06.08.2016 Views

Abraham Moles - Belirsizin Bilimleri

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1 7 2 <strong>Belirsizin</strong> <strong>Bilimleri</strong><br />

sonra bu imajın, hangi açıdan/nedenle, bir olgunun gerçekliğinin<br />

herhangi bir yansıması olduğunu, dayanağının ne olduğunu<br />

araştırır. Pratikte, genellikle dinamik bir olgu, yani işleyen<br />

bir şey söz konusudur; bu, zaman içinde değişen ve ölçülebilir<br />

boyutların ortaya çıkmasına yol açan, soyutlanabilir olan veya<br />

olmayan bir organizmadır, örneğin "ekonomik pazarı", canlı bir<br />

organizmayı, tayfun gibi doğal bir olguyu veya bir yarasanın<br />

yön bulma biçimini düşünebiliriz.<br />

Bu aşamada, model araştırıcısının, hem gözlerine "olgu" gibi<br />

görünen şeyden etkilenmesi, hem de onu betimleme, açıkça ortaya<br />

koyma yeteneğinde olduğunu hissetmesi beklenir; bu, algılamanın<br />

sözel olarak ilk ifade edilişidir. Bu noktada, tüm diğer<br />

bilim adamları gibi, sistemci de, gerçeklikten bir parça alan ve<br />

onu çeşitli dillerinden biriyle yorumlayan sanatçıya benzer. Belirsiz<br />

bir şekilde kavradığı imajdan çıkarsamalar elde etmeye çalışır<br />

ve bunlardan hiç olmazsa bazılarının, -onu belki de daha önce<br />

soyutlamış olan emprik gözlemci tarafından algılandığı şekliylenesnel<br />

olgusal gerçeklikte bulunup bulunmadıklarını test eder.<br />

2) Bir kontrast tutumu içinde, kendi kendine önerdiği bu<br />

analojinin gerçekten hangi noktada uzaklaştığını araştırır; bu<br />

durumda ya analoji ile gerçek arasında derin bir tekabüliyet<br />

yoktur ya da bu analoji, daha sonraki aşamalarda ortadan kalkacak<br />

bir fantezinin ürünü olan salt bir fikir ile dünyanın bir<br />

yansımasının rastlantısal karşılaşması olabilir. Durum ne olursa<br />

olsun, sistemci, analojinin niçin hatalı olduğunu araştırır ve<br />

böylece imajların verimli oyununu disiplin altına alır.<br />

3) İmaj, geçerli olması halinde, analoji mertebesine geçer<br />

ve benzetme (metafor) basamağından ayrılır; gözlemci, buna<br />

ek olarak bir yana bırakmış olduğu yanların miktarca, dikkate<br />

aldığı olgunun imajını önemli ölçüde bozacak kadar büyük<br />

olup olmadığını araştırır. Bu daha önce vurguladığımız şemalaştırma<br />

işlemidir. Analoji, burada, heuristik bir değer kazanır,<br />

yaratıcı potansiyeline kavuşur. Eğer bu koşul yerine gelmişse<br />

(belli başlılık ilkesi), şemanın yaratıcı değeri, modeli temellendiren<br />

analojinin yararının kanıtı olacaktır. Bu aşamada, epistemologların<br />

asıl olguya kıyasla "gölge olgular" (epiphenomenes)<br />

dediği şey ortaya çıkar ve kuşkusuz, burada keyfi yanlar var­

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!