T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
gündelik yaşamları <strong>ve</strong> eğlence tarihi açısından<br />
olduğu kadar esnafın iktisadî <strong>ve</strong> sosyal işlevi ile<br />
görevlerini açıklayan temel kaynaklardan birdir.<br />
Osmanlı padişahları <strong>ve</strong> devlet adamları önünde<br />
yapılan törenlerde yılda bir kere esnafın da<br />
bu toplantılara katılımı sağlanmıştır. Esnaf, padişahların<br />
fetih dönüşlerinde, ordunun sefere<br />
çıkışında, yabancı elçilerin kabullerinde <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>liahtların<br />
ilanı merasimlerinde da<strong>ve</strong>t ediliyordu.<br />
Özellikle yabancı devletlerin temsilcileri önünde<br />
yapılan törenlere ekonominin bir unsuru olarak<br />
esnafların katılımı, devletin ekonomik kuv<strong>ve</strong>t <strong>ve</strong><br />
gücünü göstermesi açısından önem arzetmekteydi.<br />
Her esnaf kendilerine ait elbiselerle İstanbul’daki<br />
törenlere katılırdı.<br />
Sûrnâmelerin saray törenlerini genel olarak açıklamaları<br />
yanında esnaf <strong>ve</strong> diğer meslek erbabının<br />
bu merasimlerdeki yeri <strong>ve</strong> işlerini anlatması<br />
onları esnaf tarihi açısından da birer önemli<br />
kaynak haline getirmiştir. Nitekim Sûrnâmeler,<br />
yazıldığı dönemin esnaf <strong>ve</strong> sanatkârlarını tanıtan<br />
tarihî öneme haiz geniş bilgi <strong>ve</strong>rmektedirler.<br />
Mesela Seyyid Lokman’ın Sûrnâmesi minyatür<br />
<strong>ve</strong> tezhiple süslenerek esnafın geçiş töreni esnasında<br />
giyimleri <strong>ve</strong> taşıdıkları eşyaları mükemmel<br />
bir şekilde tasvir etmiştir. Bu da eserin dönemin<br />
esnaf kıyafet <strong>ve</strong> eşyalarını tanımak açısından temel<br />
görüntülü kaynak olma özelliğini yansıtmıştır.<br />
Ayrıca eserlerdeki “âmeden-i cemâ‘at-i delvfuruşan”<br />
yani kova satıcılarının gelişi gibi Farsça<br />
tanım <strong>ve</strong> ibareler bu eserlerdeki Farsça’nın etkisini<br />
göstermesi açısından da önemlidir.<br />
Sûrnâmelere esnaf tanımları açısından bakıldığında<br />
kendi döneminde revaçta olan sanatkâr <strong>ve</strong><br />
esnafların öne çıktığı görülür. Esnafın devlet törenlerinde<br />
sultanın önünden geçiş yeri <strong>ve</strong> hangi<br />
esnafın daha önce geçtiği yönünde protokolden<br />
de bahsedilmiştir. Mesela II. Murad (1421-1444;<br />
1446-1451) zamanında geçiş öncülüğü ayakkabıcılarda<br />
idi. Bu eserler iktisat tarihinde esnaf<br />
<strong>ve</strong> sanatkârların siyasî <strong>ve</strong> sosyal yönlerini ortaya<br />
koymaları açısından değerlendirilmişlerdir. Esnaf<br />
<strong>ve</strong> sanatkârların böyle törenlere ne kadar sık<br />
<strong>ve</strong> düzende katıldıkları net bilinmese de XVIII.<br />
yüzyıldan sonra yapılan şenliklerde özellikle yer<br />
aldıkları görülmektedir.<br />
Törenlerde esnaf alaylarının geçitleri arasında<br />
1582’de yapılan şenliklerin önemli bir yeri vardır.<br />
İstanbul At Meydanı’nda III Murad’ın oğlu<br />
Mehmed için yaptığı <strong>ve</strong> elli iki gün süren bu törende<br />
esnaf yaptıkları işleri <strong>ve</strong> hünerlerini sergilemiş,<br />
