01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İSTANBULLAŞMAK<br />

aslında çok daha karmaşık, dedim (bence o kadar<br />

da tartışmaya yol açacak bir gözlem de değil). Fikrimi<br />

vurgulamak için de İstanbul’un ufuk çizgisinin<br />

yeni bir bileşeni haline gelen o dev bayrak<br />

direklerinden ve bayraklardan bahsettim. Dikkatle<br />

seçilen bölgelere buyurgan bir edayla kilometrelerce<br />

öteden görülmeleri için dikilen bu bayraklar<br />

belli ki şehir mekanı boyunca bir tür işaretleşme<br />

zinciri olarak düşünülmüşler. Bütünleştiren bir<br />

zincir. Peki, diye düşünüyordum, bu dev boyutlu<br />

bayrakların yaygınlaşması ne anlama geliyor Siz<br />

bunun cevabını elbette iyi bileceksiniz. Verdikleri<br />

mesajın da kültürlerarasılığın amaçlarından tam<br />

da ne kadar uzak olduğunun da mutlaka farkında<br />

olmalısınız. O konferansta panel katılımcılarından<br />

biri söylediklerime öfkeyle tepki verdi. Ulusal<br />

bayrağa eleştirel bir gözle bakmaya nasıl cesaret<br />

ediyordum Herşeyden öte ben, bir yabancı olarak,<br />

bunu yapmaya nasıl yelteniyordum Ne hakkım<br />

vardı Böylece, hem doğrudan hem dolaylı yoldan,<br />

kültürlerarası diyalog imkanının önündeki engelin<br />

ne olduğu konusuna varmış olduk.<br />

Bayrak hakkında yazmak kolay değil, hassas<br />

bir kültürel alana girmek anlamına geliyor. İnsanı<br />

geriyor (bu şüphesiz ulusal projenin can alıcı güçlerinden<br />

biri). Bayrak ulusun kendiyle duyduğu<br />

gururun simgesi. Bayrak “bizim” tarihsel hayali cemaatimizin<br />

somutlaştırdığı tüm erdemleri temsil<br />

ediyor. Ancak bu gururlu duygusallığın altındaki<br />

derin mağaralardan –o gergin hisleri gerçekten<br />

harekete geçiren de bu- daha derin ve çok daha<br />

ilkel hisler yükselmeye başlıyor. Korku dolu ve<br />

kavgacı hisler. Cengiz Aktar’ın gözlemlediği gibi,<br />

“Bayrak varlığımıza yönelen her türlü tehdide karşı<br />

hissettiğimiz derin güvensizliği telafi etmenin en<br />

kestirme yolu, bu ülkenin bize ait olduğunu çeşitli<br />

şekillerde tekrar ederek sinirlerimizi yatıştırıyoruz.”<br />

(Turkish Daily News, 15 Ocak 2008) “Bu derin<br />

tedirginlik bize özgü bir şey değil” diye ekliyor,<br />

gayet de haklı. Ancak Aktar, Hrant Dink’i öldüren<br />

genç adamın cebinde ulusal bayrağı taşıdığının<br />

söylenmesine gönderme yaparak bu korku dolu<br />

güdülerin yerel bir çeşidini de hatırlatmış oluyor.<br />

Korku ruhu yer bitirir. Ruhu her yerde yiyip<br />

bitirebilir. Ancak farklı hayali ulusal dramlar<br />

bağlamında bunu farklı şekillerde yapacaktır. 6-7<br />

Eylül 1955: Öfkeli ayaktakımı İstanbul sokaklarını<br />

çiğniyor, Rum ve Ermeni dükkanlarını paramparça<br />

ediyorlar. Orhan Pamuk bu olayı İstanbul<br />

adlı kitabında anlatıyor: “O günlerde yükselen<br />

Türk milliyetçiliği yüzünden, Alaaddin’in dükkanında<br />

da satılmaya başlayan bezden küçük Türk<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-057

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!