12.02.2018 Views

Norman Davies - Avrupa Tarihi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

(...) savaşla korkusuz, barışla nazik, (...) sağgörülü olma alışkanlığını edinmiş,<br />

(...) Hıristiyan dinini açıkça savunan ilk imparator olmak niteliğini hak etmiştir."<br />

37 Annesinin sergilediği örneğe rağmen, Constantinus'un Hıristiyanlığın kurallarına<br />

şahsen ne kadar uyduğu tartışmalı bir konudur. Tek tanrıya olan borcunu<br />

açıkça kabul etmiştir; ama birçok uygulaması, Hoşgörü Fermanı dahil,<br />

aynı ölçüde hoşgörülü bir paganın politikalarıyla açıklanabilir. Konstantinopolis<br />

festivalleri sırasında en çok kendi ibadetini geliştirmekle ilgilenmiştir.<br />

Ama öte yandan da, Roma'da bizzat inşa ettirdiği Aziz Petrus Kilisesi ve Constantinus<br />

Bazilikası gibi, küçük bir kilise yaptırıcısı olmuştur, 32i'de, Pazar gününün<br />

bir dinlenme günü olmasını genel uygulama haline getirmiştir. Resmi<br />

vaftizini (Hıristiyanlığa girişini) uzun süre ertelediği; bir Arian olan Nicomedia<br />

Piskoposu Eusebius tarafından, ancak ölüm döşeğinde Hıristiyanlaştırıldığı<br />

bilinmektedir. Roma kenti piskoposuna özel bir ayrıcalık tanımamıştır.<br />

Constantinus, geç-imparatorluk tapınışının derinleşen teatralliğinin tadını çıkarmıştır.<br />

Sol inviclus (Fethedilmemiş Güneş) olarak, Diocletianus'un adoratio<br />

purpurae, yani erguvan rengi tutkusunu miras almış ve kendini, Doğu despotizminin<br />

aşırı itaatli diliyle kuşatmıştır. Roma'daki Constantinus Kemerinin<br />

kabartmalarında da sergilendiği üzere, kamusal sanat daha katı ve resmi yönde<br />

gelişmekledir. Constantinus'un sarayındaki entelektüel yaşama, Hıristiyanlığın<br />

yükselen dalgasıyla geleneksel kültürün uzlaşmasına yönelik baskı<br />

hâkimdir. Constantinus, Trier'den tanıdığı mühtedi (Hıristiyanlığa geçen) bir<br />

reıorikçi olan Lactantius'u, hem oğlu Crispus'ıı eğitmekle hem de Divinae /ns-<br />

(itutiones'te (Tanrısal Kurumlar) Hıristiyan dünya görüşünün sistematik bir<br />

dökümünü vermekle görevlendirmiştir.<br />

Constantinus'un saltanatı döneminde Hıristiyanlığın durumunu doğru<br />

değerlendirmek gerekir. Milano Fermant'ndan (MS 313) sonra Kilise, resmi<br />

hoşgörüden, sağlanan düzenli gelir kaynağından ve İznik Kuralları sayesinde<br />

de tutarlı bir öğretiden yararlanmıştır. Ama kurumsal gelişmenin bu ilk aşamalarında<br />

hâlâ küçük bir azınlık grubu veya biraz daha fazlasıdır. Yüksek bir<br />

dinsel otorite yoktur. Yazılı kurallar üzerinde tam anlaşma sağlanamamıştır.<br />

Johannes Chrysosıom'dan Augustinus'a kadar en büyük Kilise Babalarından<br />

hiçbiri henüz doğmamıştır. Dinin kurallarına aykırı düşünenlerin en büyüğü<br />

olan Arius, MS 334 yılında sürgünden geri çağrılmış, imparatorluk sarayında<br />

ciddi bir nüfuz kazanmıştır. Gerçekten Arianizm, sonraki imparatorlar döneminde<br />

nüfuzunu artıracaktır. Ama Afrika'daki Donaıiusçular baskı altındadır.<br />

Hıristiyanlığın, İmparatorluk dışında büyüdüğü ülkelerse, sadece Ermenistan<br />

ve Habeşistan'dır. Anzi takibat dönemi geçmiştir; ama "Hıristiyanlık<br />

alemindeki bölünmeler paganizmin yıkılışını geciktirmektedir."<br />

MS 330 yılında İmparatorluk, geçen birçok onyıla göre daha sağlıklı durumdadır.<br />

Doğu ve Batı yeniden birleştirilmiştir. Genel barış kurulmuştur.<br />

Constantinus'un reformları, "birleştirilmiş ne varsa bölen, seçkin, üstün ne<br />

varsa ayağa düşüren, her aktif gücü ürküten, en zayıf iradenin en itaatli olma-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!