T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
TUHFETÜ’L-VASAYA<br />
Fütüv<strong>ve</strong>tle ilgili bu eser, Ahmed bin İlyas tarafından<br />
kaleme alınmıştır. Beş fasıldan ibarettir.<br />
Birinci fasılda Fütüv<strong>ve</strong>tin İslam geleneğindeki<br />
yeri ele alınır. Buna göre kavram Kur’an’da Yusuf<br />
suresi (ayet 20, 36)’nde iki, Kehf suresi (ayet 10,<br />
13, 60, 62)’nde dört, Enbiya suresi (ayet 60)’nde<br />
bir defa olmak üzere toplam yedi defa zikredilir.<br />
İkinci fasılda Fütüv<strong>ve</strong>t şeceresinin resmi yapılır<br />
<strong>ve</strong> şecere yedili sistem üzerine kurulur. Bu konuda<br />
İslam tarihinden yedi üzerine deliller getirilir.<br />
Üçüncü fasılda fütüv<strong>ve</strong>tin şartları ele alınır:<br />
Namaz kılmak, haya, dünyayı terk, helal kazanç,<br />
cömertlik, iyiliği buyurmak, kötülükten sakındırmak<br />
Fütüv<strong>ve</strong>tin temel esasları olarak belirlenir.<br />
Dördüncü fasılda Fütüv<strong>ve</strong>t erkânı yer alır.<br />
Burada nakib derecesinde bulunan kişinin Fütüv<strong>ve</strong>t<br />
erkânını icrası, Fütüv<strong>ve</strong>te intisap şekli olarak<br />
mahfil tertibi, bu mahfilde okunan hutbe <strong>ve</strong><br />
şürbî intisap (tuzlu su içme) şekli hakkında bilgi<br />
<strong>ve</strong>rilir. Beşinci fasılda Peygamberden Peygambere<br />
Hz. Muhammed’e gelinceye kadar Fütüv<strong>ve</strong>tin<br />
nisbeti yer almaktadır. Nakkaş Ahmed, Huneyn<br />
savaşında Cebrail’in getirdiği sandığın içinden<br />
çıkan hırkayı Hz. Muhammed’in Hz. Ali’ye giydirdiğini,<br />
Hz. Ali’nin de Selman <strong>ve</strong> Safvan’a şed<br />
kuşattığını, silsile silsile Fütüv<strong>ve</strong>tin Halife en-<br />
Nâsır-Lidînillâh’a ulaştığını, bu yolla kendinin de<br />
Fütüv<strong>ve</strong>te nisbetinin olduğunu kaydeder.<br />
KAYNAKÇA::<br />
Abdulbaki Gölpınarlı, İslam <strong>ve</strong> Türk İllerinde Fütüv<strong>ve</strong>t Teşkilatı<br />
<strong>ve</strong> Kaynakları, İstanbul 1952, s. 13, 205-231; Ali Torun, Türk Edebiyatında<br />
Türkçe Fütüv<strong>ve</strong>t-nâmeler, Ankara 1998,s. 43, 44.<br />
Ali TORUN<br />
TURSUN FAKİH<br />
(ö. 1326)<br />
Hayatı hakkında kaynaklarda fazla bilgi bulunmayan<br />
Tursun Fakih Karamanlıdr. Adına<br />
Konya’da inşa edilmiş bir zaviyenin bulunduğu<br />
bilinmektedir. 1701 tarihli bir kayda göre,<br />
Konya’nın İç Kale kapılarından “Bâb-ı Sultânî”<br />
civarında Tursun Fakih-i Karamanî Zaviyesi bulunuyordu.<br />
Belgelerde aynı mevkide onun adını<br />
taşıyan diğer ismi Binari olan bir de mahalle<br />
mevcut idi. Bu mahalle, günümüzde Konya’da<br />
Kültür Park olarak bilinen yerdeki Dede Bahçesi<br />
civarı idi.<br />
