11.07.2015 Views

dogu-turkistan-sempozyumu

dogu-turkistan-sempozyumu

dogu-turkistan-sempozyumu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

11dönüştürülmesinden sonra, bölgeye yönelik söz konusu göçler başlamıştır. Adı geçenkitap Doğu Türkistan’ı Xinjang Bölgesi veya Uygur Özerk Yönetimi adı altındatanıtmıştır. Bundan önce, bölgenin Çin’e katılmasından sonra 19. yüzyılın sonlarındapatlak veren zorunlu göç uygulamaları bölgenin nüfus yapısında herhangibir farklılık meydana getirmemiştir. Aksine o dönemde bölgede yaşayan Çinliler,Mançuryalılar ve Moğollardan oluşan etnik grupların toplam nüfusu 600.000’igeçmiyordu. Söz konusu gruplar bölge halkının ancak %6’sını 6 oluşturmaktaydı.Bölgenin %90’dan fazlasını Müslüman Uygurlar teşkil ediyordu.2. Ekonomik macera ve “Geriye dönüş yok” mantığıSovyetler Birliği’nin aksine Çin, komünizm dönemi boyunca, dünya nüfusununezici çoğunluğunu teşkil eden fakir sınıfların ihtiyaçlarına cevap verecekküresel bir ekonomi kurmaya çalışmıştır. Çin’in serbest pazar ekonomisindebüyük başarılar kazanmasıyla sonuçlanan bu çabayı göz önünde bulunduracakolursak diyebiliriz ki, Çin çok daha erken bir dönemde küresel ekonomiyi tamamenkabullenmeye hazırdı. 1992’de, Soğuk Savaş’ın bittiğini müjdeleyen SovyetlerBirliği’nin yıkılışının hemen ardından Çin derhâl harekete geçerek kapitalistsosyalizm formülüyle küresel ekonomiye dâhil olduğunu açıkladı. Çin, buformül sayesinde gelecek 50 yıl boyunca ekonomik sistemini koruması şartıylaİngiltere’nin sömürgesi olan Hong Kong’u 1997’de geri aldı. Fujian eyaletini Avrupalıve Amerikalı şirketlerin yatırım yapabilecekleri bir alan hâline getirdi vekendisi de ABD’de çok büyük yatırım hamleleri yaptı. Böylece Çin, bir yandangüdümlü bir ekonomiye sahip komünist bir devlet olarak kalmaya devam ederkenbir yandan da serbest pazar ekonomisinde küresel rekabete yönelmiş kapitalist birdevlet hâline geldi. Bu da Çin’in, komünizmi yüz milyonlarca insan üzerindekiegemenliğini sağlamlaştıracak korumacı ve katı bir yönetim sistemi olarak kullanmaktaolduğunu, ideolojik veya ekonomik bir sistem olarak benimsemediğinigöstermektedir. Pazar konusundaki rekabete gelince, yukarıda sözünü ettiğimizkendine özgü düzen, Çin’in önce küresel ekonomiye, sonra da dünya siyasetineegemen olmasına imkân sağlayacaktır. 71980’li yıllardan ve Mao Tse-tung’un ölümünden bu yana Çin, dünyaya açılmapolitikasını benimsedi. Bundan sonra Doğu Türkistan’la ilgili Çin politikasınınetkileri, bölgede yaşayanlar hakkında büyük bir yanılgıya sebep olan resmîaçıklamalar yoluyla devasa ekonomik istekler ve rekabet şeklinde ortaya çıkmaya51

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!