12.02.2018 Views

Norman Davies - Avrupa Tarihi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Arşidük 23 Haziran lüH'tc Kanopiste'dcn ayrılarak eşiyle birlikle Saraybosna'ya<br />

yol aldı. Öldüğünde İmparatorun bir "oh" çektiği söylenir. Yaverine "Tanrı<br />

meydan okumaya izin vermez" demiş ve "Yukarıdaki bir güç benim anık zapledemediğim<br />

bir düzeni yeniden yaram" demiştirBu yorumun genelde Arşidükün aykırı<br />

evliliğine dayandığı düşünülür. Belki de savunmasız yaratıkların katline aittir.<br />

Pazartesi, 3 Ağustos 1914, Dışişleri Bakanlığı, Whitehall, Londra swl. Britanya<br />

Dışişleri Bakanı sakin bir yaz sabahı ofisinden dışarıya bakıyordu. Sir<br />

Edward Grey tarihin en geniş imparatorluğunun uluslararası ilişkilerinden sorumluydu.<br />

Avusturya Sırbistan'la savaştaydı. İki gün once Almanya, Rusya ve<br />

Fransa'ya savaş ilan etmişti. Alman birlikleri Lüksemburg'u işgal etmiş ve Belçika'ya<br />

saldırmaya hazırdılar; Rus birlikleri Doğu Prusya'ya girmişlerdi. Britanya<br />

hâlâ barıştaydı. Avam kamarasında uzun bir konuşmadan sonra Sir Edward,<br />

daha yeni başbakan olan Henry Asquith'e, Belçika işgal edildiği takdirde<br />

Berlin'e gönderilmek üzere bir ültimatom hazırlanmasında yardımcı olmuştu.<br />

Saat sekiz ya da dokuz olmalıydı, çünkü aşağı bahçede görevlinin havagazı<br />

lambalarını yaktığını anımsıyordu. Daha sonra sözlerini anımsayan bir arkadaşına<br />

dönerek "Bütün <strong>Avrupa</strong>'da ışıklar sönüyor. Hayatımız süresince onları<br />

tekrar yanmış görebileceğimizi sanmıyorum" demişti. Bu sahne Britanya tarihinin<br />

sayısız kitaplarda yer alan en ünlü sahnesidir. Sözler hemen bütün antolojilerde<br />

yer alır. 77<br />

Ne yazık ki, Sir Edward'in anıları hikâyeyi tam olarak doğrulamaz:<br />

1, 2 ve 3 Ağustos günlerinin bendeki anısı, hemen hemen hiç bitmeyen kabine<br />

toplantıları ve inanılmaz gerginliktir; fakat tartışmalardan aklımda çok az şey kaldı...<br />

benim yapabileceğim çok az şey vardı; koşullar ve olaylar kararı zorunlu kılıyordu...<br />

Son hafta bir akşam beni ziyarete bir arkadaşım geldi; o günün Pazartesi, 3 Ağustos<br />

olduğunu düşünmekte. Benim Dışişleri Bakanlığındaki ofisimin camının<br />

önünde duruyorduk. Güneş batmakla ve aşağıdaki lambalar yakılmaklaydı... Arkadaşıma<br />

göre bunu şu cümlelerle yorumladım: "Bütün <strong>Avrupa</strong>'da ışıklar sönüyor.<br />

Ömrümüz boyunca onları lekrar göremeyeceğiz."' 8<br />

Gerçekten olan neyse oldukça şaşırtıcıdır. Işıkların sönmesi hakkındaki bir<br />

benzetmenin ışıkların yakılmasıyla çağrıştın İması gariptir. Grey'in en titiz biyografyacısı<br />

bu olaydan hiç söz etmez. 79 Dahası, savaş arifesinde, diplomasinin<br />

en yoğun olması gereken zamanda, fırtınanın merkezindeki adamın yapacağı<br />

çok az şey vardı. Bir dostunu kabul ederek önemsiz bir konuşma yapacak<br />

kadar vakti vardı ki, detaylarını anımsamıyordu bile.<br />

Aynı akşam Berlin, diplomatlarının Almanya'yı iki cepheli bir savaşa ittiği<br />

ve de gerçek hiçbir müttefiki olmadığım algılamıştı. Reichstag'da Şansölye

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!