01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

alırlar romanlarda. Bu açıdan, züppe tiplerinin yavaş<br />

yavaş karaktere de dönüştüğü Servet-i Fünun<br />

romanları, artık kentte sadece modern yaşamın<br />

renklerinin değil, dehşet ve boğuntusunun da<br />

görülmeye başlandığının ipuçlarını verirler. Beraberinde<br />

bir arayış halini de getiren bu boğuntu/<br />

sıkıntı hissi, kalabalıklarla birlikte modern akışa<br />

kapılan, ancak bu akışı, bu akış içinde yitip gitme<br />

ya da akışa sırt çevirip “tutunamama” tehlikesini<br />

fark etmeye başlayarak, aşk adını verdikleri bir<br />

aşkınlığı tutunulacak bir dal olarak gören karakterler<br />

yardımıyla ifade edilir. Bu doğrultuda, sözü<br />

edilen bölünmenin mekansal karşılığı ise Beyoğlu<br />

ve Boğaziçi’dir. Beyoğlu, hızlı yaşamı, sokakları,<br />

lokantaları, otelleriyle geçiciliği imleyerek mekansızlığı<br />

aktarırken, Boğaziçi yerleşmeyi, belli<br />

bir mekana sahip olmayı gösterir.<br />

Servet-i Fünun döneminde tüm çelişki, arayış<br />

ve eksiklik hisleriyle birlikte yaşam biçimlerine<br />

sahip çıkmalarına izin verilen karakterler vasıtasıyla<br />

kendine ifade alanı açan kent, sürekli savaş<br />

dönemiyle birlikte farklı bir görünüm edinir.<br />

Osmanlı İmparatorluğu için şartların daha da<br />

zorlaşacağı bir dönemle açılan 20. yüzyıl, kent<br />

anlatısı için de belirleyici olur. II. Abdülhamid’in<br />

baskıcı yönetimi ve bu yönetime karşı özgürlük,<br />

eşitlik, kardeşlik, adalet gibi Fransız devriminden<br />

alınan temel prensipleri öne çıkaran grupların<br />

faaliyetleri yüzyıl başının ana kutuplaşmasını<br />

belirleyerek, edebiyatın yeni rotasını da çizmeye<br />

koyulur. 1908 Jön Türk Devrimi sonucu Meşrutiyet<br />

yanlılarının zaferiyle kapanan bu dönemin<br />

ardından, politik ve toplumsal hareketlilik tüm<br />

hızıyla devam eder. Döneme ağırlığını koyan II.<br />

Meşrutiyet ve İttihat ve Terakki yönetimiyle birlikte,<br />

artan ulusalcı isyanlar, Balkan Savaşları ve<br />

ardından yaşanan I. Dünya Savaşı, 20. yüzyılın<br />

ilk çeyreğine damgasını vurur. İmparatorluğun<br />

çöküş sürecinin de hızlandığı bu dönem, aynı<br />

zamanda Milli Mücadele döneminin ardından<br />

ulus-devlete geçişin de hazırlayıcısı olur. Genel<br />

bir “yeniden-düzenleme dönemi” olarak da alabileceğimiz<br />

Meşrutiyet Dönemi, birey/vatandaşın<br />

belli politikalar çerçevesinde düzenlendiği, “iyi<br />

ve kötü”nün sınırlarının yeniden çizildiği, belli<br />

modellerin dayatıldığı bir kimlik inşa sürecine<br />

işaret eder. Davranış biçimlerinin toplumsal bir<br />

birlik havası içinde gündelik hayatta standartlaşması<br />

sürecinde, kent de 20. yüzyılın ilk çeyreğinin<br />

hareketli yapısı çerçevesinde üretilen söylemler<br />

de “makbullük” algısı bağlamında ele alınır. Genel<br />

olarak, Osmanlıcılık, İslamcılık, Batıcılık ve<br />

Türkçülük olmak üzere dört ana koldan ilerleyen<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-090

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!