01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

nemeyen, bununla birlikte tarihi bilinç ve kentsel<br />

siluet (bak. Siluet) anlamında yıkılamayan, zaten<br />

kimsenin de kullanmak istemediği tüm kamusal<br />

yapı türlerinin müzeye tahsis edilmesi gibi bir<br />

adet yerleşir. Ekonomik değeri yüksek araziler<br />

üzerinde kentin ortasında kalmış tarihi bir han,<br />

bir medrese, bir konak ya da endüstriyel bir yapı<br />

yok edilemeyeceği için ona dokunulmazlık sağlayacak<br />

yeni işlevi, belki de kaderi müze haline<br />

getirilmesidir. Zira müze kavramı halen, mekansal<br />

uygunsuzluğu örtebilecek en basit çözüm gibi<br />

görülmekte, mekanları anlamlandırmanın yolu,<br />

içine üç-beş ilginç “eşya” konulmakla sağlanacak<br />

gibi algılanmaktadır. Aslında bu yaklaşım, mekan<br />

odaklı, mevcut mimari potansiyele uydurulmaya<br />

çalışılan bir müzeolojik planlamayı zorladığından,<br />

gerçekte müzelerin işlevsizleştirilmesi, toplumsal<br />

yararının asgariye indirgenmesine neden olur.<br />

Son yıllarda Türkiye genelinde müzelerden<br />

sıklıkla bahsedilmesi, “müze sektörünün” tabii<br />

ki öncelikli olarak İstanbul’da atılıma geçmesi,<br />

hizmet ettikleri toplumla daha doğrudan ilişkiler<br />

kurmaya, toplumun ilgisini çekmek için farklı<br />

iletişim yolları denemeye başlamaları, sayı ve<br />

içerik çeşitliliğinin artması bile bu yaklaşımı değiştirmekten<br />

uzaktır. Halen yeni bir müze oluşumuna<br />

gidildiğinde, müzenin kurulmasının ilk<br />

adımlarında, kent içinde kullanılabilecek makul<br />

büyüklükteki eski binalara bakmak ya da eski binalara<br />

eklemlenmek mantığı sürmektedir. Tüm<br />

iyi niyetli girişimler, müzeolojinin gelişmesi, teknolojik<br />

ilerlemelerin müze ihtiyaçlarına uygun<br />

hale getirilerek uyarlanmaya çalışılması bile eski<br />

yapıların sorunlarını ortadan kaldıramamakta,<br />

müzelerin sürdürülebilirliğini sancılı ve pahalı<br />

bir operasyona dönüştürmektedir.<br />

Müzelerin kent gelişimininin belirgin aktörleri<br />

olarak yer bulmaları yalnızca sembolik, anıtsal<br />

“eskilerin” değerlendirilmesi değildir. Müzeler, 19.<br />

yüzyıldan bu yana şehirlerin modernleşmesinde,<br />

kentsel dönüşümlerde (bak. Kentsel Dönüşüm),<br />

inşa edildikleri dönemlerin tarzını vurgulamak<br />

görevini diğer kamusal yapılarla paylaşır. Hatta<br />

“diğer” sınıfına giren gösteri, bilim, yönetim<br />

mekanları gibi işlevi kesin sınırlarla tanımlı,<br />

gereksinimleri normlara bağlı yapılardan farklı<br />

olarak daha “esnek” kullanılabilecekleri varsayıldığından,<br />

özgün mimari form denemeleri için<br />

bir serbest uygulama alanı açarlar. Müzenin içeriğinin,<br />

koleksiyonunun, sergilemesinin, bilimsel<br />

ve iletişimsel işlevlerinin esas olduğunu düşünen<br />

görece az sayıdaki müze profesyonelinin işlevsel<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-248

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!