Tursun Fakih, Edebâli’nin (ö. 1326) damadı <strong>ve</strong><br />
Osman Gazi’nin bacanağıdır. Âlî, Evliya Çelebi<br />
ile Müneccimbaşı, Edebâli’nin akrabası olduğunu<br />
yazmaktadır. Şeyh Edebâli’den tefsir, hadis<br />
<strong>ve</strong> hukuk dersleri aldı. Çağdaş yazarlar, Tursun<br />
Fakih’in, Edebâli <strong>ve</strong> ailesinin takip ettiği Ahilik<br />
yoluna girdiğini yazmaktadırlar.<br />
Tahsilini tamamlayan Tursun Fakih, Osman<br />
Bey’le birlikte savaşlara katılarak gazilere imamlık<br />
yapmaya başladı. Bu durumda o, Osmanlıların<br />
ilk “ordu şeyhi” olmaktadır. Öyle ise bu görevi<br />
sırasında bir taraftan mesleği ile ilgili tecrübe kazanırken<br />
diğer taraftan askerleri gaza <strong>ve</strong> cihada<br />
teşvik ediyordu. Bu görevin Karacahisar’ın fethine<br />
kadar sürdüğü anlaşılmaktadır. Karacahisar<br />
alındıktan sonra burada pazar kurulmaya başlamış;<br />
ticaretle ilgili problemlerin çözümü için<br />
Tursun Fakih görevlendirilmiştir. Bu durumda<br />
Karacahisar’ın kadılığına da atanmış oluyordu.<br />
Âşıkpaşazâde’nin onun Karacahisar’ın hatip <strong>ve</strong><br />
kadılığına tayin edildiğine dair kaydı bunu göstermektedir.<br />
Bununla birlikte yapılması gerekenler<br />
hususunda yalnız başına karar <strong>ve</strong>rmez,<br />
Edebâli ile mutlaka istişare ederdi. Nitekim<br />
Osmanlı Beyliği’nde hutbe okunması konusu,<br />
bu iki bilgin tarafından tartışılıp kararlaştırıldıktan<br />
sonra Osman Gazi’ye götürülmüş; onun<br />
onayı alındıktan sonra ilk hutbeyi Tursun Fakih<br />
okumuştur. Edebâli’nin <strong>ve</strong>fatından sonra Tursun<br />
Fakih, fetva <strong>ve</strong> tedris ile de görevlendirilmiş; Osmanlı<br />
toplumunda ortaya çıkan tüm problemlerin<br />
hukukî çözümü ona sorulmaya başlanmıştır.<br />
Müneccimbaşı, kendisine resmen <strong>ve</strong>rilen bu görevden<br />
dolayı onun Osmanlı Devleti’nin ilk şeyhülislamı<br />
olduğunu yazmaktadır.<br />
Bilecik’te <strong>ve</strong>fat ettiği söylenen Tursun Fakih’in<br />
kabrini Mehmed Tahir, Bilecik’le Söğüt arasında,<br />
Küre köyü yakınında olduğunu, S. Öcal ise<br />
Bilecik’te Şeyh Edebâli Zaviyesi’nin içindeki türbede<br />
bulunduğunu, Karacahisar ile Küre’dekilerin<br />
makam olduğunu tespit etmiştir.<br />
Eserleri: Gazâvât-ı Hazret-i Ali Kıssa-ı Mukaffa.<br />
Tursun Fakih, Osmanlı devrinin ilk şairidir.<br />
Onun, savaşlarda gazilerin heyecan <strong>ve</strong> gayretlerini<br />
artırmak için yazdığı bu ilk Osmanlı Gazavat-<br />
Nâmesi, edebî olmaktan çok eski Anadolu<br />
Türkçesi’nin ilk örneklerinden olması yönünden<br />
önemlidir. Eserde Hz. Muhammed’in sahabelerinden<br />
başta Hz. Ali olmak üzere, Halid b. Velid<br />
ile birlikte putperest Benî Pinhan kabilesinin re-<br />
305