27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

<strong>ve</strong>rdikleri terfi harcı parası, kalfa <strong>ve</strong> ustaların askere<br />

alınanların aileleri için toplanan para, esnaf satışından<br />

alınan pay, toplu gezintiler, evlilik, sünnet düğünlerinin<br />

masraflarını karşılamak için da<strong>ve</strong>tli esnaftan<br />

alınan paralar yer almaktaydı. Orta sandığın<br />

giderleri arasında ise sosyal amaçlı esnaf toplantılarının<br />

masrafı, esnaf mensuplarına dağıtılmak üzere<br />

hammadde alımına sarf edilen para, vakıf mülklerinin<br />

tamiri, <strong>ve</strong>rgiler, aidatlar, maaşlar, hayır işlerine<br />

harcanan paralar, fakirlere, hastalara, cenaze<br />

defin işlerine, ekonomik durumu kötü olan esnafa<br />

<strong>ve</strong> işini büyütmek isteyen esnafa yapılan yardımlar<br />

oluşturuyordu. Orta sandık sayesinde Ahi birliklerine<br />

mensup meslek erbabının çalışanı <strong>ve</strong> emeklisi<br />

ile çalışırken sakatlanıp iş göremez hale gelenlerin<br />

yaşamlarını onurlu bir şekilde sürdürebilmeleri için<br />

her türlü ekonomik <strong>ve</strong> sosyal gü<strong>ve</strong>nliği sağlanmıştır.<br />

KAYNAKÇA:<br />

Neşet Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Ankara 1989, s. 134,<br />

135, 136; Mithat Gürata, Unutulan Adetlerimiz <strong>ve</strong> Loncalar, Ankara<br />

1975, s.108; İsmet Uçma, Bir Sosyal Siyaset Kurumu Olarak Ahîlik,<br />

İstanbul, 2011, s.126, 127, 128; Yusuf Ekinci, Ahîlik, Ankara 2011,<br />

s.71, 72, 266; Zekeriya Kurtulmuş, “Ahilik <strong>ve</strong> Günümüze Yansımaları”,<br />

Ahilik, (ed. Bakır Çakır, İskender Gümüş), Kırklareli 2011, s.46.<br />

M. Murat ÖNTUĞ<br />

ORTA YOL AHİLİK<br />

Refik Soykut tarafından yayımlanan (Ankara 1971)<br />

<strong>ve</strong> bir giriş ile yedi kısımdan meydana gelen bu eserin<br />

insanoğlunun bir yol arama <strong>ve</strong> kendine dönüş<br />

çabası düşüncesiyle kaleme alındığı anlaşılıyor.<br />

Eserin giriş kısmında yazar, 1950’li yıllardaki hatıratından,<br />

dostlarıyla olan anılarından bazı kesitler<br />

<strong>ve</strong> Kırşehir’in tarih içindeki yeri hakkında bilgi <strong>ve</strong>rir.<br />

Akabinde yabancı hayranlığına eleştirel bir gözle<br />

bakar <strong>ve</strong> öze dönmekten bahseder. Bunu takiben<br />

Anadolu Selçukluları döneminde Kırşehir’in tarihî<br />

<strong>ve</strong> kültürel yerine, bilim yuvası olan medreselere,<br />

Âşık Paşa’nın Garibnâmesi gibi Kırşehir’de Türkçe<br />

olarak kaleme alınan esere <strong>ve</strong> Anadolu’da Ahilik<br />

teşkilatının kurucusu olarak bilinen Ahi Evran’a <strong>ve</strong><br />

Ahilikle ilgili uygulamalara işaret eder. Ahiliğin tarihî<br />

kısmında ise genel olarak fıkıh, fütüv<strong>ve</strong>t, fütüv<strong>ve</strong>tin<br />

