebu Nasr<br />
es-Serrâc, el-Luma‘, (yay. Abdülhalim Mahmud-Taha Abdülbakî<br />
Sürur), Kahire 1960, s. 234-237, 253, 273; Ebû Tâlib el-Mekkî,<br />
Ķūtü’l-ķulûb, Kahire 1961, II, 442-489; Kuşeyrî, Risâle (Uludağ),<br />
s. 433-439, 574-580, 746, 749; Hücvîrî, Keşfü’l-mahcûb, s.<br />
426; Gazzâlî, İhyâ’, Kahire 1939, II, 154-191; Ebü’n-Necîb es-<br />
Sühre<strong>ve</strong>rdî, Âdâbü’l-mürîdîn, Tahran 1984, s. 188; Şehâbeddin<br />
es-Sühre<strong>ve</strong>rdî, ‘Avârifü’l-ma’ârif, Beyrut 1966, s. 423-442; Seyyid<br />
Sâdık-ı Gûherîn, Şerh-i Istılâhât-ı Tasavvuf, Tahran 1361, I, 115-<br />
125; Süleyman Uludağ, “İhvan”, DİA, XXI, 580; Ziya Kazıcı,<br />
“Ahîlik”, DİA, X, 540-541.<br />
28<br />
İHVAN<br />
Sözlükte “erkek kardeş, arkadaş, yoldaş, dost,<br />
meslektaş” anlamlarına gelen “ah” kelimesinin çoğuludur.<br />
Türkçe’de daha çok “kardeşim” anlamındaki<br />
tekil kullanımı olan “ahi” kelimesi yaygınlık<br />
kazanmıştır. İslam hiçbir ayırım yapmadan kadın<br />
erkek bütün inananların birbirinin kardeşi olduğunu<br />
ilan etmiş (Âl-i İmrân 3/103; et-Tevbe 9/11;<br />
el-Hucurât 49/10; el-Haşr 59/10), Hz. Peygamber<br />
de müslümanları din kardeşliğine bağlı kalmaya<br />
çağırmıştır (Buhârî, “Nikâh”, 45, “Mezâlim”, 3;<br />
Müslim, “Bir”, 23, 32).<br />
Sûfîler ilk dönemlerden itibaren birbirlerine kardeş<br />
gözüyle bakmaya başlamışlar, tasavvufun giderek<br />
tarikat şeklinde kurumsal bir yapı kazanmasıyla<br />
birlikte bu durum daha da gelişmiştir. Bütün<br />
tasavvufî zümrelerde ihvan terimine <strong>ve</strong>ya onunla<br />
aynı anlama gelen “ah, fetâ, derviş, pirdaş” gibi kelimelere<br />
rastlanmaktadır.<br />
Ahîlik’te <strong>ve</strong> fütüv<strong>ve</strong>t ehli arasında da manevî kardeşlik<br />
bağına büyük önem <strong>ve</strong>rilmiş, hatta tasavvufta<br />
önemli bir yeri bulunan “uhuv<strong>ve</strong>t”i hatırlatmasından<br />
dolayı da Ahiliğin kolayca yayılması <strong>ve</strong> kabul<br />
görmesi mümkün olmuştur. Fütüv<strong>ve</strong>tnâmelerde<br />
Ahiliğin esasları, ahlâkî <strong>ve</strong> ticarî kuralları yazılı idi.<br />
Buna göre fütüv<strong>ve</strong>t mensupları <strong>ve</strong> Ahiler arasındaki<br />
sevgi sırf Allah için olmalı; maddi çıkar, itibar <strong>ve</strong>ya<br />
şöhret arzusu söz konusu edilmemelidir. İhvan her<br />
zaman birbirini hayırla anmalı, karşılık beklemeden<br />
birbirlerine hizmet etmeli, kardeşinin hatalarını<br />
görmezlikten gelip ezalarına katlanmalı, ihtiyaçlarını<br />
gidermeye çalışmalı, daima saygılı, hoşgörülü<br />
davranmalı, her zaman kardeşlerini haklı kendini<br />
