27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

350<br />

bellerinde uzunca bir bıçak olan, başlarında altında<br />

yün bir takke <strong>ve</strong> bunun üzerini bir arşın uzunluğunda,<br />

iki parmak genişliğinde bir serpuş örten<br />

yiğitler olarak tanımlar. Burada Ahilik teşkilatı<br />

içinde yer alan gençler için Arapça <strong>ve</strong> Farsça kitaplarda<br />

“fetâ” yahut “fityân” tabirinin kullanılması,<br />

söz konusu dönemlerde bu gençlerin Anadolu’da<br />

yiğit <strong>ve</strong> bunların başında olan kimselerin yiğitbaşı<br />

şeklinde anılmış olabileceklerini gösterir. Esasen<br />

Dîvânü lugati’t-Türk’te “Ot tütünsüz bolmas / Yigit<br />

yazuksuz bolmas” (Ateş dumansız olmaz / Genç<br />

günahsız olmaz) atasözünün yer alması <strong>ve</strong> Kırgız<br />

toplumunda “er cigit, el kamın ceyt” (er olan, yiğit<br />

olan kimse, halkının gamını, tasasını, kederini<br />

üzerine alan <strong>ve</strong> bunu çeken kimsedir) atasözünün<br />

nesilden nesile söylenerek bugüne gelmesi, yiğit<br />

kelimesinin çok eski dönemlerden beri hem yazılı<br />

literatüre girdiğine hem de sözlü edebiyatta yer<br />

aldığına önemli bir işarettir.<br />

XIII. <strong>ve</strong> XIV. yüzyıllarda Anadolu’da Ahilik <strong>ve</strong> dolayısıyla<br />

esnaf teşkilatı daha kuv<strong>ve</strong>tli <strong>ve</strong> daha bağımsız<br />

bir yapıdaydı. Bu bağlamda teşkilat mensupları<br />

<strong>ve</strong> bu teşkilatın içinde yer alan yiğitler <strong>ve</strong><br />