Anadolu’ya gelişi, Ahilikte iktisadın yeri üzerinde kısaca<br />

durulur. Sonra Ahiliğin temeli olarak üç önemli<br />

unsur yazarca ön plana çıkarılır: Ahlak-Akıl-Bilim.<br />

Yazar, Ahilik kurumu ile ilgili geleneksel <strong>ve</strong> hukukî<br />

uygulamaları, eserin ayrı bir kısmında ele alır <strong>ve</strong> bu<br />

kuruma mensup olanları toplumun orta kesimi<br />

olarak kabul eder. Ahilikte temel bazı prensiplerin<br />

günümüze uyarlanışı ile ilgili görüşler ise eserin<br />

son kısmında yer alır.<br />

Halk kesimine hitap edilecek bir tarzda kaleme<br />

alınan bu eserin sonuç kısmında yazar, Ahiliğin<br />

ahlak <strong>ve</strong> akıl ile beslenen, bilim <strong>ve</strong> çalışma ile güçlenen<br />

bir felsefî düşünce olduğunu vurgular.<br />

İlhan ŞAHİN<br />

OSMAN I<br />

(ö. 724 / 1324)<br />

Osmanlı Devleti’nin <strong>ve</strong> hânedanlığının kurucusu<br />

(1302-1324) ilk Osmanlı kaynaklarına göre<br />

Anadolu’ya gelen bir Türkmen boyuna mensup<br />

olup Söğüt uç (uc) bölgesine yerleşen Ertuğrul<br />

Gazi’nin oğludur. Ahiler hakkında önemli bilgi <strong>ve</strong>ren<br />

İbn Battuta adını Osmancuk şeklinde de <strong>ve</strong>rir.<br />

Ailenin menşei <strong>ve</strong> şeceresi kaynaklarda farklı<br />

şekillerde kayıtlıdır. Osman’ın babası Ertuğrul’a<br />

bağlı aşiretin Sultanöyüğü (Sultanönü)-Eskişehir<br />

bölgesinde sınır (uç) hattının en ileri kesiminde<br />

Söğüt’e nasıl <strong>ve</strong> ne zaman geldiği hakkındaki rivayet<br />

belirsizdir <strong>ve</strong> yanlış hâtıralar içerir. XV. yüzyıl<br />

Osmanlı kaynaklarından Neşrî’deki bir kayıtta<br />

Ertuğrul’un, aşiretiyle Sürmeli Çukur’a (Aras vadisi)<br />

kadar Anadolu <strong>ve</strong> Azerbaycan’da dolaştıktan<br />

sonra gelip Engüri’ye (Ankara) yakın Karacadağ’a<br />

indiği anlatılır (bugün Ankara’nın güneyindeki<br />

Karacadağ eteğinde tipik bir Türkmen köyü olan<br />

Yaraşlı vardır; buranın eski adı Gülşehri’dir; bu<br />

dağ üzerinde Karacadağ yaylasında Antikçağ’a ait<br />

önemli şehir arkeolojik araştırmalara konu olmuştur).<br />

Ertuğrul’un Selçuklu Sultanı Alâeddin’e<br />

bir savaşında yardımcı olduğu rivayeti aslında<br />

tarihî bir gerçeğin belirsiz bir hâtırasını yansıtır.<br />

Nitekim İznik Laskaris hükümdarlarından<br />

III. Ioannes Vatatzes döneminde (1222-1254) uç<br />

Türkler’iyle bilhassa 1225-1231 yılları arasında<br />

savaş alevlenmiş, I. Alâeddin Keykubad Bitinya<br />

(Bithynia) uç bölgesine gelerek mücadeleye katılmıştır.<br />

Bizans kaynakları <strong>ve</strong> Suriyeli İbn Nazîf<br />

kroniği Alâeddin’in seferleri hakkında kesin deliller<br />

sağlamaktadır. İbn Nazîf, Sultan Alâeddin’in<br />

Vatatzes’e karşı savaşta bazı kaleleri fethettiğini<br />

zikreder. Osmanlı rivayetinde Sultan Alâeddin’in<br />

Karacahisar’ı fethi hakkındaki bilgi bu çerçe<strong>ve</strong>-<br />

175

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!