12.02.2018 Views

Norman Davies - Avrupa Tarihi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"<strong>Avrupa</strong>" Kavramı Üzerine Farklı Görüşler<br />

"<strong>Avrupa</strong>", kısmen modern bir fikirdir. On dördüncü yüzyıldan on sekizinci<br />

yüzyıla kadar süren karmaşık entelektüel bir süreç içinde, eski "Hıristiyanlık",<br />

"Hıristiyan âlemi" kavramının yerini almıştır. Ama belirleyici dönem, Din Savaşları<br />

döneminin ardından gelen, 1700 öncesi ve sonrasındaki yirmi-otuz yıldır.<br />

Bu eski kavram Aydınlanmanın (Bkz. Bölüm 111) ilk evresinde, bölünmüş<br />

ulus topluluklarına ortak Hıristiyan kimliklerini anımsatan bir mahcubiyet<br />

kaynağı olmuş ve <strong>Avrupa</strong> için daha tarafsız çağrışımlar yapan bir ad, bir tanını<br />

ihtiyacı doğmuştur. Batı'da XIV. Louis'ye karşı verilen mücadele, o zamanki<br />

ayrılıkların, bölünmelerin yatıştırılması için ortak hareket girişiminde bulunan<br />

bir grup siyasetçi ve uluslararası hukuk uzmanına esin kaynağı olmuştur.<br />

Bunlardan uzun süre hapiste kalmış olan, bir lngiliz-Hollandalı çiftin oğlu ve<br />

Pennsylvania'nın kurucusu olan quaker William Penn (1644-1718), hem evrensel<br />

hoşgörüyü hem de bir <strong>Avrupa</strong> Parlamentosu'nu aynı anda savunmakla<br />

ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Project d'une paix perpctuelle'in (1713) yazarı, muhalif<br />

Fransız papaz Charles Castel de St. Pierre (1658-1743) ise, sürekli bir barışı<br />

güvence altına almak için <strong>Avrupa</strong> güçlerine bir konferans çağrısında bulunmuştur.<br />

Doğuda, Büyük Petro'nun yönetiminde Rus İmparatorluğunun<br />

ortaya çıkması, uluslararası çerçevenin radikal bir biçimde yeniden düşünülmesini<br />

gerektirmiştir. 1713 Utrecht Antlaşması, Respubltca Christiana, "Hıristiyan<br />

devletler topluluğu" için çağrılar yapılan son büyük fırsatı olmuştur.<br />

Bundan sonra, bir <strong>Avrupa</strong>lının uyanıklığı Hıristiyan topluluğuna karşı üstünlük<br />

kazanmıştır. Voltaire, l75L'de <strong>Avrupa</strong>'yı şöyle tanımlamaktadır:<br />

"Birkaç ayrı devletten oluşan bir tür büyük cumhuriyet. Bunların bazıları monarşik,<br />

bazıları karma yönetime tabi... Ama her birinin ötekiyle bağlantısı var. ibadet<br />

biçimleri farklı olsa bile, hepsi de aynı dinsel temele dayanıyor. Hepsi de, dünyanın<br />

başka yerlerinde bilinmeyen, aynı kamu hukukuna ve siyaset ilkelerine sahip..."<br />

26<br />

Yirmi yıl sonra Rousseau'nun görüşü ise şöyledir: "Artık Fransız, Alman, İspanyol,<br />

hatLa İngiliz yok; sadece <strong>Avrupa</strong>lılar var." Bir başka görüşe göre "<strong>Avrupa</strong><br />

düşüncesi" nihai olarak 1796'da, Edmund Burke "Hiçbir <strong>Avrupa</strong>lı, <strong>Avrupa</strong>'nın<br />

hiçbir yerinde tam anlamıyla sürgünde sayılamaz" 17 diye yazdığı zaman<br />

gerçekleşmiştir. Buna rağmen, <strong>Avrupa</strong> toplumunun coğrafi, kültürel ve siyasi<br />

parametreleri daima tartışmaya açık kalmıştır. William Blake 1794'te, "<strong>Avrupa</strong>:<br />

Bir Kehanet" başlığıyla yayımladığı en anlaşılmaz şiirlerinden birini, cennetin<br />

dışına doğru eğilmiş ve pergel tutan Tanrı resmi ile süslemiştir. 28<br />

<strong>Avrupa</strong>'nın dış hatlarını büyük ölçüde, geniş bir kıyı şeridi belirler. Ama<br />

kara sınırlarının çizilmesi daha uzun sürmüştür. Asya ve <strong>Avrupa</strong>'yı birbirinden<br />

ayıran çizgi, antik dönemde yaşayanlar tarafından Çanakkale Boğazı ile<br />

Don Nehri arasında saptanmıştır. Ortaçağda da böyle olmayı sürdürmüştür.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!