01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

kültür polislerinin her soruşunda bir türlü<br />

ibraz edilemeyen resmi belgenin kanıtlaması<br />

gereken aynılık sabiti.<br />

Tıpkı bir kimlik belgesinin herkesin kim olduğu<br />

sorusunun yanıtı olduğu yanılsamasına benzer<br />

biçimde, İstanbul’un da bütünsel, sabit ve görülür<br />

görülmez tanınabilir gösterimi olan bir kimliği<br />

olduğu, daha doğrusu olması gerektiği paylaşılan<br />

varsayımdır. Kentte vuku bulan bütün olayları,<br />

insanları, pratikleri ve onlar tarafından imal edilen<br />

fiziksel çevreyi İstanbullu kılan ya da kılması<br />

gereken tarihüstü bir özün varolması gerekliliğine<br />

yatırılan arzu, bu kentin ne olduğu ve olacağına<br />

ilişkin tüm söylemsel üretimin ardındaki üretici<br />

güçtür. Ne var ki, birbirinden farklı beklenti, çıkar,<br />

olanak, arzu ve koşullandırmaların yönlendirdiği<br />

eylemler ve bu eylemlerin sonuçları bir türlü<br />

tekil bir İstanbulluluk şemsiyesi altında bütünselleştirilemezler.<br />

Bir anlamda, İstanbul oluş bu<br />

ironik çelişki ile ortaya çıkar: Bir yandan tekil bir<br />

aynılık altında bütünselleştirilemeyen bu çokluk<br />

İstanbul’dur. Öte yandan ise, İstanbul, bütünselleştirilemeyen<br />

çokluğun kendi çokluğundan<br />

korkması, çoğalırken aynılık hayalleri kurmasıdır.<br />

Hep’e yatırılan arzu, herkes’i gizler, oysa herkes’in<br />

ortaya çıkması hep imgesinin silinmesi, dağılması<br />

ile mümkündür. İstanbul’un sorunu kimliksizleşmek<br />

değildir, tersine böylesi bir çokluğun hala<br />

bir İstanbullu kimliği ardına gizlenebileceğine<br />

inanması, bunu istemesi ve kısmen de gizlenmeyi<br />

başarmasıdır.<br />

—Bülent Tanju<br />

KORUMA KURULU<br />

Yasayla, kültür varlıklarının tescili, sit alanlarının<br />

sınır ve gruplarının belirlenmesi ile<br />

rölöve ve restorasyon projelerinin onayından<br />

sorumlu kılınan kurum.<br />

Geç Osmanlı’nın Avrupai düzenin kurulması yolundaki<br />

çabaları içinde, 1880’lerde gündeme gelen<br />

müzecilik ve taşınabilir eski eserler ile ilgili<br />

düzenlemeleri, 1910’larda anıtların korunması ile<br />

ilgili ilk düzenlemeler izler. Benzer şekilde, koruma<br />

ile ilgili yasal düzenlemeler Cumhuriyet’in ilk<br />

yıllarında da gerçekleştirilen planlama çalışmaları<br />

yanında kendine yer bulur. 1935’te tüm ülkedeki<br />

anıtların tescil edilmesi ve korunması konularıyla<br />

ilgilenmek üzere kurulan dört komisyonda arkeolog<br />

ve mimar üyeler görev alır. 1950’lerin hemen<br />

başında da benzer bir kurumsal yapı, korunması<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-207

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!