bunların başındaki yiğitbaşılar daha serbest hareket<br />

etme imkânına sahiptiler. Ancak Anadolu’nun<br />

Osmanlı idaresine girmesi üzerine bilhassa XV.<br />

yüzyılın ortalarından itibaren esnaf teşkilatı devletin<br />

merkezî otoritesine <strong>ve</strong> kurallarına daha sıkı<br />

bir biçimde bağlandı. Böylece muhtemelen Ahilik<br />

teşkilatı içinde yer alan yiğitbaşı da Ahilik geleneklerinin<br />

bir devamı şeklinde esnaf idare heyetlerinin<br />

içinde yer almaya başladı.<br />

En genel çizgileriyle Osmanlı’da esnaf, mal <strong>ve</strong><br />

hizmet üretimiyle ilişkili herhangi bir iş kolunun<br />

belirli bir alanında uzmanlaşarak çalışanların<br />

meydana getirdiği meslekî bir teşkilattı. Her esnafın<br />

bir idare heyeti vardı. Bu heyet, ilgili esnaf<br />

topluluğunun ileri gelenlerinden <strong>ve</strong> ustalarından<br />

teşkil edilirdi. Heyetin başkanı kethüda unvanıyla<br />

biliniyordu. Heyet üyelerinden biri de yiğitbaşı<br />

idi. Kethüdanın yardımcısı olarak görev yapan<br />

yiğitbaşı, esnafın özellikle örgütiçi meselelerinin<br />

hallinde, sorunların başta kethüda olmak üzere<br />

gerekli yerlere iletilmesinde önemli bir rol oynamaktaydı.<br />

Zamanla esnafın örgüt içi meseleleri<br />

artınca XVIII. yüzyıldan itibaren hemen hemen<br />

her esnaf örgütünde zorunlu olarak bir yiğitbaşı<br />

görev yapmaya başladı. Yiğitbaşının seçimi genelde<br />

kethüdanın tayinine benzer bir şekilde gerçekleşir<br />

<strong>ve</strong> esnafın ileri gelenleri arasından seçilirdi.<br />

Bunda ilgili esnafın ustalarının <strong>ve</strong> ileri gelenlerinin<br />

kanaati dikkate alınırdı. Aday belirlendikten<br />

sonra mahallin kadısına başvurulurdu. Kadılık<br />

makamının uygun görüp onaylamasıyla yiğitbaşı<br />

seçilmiş olurdu. Seçim birçok esnaf örgütünde<br />

belirli bir sürede, ekseriya yılda bir defa yapılırdı.<br />

Yiğitbaşının değişimi, çoğunluğun oyu ile tekrar<br />

aynı usulü takip etmek suretiyle olurdu.<br />

Osmanlı döneminde başta yiğitbaşının tayini olmak<br />

üzere esnafın diğer yöneticilerinin tayinleri,<br />

usta <strong>ve</strong> çırakların kalfalığa geçişleriyle ilgili yapılan<br />

törenler, pek çok noktada kaynağı fütüv<strong>ve</strong>t<br />

olan Ahilik gelenekleri çerçe<strong>ve</strong>sinde yapılırdı. Bu<br />

bakımdan yiğitbaşının tayininde <strong>ve</strong> söz konusu<br />

törenlerin birçoğunda Kırşehir’deki Ahi Evran<br />

Zaviyesi şeyhinin bulunması âdet haline gelmişti.<br />

Bu âdetin Osmanlıların son dönemlerine kadar<br />

Anadolu’daki <strong>ve</strong> Rumeli’deki şehir <strong>ve</strong> kasaba<br />

esnafında uygulandığı dikkati çekmektedir. Bu<br />

çerçe<strong>ve</strong>de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında<br />

Anadolu’daki esnaf heyeti içinde bulunan yiğitbaşı,<br />

bugün Ahilik törenleri esnasında nostaljik de<br />

olsa temsillerde yer alır. Esnaf gruplarının dışında<br />

bir çeşit mahallî milis kuv<strong>ve</strong>ti olan il erlerinin<br />

başındakilere de yiğitbaşı denirdi.<br />

KAYNAKÇA:<br />

Divanü Lûgat-it-Türk Tercümesi, (çev. Besim Atalay), III, Ankara<br />

1992, s. 8, 16; Drevnetyurkskiy Slovar, Leningrad 1969, s.<br />

86-87 (bk. “baş”), 260 (bk. “jigit”); Sir Gerard Clauson, An Etymological<br />

Dictionary of Pre-Thirteeth-Century, Oxford 1972, s.<br />

375-376 (bk. “baş”), 911 (bk. “jigit”); İbn Bîbî, El Evamirü’l-<br />

Ala’iye Fi’l-Umuri’l-Ala’iye (Seçuk Name), (trc. Mürsel Öztürk),<br />

Ankara 1996, I-II, bk. İndeks “fityan”; İbn Battuta, İbn Battuta<br />

Seyhatnâmesi, (trc. A. Sait Aykut), İstanbul 2000, I, s. 404-405;<br />

Mustafa Akdağ, Türkiye’nin İktisadî <strong>ve</strong> İçtimaî Tarihi, Ankara<br />

1959, I, s. 8-9, 14, 17; Mehmet Genç, “Osmanlı Esnafı <strong>ve</strong> Devletle<br />

İlişkileri”, Ahilik <strong>ve</strong> Esnaf, Konferanslar <strong>ve</strong> Seminer, Metinler,<br />

Tartışmalar, İstanbul 1986, s. 116-117; Mübahat S. Kütükoğlu,<br />

“Osmanlı Esnafında Oto-Kontrol Müessesesi”, Ahilik <strong>ve</strong> Esnaf,<br />

Konferanslar <strong>ve</strong> Seminer, Metinler, Tartışmalar, İstanbul 1986,<br />

s. 55, 59; Hacışeyhoğlu Hasan Üçok, Çankırı Tarih <strong>ve</strong> Halkiyatı,<br />

Ahilikten Kalma Esnaf <strong>ve</strong> Sohbet Teşkilâtı, Ankara 2002; İlhan<br />

Şahin, Tarih İçinde Kırşehir, İstanbul 2011, s. 95-118; Ömer Düzbakar,<br />

“Work and Organization in the Ottoman Empire: Notes on<br />

the Trade Guilds of Sixteenth and Se<strong>ve</strong>nteenth Century Bursa”,<br />

Turkish Studies, International Periodical For the Languages, Literature<br />

and History of Turkish or Turkic, III/4 (2008), 414-453;<br />

Mehmet Zeki Pakalın, “Yiğitbaşı”, Osmanlı Tarih Deyimleri <strong>ve</strong><br />

Terimleri Sözlüğü, III, s. 637.<br />

İlhan ŞAHİN<br />

YÛNUS<br />

Ahilik kültüründe balıkçıların piri olarak kabul<br />

edilir. Kur’an’da, Balık Sahibi olarak zikredilen<br />

bir peygamberdir (el-Kalem 68/50). Kur’ân’ın

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!