12.02.2018 Views

Norman Davies - Avrupa Tarihi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sözcük formları, eski Latince ad çekimleri, fiil çekimleri ve diğer çekimler gibi<br />

gelişen yeni gramer ve yeni sözcük formları evrimleşmişlerdir: Borınm; bonam,<br />

bonas; bon, bonnc, bonrıes'e dönüşmüştür. Rex, le roi olurken, amal değişip ai-<br />

»ıcr; rcgina değişip la reme olmuştur. Roma dilindeki en eski metin olan Strasbourg<br />

Andı, Fransa krallarının hep birlikte Germen kökenli Frankça konuşmayı<br />

bıraktıkları MS 843 yılından kalmadır. Britanya, Lalinccnin tamamen<br />

süpürülüp atıldığı eski Roma eyaletlerinden biridir.<br />

Doğu Roma'da ise Yunanca, hem resmi dil olarak hem de birçok yerde,<br />

özellikle Anadolu'da yaygın yerel dil olarak kullanılmayı sürdürmüştür. Ama<br />

Peleponez dahil birçok bölgede bir süre için tamamen veya kısmen Slavlaşnuştır.<br />

Aşırı basitleştirmeden sakmılmalıdır; ama Bavyeralı bilim adamı Jacob<br />

Fallmerayer'in (1790-1861) lieber die Entstehung der Neugriechen'de (1835)<br />

geliştirdiği tez dikkat çekicidir. Fallmerayer'in yaşadığı dönemin Yunanları<br />

arasında derin sarsıntıya yol açan çalışması, günümüzün Yunan ulusunun,<br />

"damarlarında ancak bir damla gerçek Yunanlı kanı bulunan" Helenleştirilmiş<br />

Arnavut ve Slavlardan ürediğini savunmaktadır. Bu bir abartma olabilir, ama<br />

şu anda yaşayan her Yunanlının, antik Yunan'da yaşayanların doğrudan etnik<br />

torunu olduğu iddiası kadar anlamsız değildir. Bugünkü <strong>Avrupa</strong>lılar, sulandırılmamış<br />

"etnik saflık" için daha mantıklı açıklamalar geliştirebilirler (MAKE-<br />

DON YA ].<br />

Slavların dağılması üç ana Slav dil grubuna bağlı bir düzine Slav dilinin<br />

evrimini teşvik etmiştir (Bkz. Ek 111, s. 1293).<br />

Bu nedenle, <strong>Avrupa</strong> Yarımadasının etnik yapısı sekizinci yüzyıldan itibaren<br />

kalıcı bir modele ulaşmaya başlamıştır. Nitekim sekizinci yüzyıl, önemli<br />

toplumsal kristalleşmelerin meydana geldiği bir dönemdir. Yine de, <strong>Avrupa</strong>'nın<br />

gelecekteki temel nüfus yapısının hepsinin tamamlanması için beş büyük<br />

göçün daha yaşanması gerekmiştir. Bu beş göçmen guruptan bir ianesi<br />

olan Vikingler korsandır (Bkz. s. 323). ikisi, Macarlar ve Moğollar, göçebedir<br />

(Bkz. s. 323-328). Öteki ikisi, Kuzey Afrika Müslümanları ve Türkler ise yeni<br />

bir dinin savaşçılarıdırlar (Bkz. 282, 414). <strong>Avrupa</strong>, çok farklı unsurlardan gebe<br />

kalmış ve doğurması acılı bir şekilde uzamıştır.<br />

İmparatorluk: Roma'dan Bizans'a, MS 330-367<br />

MS 330 yılından itibaren İstanbul Boğazından yönetilen Roma imparatorluğu,<br />

nitelik ve özelliklerini de değiştirmiştir. İmparatorluğun "Latinliği" (Romamjas)<br />

kaçınılmaz olarak azalmıştır. Ama siyasi öncelikler de buna koşut olarak<br />

değişmiştir: Bundan böyle vatanın kalbi artık İtalya'da değil, Balkanlar'da ve<br />

Anadolu'dadır. İmparatorun en çok ilgilendiği eyaletler artık Galya, İspanya<br />

veya Afrika değil Mısır, Suriye hatla Ermenistan'dır. Gittikçe artan ölçüde "ne<br />

pahasına olursa olsun korunması gereken" sınırlar artık Ren üzerinde değil,<br />

aşağı Tuna'da ve Pontus kıyılarındadır. İmparatorlar ve halk, kendilerini "Romalı"<br />

saymaya devam etmişlerse de, değişimi fark eden birçok tarihçi, "Roma<br />

İmparatorluğu" yerine "Bizans İmparatorluğu" adını kullanmaya başlamıştır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!