27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

98<br />

MECDÜDDİN İSHAK<br />

(ö. 1221)<br />

Fütüv<strong>ve</strong>t teşkilatının sembolü olan fütüv<strong>ve</strong>t şalvarı<br />

ile Fütüv<strong>ve</strong>tnâmeyi Sultan I. İzzeddin Keykâvus’a<br />

getiren, Mecdüddin İshak’ın babasının adı<br />

Muhammed’dir. Oğlu Sadreddin Konevî, amcasının<br />

ismini İsmail bin Muhammed bin Yusuf bin Ali<br />

Endulûsî olarak yazar. İbnü’l-Arabî ile Mecdüddin<br />

İshak’ın yakınlıkları, İbnü’l-Arabî’nin ona “çocukluk<br />

arkadaşım” diye hitap etmesi, Endülüs ile olan<br />

bağa işaret eder. Bu bilgiler bize onun Endülüs’ten<br />

Malatya’ya göçmüş olduğunun bir iması olabilir.<br />

II. Kılıç Arslan’ın (1151-1192) Malatya’yı almasından<br />

sonra (1178) Mecdüddin İshak Sultanın hizmetine<br />

girer <strong>ve</strong> I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in (1192-1196,<br />

1205-1211) Uluborlu’ya Melik olarak atanması ile<br />

de buraya atabey olarak gönderilir. Adı geçen melik,<br />

kardeşi Rükneddin Süleyman Şah tarafından<br />

Konya’da muhasara altına alınıp ülkeyi terke mecbur<br />

edilince, Mecdüddin İshak da onunla birlikte<br />

Anadolu’dan ayrılmak zorunda kalır. Gıyaseddin<br />

Keyhüsrev, tahta geçince Mecdüddin İshak’a devleti<br />

yapılandırma işinde önemli görevler <strong>ve</strong>rmiş <strong>ve</strong> onu<br />

İslam dünyası ile ilişki kurmak, devlet başkanı olduğunu<br />

Abbâsî Halifesi en-Nâsır-Lidînillâh’a bildirmek<br />

üzere elçi olarak Bağdad’a göndermiştir.<br />

Mecdüddin İshak, 1205 yılında Bağdat’dan hacca<br />

gitmiş, dönüşte Şam’da tanıştığı arkadaşı Evhadüddin<br />

Hamid el-Kirmanî, Nasirüddin Mahmud<br />

el-Hoyî, Muhyiddin İbnü’l-Arabî, Ebu’l-Hasan Ali el-<br />

İskenderanî, Cemalüddin el-Vasıtî <strong>ve</strong> Ebû Ca’fer Muhammed<br />

el-Berzaî gibi birçok ilim <strong>ve</strong> fikir adamını<br />

Anadolu’ya da<strong>ve</strong>t etmiştir. Bu zevattan birçoğunun<br />

Malatya’da ikamet etmesini, dolayısıyla Malatya’nın<br />

önemli bir ilim merkezi olmasını sağlamıştır. Bu<br />

âlimler arasında Evhadüddin Hamid el-Kirmanî,<br />

Nasirüddin Mahmud el-Hoyî yani Ahi Evran Anadolu’daki<br />

Fütüv<strong>ve</strong>t teşkilatına mensup şeyhlerdendir.<br />

Evhadüddin Hamid el-Kirmanî, Fütüv<strong>ve</strong>t teşkilatının<br />

lideri yani Şeyhu’ş-Şuyuhı’r-Rum olarak Anadolu’ya<br />

geldiği menakıbnâmesinde belirtilir.<br />

Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Alaşehir’de şehit<br />

olunca (1211) oğullarından Malatya meliki I. İzzeddin<br />

Keykâvus’un (1211-1220) yerine geçmesinde<br />

<strong>ve</strong>zir Muhammed el-Gazi Malatî ile Mecdüddin<br />

İshak’ın büyük rolü oldu. Mecdüddin İshak bu dönemde<br />

Anadolu Selçuklu Devleti’nin kültürel politikasını<br />

yönlendiren en etkili kişi durumundadır.<br />

Sultan I. İzzeddin Keykâvus’un tahta çıkışını bildirmek<br />

<strong>ve</strong> Fütüv<strong>ve</strong>t teşkilatına girişini sağlamak için<br />

Bağdat’a elçi olarak gönderilmiştir. Halife, Sultan I.<br />

İzzeddin Keykâvus’un Fütüv<strong>ve</strong>t teşkilatına kabulünü<br />

bildiren bir fütüv<strong>ve</strong>tnâme kaleme aldırmış <strong>ve</strong><br />

