12.02.2018 Views

Norman Davies - Avrupa Tarihi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Uzun bir iktidar dönemi yaşamış olan belgesel tarih, yaklaşımın ayni derecede<br />

en değerli ve en riskli yollarından biridir. Dikkatsiz uygulandığında,<br />

yalanın iğrenç biçimlerine açıktır ve kaydedemedigi büyük geçmiş deneyim<br />

alanları vardır. Bütün bunlara rağmen, tarihi belgelerin hâlâ bilginin en verimli<br />

damarı olduğunu kimse inkâr edemez [HOSSBACH] [METRYKA] [SMO-<br />

LENSK],<br />

Cambridge tarih okulunun kurucusu Lord Acton, belgesel tarihin çok zararlı<br />

bir etkisini önceden görmüştür: tarihçinin kanıtı yorumlamak yerine kanıt<br />

toplamaya öncelik verme eğilimi... Acton bundan yaklaşık doksan yıl önce,<br />

"Tarihçiden bağımsız tarih yapma eğilimi olan, yani belgeyi içindekinden çok<br />

daha fazla önemseyen bir belge çağında yaşıyoruz" 22 diye yazmıştı.<br />

Genel bir ifadeyle tarihçiler, cefakâr okuyucularının karşılaştıkları sorunlardan<br />

çok kendi tartışmalarının üzerinde durmuşlardır. Bilimsel nesnellik peşinde<br />

koşulması, başlangıçtaki düşsel uçuşları azaltmakta ve gerçeği düşten<br />

ayırmakta çok işe yaramış, aynı zamanda tarihçilerin kendi keşiflerini aktarmakta<br />

kullanabilecekleri araçları da azaltmıştır. Çünkü iyi tarihçinin sadece<br />

olayları kurması ve kanıt toplamasına yetmez... Görevin diğer yarısı, okuyucunun<br />

zihnine nüfuz etmek, her tarih tüketicisinin sahip olduğu çarpıtma algılayıcısıyla<br />

savaşmaktır. Bu algılayıcılar sadece beş fiziksel duyuyu değil, dilbilim<br />

terminolojisinden, coğrafi adlardan, siyasi kanaatler için simgesel kodlardan<br />

başka, önceden kurulmuş bir entelektüel devreler kompleksini, sosyal gelenekleri,<br />

duygusal eğilimleri, dinsel inançları, görsel belleği, geleneksel tarih bilgisini<br />

de içerir. Her tarih tüketicisi, geçmiş hakkında kendine ulaşan bütün bilgilerin<br />

içinde filtre edilmesi gereken geçmiş bir deneyimler deposuna sahiptir.<br />

Bu nedenle, etkin tarihçilerin bilgilerini aktarmaya olduğu kadar toplayıp<br />

biçimlendirmeye de dikkat etmeleri gerekir. Çalışmalarının bu bölümünde şairler,<br />

yazarlar, sanatçılarla aynı zihin uğraşısını paylaşmalıdırlar. Geçmişle ilgili<br />

izlenimlerimizin biçimlendirilmesi ve aktarılmasına yardım eden herkesin;<br />

tarihçilerin, müzikologların, müzecilerin, arşivcilerin, çizerlerin, haritacıların,<br />

anı defteri tutanların, biyografi yazanların, ses kayıtçılarının, film yapımcılarının,<br />

iarihi roman yazanların, hatta "şişelenmiş ortaçağ havası" satanların çalışmalarından<br />

gözlerini ayırmamalıdırlar. Her aşamada anahtar nitelik, ilk kez<br />

Vico tarafından tanımlandığı üzere, "yaratıcı tarih düş gücü"dür. Bu olmadan,<br />

tarihçinin çalışması ölü bir mektup, yayımlanmamış bir mesaj olarak kalır<br />

[PRADO] [SONATAJ [SOVKINOl<br />

Içzinde bulunduğunuz bu sözümona bilimsel çağda, tarihçilik mesleğinin düş<br />

gücüne dayalı yanı, kuşkusuz zayıflatılmış, irtifa kaybetmiştir. Okunması olanaksız<br />

akademik çalışmaların ve sindirilmeyen araştırma verilerinin değeri<br />

abartılmaktadır, Thomas Cariyle gibi düş gücü yüksek tarihçiler, şairane kural<br />

tanımazlıktaki aşırılıklarından dolayı sadece eleştirilmemişler, unutulmuşlardır<br />

da. Yine de Carlyle'ın tarihle şiir arasındaki ilişki üzerine görüşleri en azından<br />

dikkate değerdir. 25 Carlyle'ın zaman zaman başaramadığı denetim ve doğrulama<br />

önemlidir. Ama "doğru anlatmak" da önemlidir. Bütün tarihçiler,<br />

öykülerini inandırarak anlatmak zorundadır; yoksa bir kenara itilirler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!