01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

GÖKDELEN<br />

Oksimoron çağrışımlara açık yüksek yapı.<br />

Yüksek yapılar kentte belirgin izler oluşturduklarından<br />

kolaylıkla okunabilirler. Bu nedenle<br />

İstanbul’da yaşanan ekonomik, siyasal ve toplumsal<br />

olayların yönlendirdiği kentsel gelişimleri kabaca<br />

gökdelenler üzerinden okumak olanaklıdır.<br />

Bilindiği gibi, küreselleşme (bak. Küreselleşme)<br />

ve neoliberal ekonomi politikaları, dünyadaki<br />

gelişimlere paralel olarak, 1980’lerden bugüne<br />

İstanbul’u da dönüştürmektedir. Bu dönemde<br />

dünya kenti olma hedefi doğrultusunda İstanbul<br />

da bir dizi değişim yaşamaktadır. Artık sermaye<br />

için kentler küresel tüketim ve üretime uygun iş<br />

merkezleri, turizm alanları ve konut yatırımları<br />

açısından çekici hale gelmiştir. Ülkemizde turizmi<br />

teşvik yasalarıyla desteklenen bu yaklaşım, kimi<br />

arsalara ayrıcalıklı konumlar sağlamakta ve buralarda<br />

yapıların yükselmesine olanak tanımaktadır.<br />

Örneğin günümüzde saray bahçelerinde<br />

konumlanan İstanbul’un beş yıldızlı otelleri, bu<br />

politikanın ürünüdür. Öte yandan uluslararası<br />

finans merkezi yaratma çabaları, İstanbul özelinde,<br />

gökdelenlerin yoğunlaştığı Büyükdere-Maslak<br />

aksında ve kente yayılmış noktasal müdahalelerde<br />

görülmektedir. Kent merkezinde bürolara ihtiyaç<br />

duyan çokuluslu şirketler, prestij, imaj ve reklam<br />

mekanları aramakta ve bunun için yüksek yapıları<br />

uygun bulmaktadırlar. Bu bağlamda günümüzde<br />

herhangi bir yapının yüksekliğini belirleyenin,<br />

teknik ya da teknolojik bir gelişmeden çok, alıcının<br />

satın alma gücü olduğu söylenebilir.<br />

Öte yandan gökdelenlerin İstanbul için yaptığı<br />

çağrışımlar çoğunlukla karşıtlıklar içermektedir.<br />

Bu bağlamda İstanbullular gökdelenle ilişki<br />

kurarken aynı zamanda mesafelidirler de. Bazıları<br />

bu yapı türünü her kentin sahip olması gereken<br />

çağdaşlık ölçütleri olarak görmektedir. Diğerleri<br />

ise kent yönetiminin dayattığı konular gereği<br />

tartışmaları kimi yüksek yapıların arsalarının<br />

“yasadışı” bulunuşu, kent siluetine etkileri ya<br />

da kamunun kaynaklarını sorumsuzca tüketmesiyle<br />

sınırlar. Oysa İstanbullular hala insana<br />

ilk bakışta hem heyecan hem de korku aşılayan<br />

bu 20. yüzyıl düşleri ya da “ucube”lerinden ne<br />

sakınabilir, ne de onları bütünüyle içselleştirebilir.<br />

O nedenle bu yapılar “distopyanın en son<br />

resmi” olarak adlandırılsa da, uygun planlama<br />

anlayışıyla, yapı-çevre-insan etkileşimine verilen<br />

önemle ve teknolojinin de katkısıyla yaşanabilme<br />

potansiyelini taşımakta olup olmadığı neredeyse<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-116

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!