meslekleriyle ilgili gösteriler yapmışlardı.<br />
1582 şenliği üzerine yazılmış iki sûrnâme metninde<br />
de, esnaf alaylarının geçişi, anlatılanların<br />
önemli bir kısmını oluşturmuştur. Bu alaylarda<br />
esnaf birbiriyle üstünlük yarışına çıkmışlardı.<br />
Her biri kendi meslekleriyle ilgili daha güçlü<br />
<strong>ve</strong> teknolojik bakımdan en şaşırtıcı, akıl almaz<br />
buluşları göstermeye çaba sarf etmişlerdi. Bu<br />
bakımdan esnaf alaylarının incelenmesi o yüzyıllarda<br />
Osmanlılar’ın gerek sanat gerekse teknoloji<br />
bakımından ne aşamada olduklarını göstermesi<br />
bakımından önem taşımaktadır. Törenin sonunda<br />
her esnaf grubu padişaha meslekleriyle ilgili<br />
<strong>ve</strong>rdikleri değerli pîşkeşleri/armağanları daha<br />
önceden belirlenen bir ölçü <strong>ve</strong> biçime göre <strong>ve</strong>rilmiştir.<br />
Mahlası İntizamî olan Bosnalı bir yazar tarafından<br />
kaleme alınan Sûrnâme-i Hümâyûn’da<br />
törenlere iştirak eden esnafın sayısı 148 olarak<br />
gösterilmiştir. Süslü bir metinle yazılan bu<br />
Sûrnâme’de esnafın 110’u minyatürle resmedilmiştir.<br />
Esnaf padişahın önüne geldiğinde onlara<br />
iyi dilekte bulunup dua eder, imkânlarına göre<br />
sundukları hediyelere karşılık sultan da onlara<br />
yüz akçe değerinde armağan <strong>ve</strong>ya para <strong>ve</strong>rirdi.<br />
Bir hocanın esnafın sözcüsü olarak sultana seslendiği,<br />
yandakilerin “Amin” sesleriyle buna katıldığı<br />
<strong>ve</strong> bu şekilde esnaf <strong>ve</strong> sanatkârın geçidinin<br />
tamamladığı bilinmektedir.<br />
Sûrnâmeler özellikle bir kronik olarak değil ahlak<br />
<strong>ve</strong> terbiye amaçlı yazılmıştır. XVI. yüzyılın ortalarından<br />
itibaren yazılmaya başlanan bu eser<br />
türleri arasında Sûrnâme-i Hümayun, Feyzullah<br />
Arif Çelebi’nin Sûrnâmesi, Sûrnâme-i Seyyid<br />
Lokman, Sûrnâme-i Hüseyin Vehbi <strong>ve</strong> Abdi’nin<br />
Sûrnâmesi bu konuda yazılanların en önemlileridir.<br />
Sûrnâmelerin bilgi <strong>ve</strong>rme metodu tamamen<br />
yazarın bakışına bağlıdır.<br />
KAYNAKÇA:<br />
Esin Atıl, Levni <strong>ve</strong> Sûrnâme: Bir Osmanlı Şenliğinin Öyküsü, İstanbul<br />
1999; Metin And, Osmanlı Şenliklerinde Türk Sanatları,<br />
Ankara 1982; Gisela Procházka-Eisl, “Guild Parades in Ottoman<br />
Literature:The Sûrnâme of 1582”, Crafts and Craftsmen of the<br />
Middle East: Fashioning the Individual in the Muslim Mediterranean,<br />
(ed. Randi Deguilhem, Suraiya Faroqhi), London 2005,<br />
s. 41-54; Mehmet Arslan, Türk Edebiyatında Manzum Sûrnâmeler<br />
(Osmanlı Saray Düğünleri <strong>ve</strong> Şenlikleri), Ankara 1999; Nurhan<br />
Atasoy, 1582 Sûrnâme-i Hümayun. An Imperial Celebration, İstanbul<br />
1997; Aslı Göksel, The Sûrnâme of ‘Abdî as a Sample of<br />
Old Turkish Prose, Boğaziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü<br />
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1983; Mehmet Zeki<br />
Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri <strong>ve</strong> Sözlüğü, III, İstanbul 1971,<br />
s. 279-280; Hatice Aynur, “Sûrnâme”, DİA, XXXVII, s. 565-567.<br />
Rıza KURTULUŞ<br />
237