Fütüv<strong>ve</strong>t teşkilatının sembolü olan fütüv<strong>ve</strong>t şalvarı<br />

ile bu fütüv<strong>ve</strong>tnâmeyi sultana ulaştırmak üzere<br />

Mecdüddin İshak’a teslim etmiştir. Ayrıca Sultan<br />

için tülbende sarılmış bir “sarık”, “davul çomağı”,<br />

“altın yaldızlı gerdanlık”, “at başlığı” <strong>ve</strong> “süslü<br />

eğer takımı” gibi hâkimiyet sembolleri hazırlatarak<br />

çeşitli hediyelerle Şeyh Mecdüddin İshak’ı<br />

Anadolu’ya uğurlamıştır. Bütün bunlardan Şeyh<br />

Mecdüddin İshak’ın, Bağdat’a Sultan İzzeddin<br />

Keykâvus’un Fütüv<strong>ve</strong>t teşkilatına girmesini sağlamak<br />

amacıyla gittiği söylenebilir.<br />

Mecdüddin İshak, İzzeddin Keykâvus’tan sonra<br />

başa geçen I. Alâeddin Keykubad’ın (1220-1237)<br />

saltanatının ilk yıllarında Malatya’dadır. Onun<br />

Alâeddin Keykubad döneminde biraz geriye çekildiği<br />

söylense de bu doğru değildir. Halife Nâsır,<br />

kurduğu Fütüv<strong>ve</strong>t teşkilâtının “Şeyhu’ş-şuyûh”u<br />

olan Şeyh Ebu Hafs Ömer es-Sühre<strong>ve</strong>rdi (ö.<br />

1234)’yi, Halifenin Fütüv<strong>ve</strong>t şalvarını kuşatmak<br />

için Anadolu’da Sultan Alâeddin Keykubad’a gönderdiğinde,<br />

bu görevi dostu Mecdüddin İshak ile<br />

birlikte yerine getirmeyi planlamıştı. Ne var ki<br />

Mecdüddin İshak, Malatya’da Fütüv<strong>ve</strong>t temsilcilerini<br />

karşılayamayacak kadar hasta idi. Ömer<br />

es-Sühre<strong>ve</strong>rdi, Malatya’da biraz oyalanarak Mecdüddin<br />

İshak’ın ayağa kalkmasını beklemiş; ancak<br />

onun iyileşmesi mümkün olmayınca Fütüv<strong>ve</strong>t<br />

erbabından oluşan kalabalık bir heyetle Konya’ya<br />

hareket etmek durumunda kalmıştır. Bu sırada<br />

78 yaşında olan Sühre<strong>ve</strong>rdi, Sultan Alâeddin’e<br />

Konya’da Fütüv<strong>ve</strong>t şalvarını giydirmiştir. Mecdüddin<br />

İshak ise o günlerde <strong>ve</strong>fat etmiştir (1221).<br />

KAYNAKÇA:<br />

İbn Bibi, El-Evâmirü’l- Alaiyye fi’l-Umuri’l-Alaiyye (Selçuk-nâme),<br />

(çev. M. Öztürk), I, Ankara 1996, s. 45, 56-76, 111-113, 127, 135,<br />

140, 175, 176-177, 249-253; İbn Arabî, Futühatü’l-Mekkiye, IV, (yay.<br />

O. Yahya-İ. Medkur), b.y. 1972, s. 460, 547, 604; Ebu’l Ferec, Tarih,<br />

(çev. Ö. R. Doğrul), Ankara 1950, s. 424, 463; Sühre<strong>ve</strong>rdî, Avârifu’l-<br />

Maârif / Tasavvufun Esasları, II, (çev. H. Kamil Yılmaz-İrfan Gündüz),<br />

İstanbul 1990, s. XVII-XVIII; Aksarayî, Musameretu’l-Ahbar,<br />

(çev. M. Öztürk), Ankara 2000, s. 265-270; Anonim, Selçukname,<br />

(çev. F. Nafiz Uzluk), Ankara, 1952, s. 25; İbnü’l-Esir, el-Kamil fi’t-<br />

Tarih, XI-XII, (çev. A. Ağırakça-A. Özaydın), İstanbul 1987, s. 330-<br />

341, 401; Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul<br />

1999, s. 237, 238, 276, 288, 298, 293, 330; Mikail Bayram, Ahi Evren<br />

<strong>ve</strong> Ahi Teşkilatının Kuruluşu, Konya 1997, s. 24-25, 27, 28-29;<br />

Salim Koca, Sultan I. İzzeddin Keykavus, Ankara 1997, s. 19, 20, 22,<br />

23, 64, 65, 97, 98; Haşim Şahin, “Şeyh Mecdüddin İshak’ın Selçuklu<br />

İdaresiyle İlişkileri”, Uluslararası Sadreddin Konevî Bildirileri<br />

(20-21 Mayıs 2008), Konya 2010, s. 203-211; M. Ali Hacıgökmen,<br />

“Türkiye Selçukluları Şehzade <strong>ve</strong> Sultanlar Muallimi Mecdüddin<br />

İshak”, Belleten, LXXVI/276 (2012), s. 421-432; M. Erol Kılıç,<br />

“İbnü’l-Arabî”, DİA, XX, İstanbul 1999, s. 493, 512-513.<br />

Mehmet Ali HACIGÖKMEN

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!