kusurlu bilmeli, insaflı olup insaf beklememeli, birbirlerinin<br />
sevinç <strong>ve</strong> üzüntülerini paylaşmalı <strong>ve</strong> sadakatten<br />
ayrılmamayı görev bilmelidir. Ayrıca Ahilerde<br />
bulunması gereken özellikler <strong>ve</strong>fa, doğruluk,<br />
emniyet, cömertlik, tevazu, ihvana nasihat, affedici<br />
olma <strong>ve</strong> tövbe idi. Bu kurallara uymama, şarap<br />
içme, zinan, yalan, gıybet, hile gibi davranışlar Ahilik<br />
teşkilatından <strong>ve</strong> meslekten atılmayı gerektiren<br />
sebeplerdi.<br />
Abdürrezzak TEK<br />
İKİZ, MEHMET LÜTFİ<br />
(d. 1929- ö. 2007)<br />
Kültür, Sanat <strong>ve</strong> Medeniyetimizde Ahilik (Y.<br />
Çalışkan’la birlikte) adlı kitabın yazarıdır.<br />
Kırşehir’de 29 Mayıs 1929 tarihinde doğdu. Babası<br />
İbrahim Ethem Bey, annesi Fatma Hanım’dır.<br />
Kökeni, Maraş’a yerleşen Oğuz boylarına dayanır.<br />
İlk <strong>ve</strong> orta tahsilini memleketi Kırşehir’de tamamlayan<br />
Lütfi İkiz, lise tahsiline Konya’da başladı<br />
<strong>ve</strong> Ankara, Yozgat, Samsun’da devam ederek<br />
Kayseri’de tamamladı.<br />
Liseyi bitirdikten sonra Kırşehir’e dönen Lütfi İkiz,<br />
Erol Güngör’ün dedesi Hafız Osman Efendi’den<br />
Arapça <strong>ve</strong> dinî ilimler tahsil etti. Kırşehir’de Müftü<br />
Mehmet Efendi’den de özel dersler aldı. Ayrıca<br />
Ermenekli Büyük Saffet Efendi’den icazet aldı.<br />
Maraşlı Rahmi Eray’ın, eğitim halkasında bulundu.<br />
İstanbul’daki eğitiminden sonra memleketi<br />
Kırşehir’e döndü.<br />
Bursa’da askerliğini tamamladı. Askerlik dönüşü<br />
Nevşehir Kütüphane müdürlüğüne tayin edildi.<br />
İki yıl sonra kütüphane müdürlüğü görevine son<br />
<strong>ve</strong>rildi. Bunun üzerine Almanya’ya giderek yazma<br />
eserler <strong>ve</strong> kitap restorasyonu üzerinde iki yıla<br />
yakın kurs gördü. Almanya dönüşünde, Ankara<br />
Türk Ocağı müdürlüğüne getirildi. Ocağın genel<br />
Başkanı Hamdullah Suphi Tanrıö<strong>ve</strong>r’le birlikte<br />
altı yıl çalıştı. Türk Ocağı müdürü iken, Dil <strong>ve</strong><br />
Tarih-Coğrafya Fakültesi Şark Dilleri Bölümüne<br />
devam etti. Son sınıfta iken okuldan ayrıldı. Müteakiben<br />
Kastamonu İl Halk Kütüphane Müdürlüğüne<br />
atandı. 24 Ocak 1984 tarihinde Nevşehir<br />
İl Halk Kütüphanesi’nden, Konya Bölge Yazma<br />
Eserler Kütüphanesi’ne Müdür olarak atandı. 19<br />
Mart 1984 tarihinde Konya’da görevine başladı.<br />
Nevşehir, Kastamonu, Çorum, Konya kütüphane<br />
müdürlüklerinde bulundu. 1988 yılında Kütüphane<br />
Müdürlüğünden emekli oldu.