01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İSTANBULLAŞMAK<br />

merkezi yerine buranın denize bakan çay bahçeleri<br />

ve başka dinlenme imkanları sunan bir gezi<br />

alanı olarak düzenlenmesini talep ediyorlar (bak.<br />

Turizm). Siyasi gruplar ve sanatçılarsa, daha sert<br />

bir dille ticari amaçlı kullanımın mahalle insanlarına<br />

buluşma imkanı sunmadığını, tasarlanan<br />

görkemli bina ve etkinlik yapısının öncelikle dışlayıcı<br />

bir kültür üretimini teşvik ettiğini ve bunun<br />

da yerel halkın büyük bir kesimini dışlayacağını<br />

vurguladılar. (X-urban 2006)<br />

Özellikle bu tartışmalar, yani farklı çıkarların<br />

ve değer yargılarının sürekli karşı karşıya gelmesi<br />

ve aralarında pazarlıkların yapılması, aslında kamusal<br />

alanın temelini de oluşturuyor. Kamusal<br />

alan hiçbir zaman herkese eşit derecede açık değildir.<br />

Birbirleri ile rekabet halinde olan değişik gruplar<br />

hep vardır, kamuoyunun bir kesimi geçici olarak<br />

baskın olabilir ve diğerlerine -iyi ihtimalle- merak<br />

ve ilgi ile bakar. Bazen çeşitli olaylar aynı anda, yan<br />

yana ve birbirlerini bastırarak gerçekleşebilir; aralarında<br />

kendini göstermek ve kabul ettirmek için<br />

mücadele ederler. Bu anlamda kentsel alan, ister<br />

maddi olsun ister söylemsel, ancak çelişki ve onun<br />

müzakeresi sayesinde kamu niteliğini kazanır.<br />

>Kamusal Alan (I), Kentsel Dönüşüm, Manzara, Siluet,<br />

Turizm<br />

KANALİZASYON (I)<br />

Suyun insandan geçerek denize akan haline<br />

kanalizasyon denir.<br />

Bu, suyun dönüşmüş halidir. Arkada bırakmanın,<br />

uzaklaştırmanın elzem olduğu ve yüzleşilmemiş<br />

bir dönüşüm. Bu yüzleşmeme hali gitgide daha<br />

hızlı ve steril bir hal alıyor. Medeniyet sifondur.<br />

Kanalizasyon, kapalı kapıların ardında bir suç,<br />

bir sır olarak başlar yolculuğuna. Arkamıza bile<br />

bakmadan kurtuluruz suçumuzdan. Ve sonra tüm<br />

suçlar birbirine karışarak borulardan yeraltındaki<br />

tünellere sessizce ilerler.<br />

İstanbul denizinin sularına günde 3.5 milyon<br />

m 3 pis su dökülür, bize bunun bir parçası olduğumuzu<br />

unutturarak. Peki, bu su(ç)lar kime aittir İstanbul<br />

denizinin rengi son elli yılda gözle görülür<br />

bir şekilde değişmiştir. Deniz, kabuk bağlamadan<br />

önce kaç insanı arıtabilir<br />

—Kathrin Wildner<br />

—Senem Akçay<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-190

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!