01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

de bir arazi bulmayı ve Maliye Bakanlığı’ndan bir<br />

stadyum için inşaat izni alabilmeyi başardı.<br />

Beşiktaş semti, İstanbul’un saraylarının yoğun<br />

olduğu bir bölgedir. Beşiktaş’ın deniz şeridinde<br />

Dolmabahçe Sarayı kompleksi ve Çırağan<br />

Sarayı, daha iç kesimde de Yıldız Sarayı ile birçok<br />

kasır yer alır. Şeref Bey’in bulduğu arazi de Çırağan<br />

Sarayı’nın bahçesiydi. Bu sarayı 1871 yılında<br />

Dolmabahçe Sarayı’nın da mimarı olan Sarkis<br />

Balyan yapmış, fakat 1910 yılında saray yanıp tümüyle<br />

bir harabe haline gelmişti. Böylece Şeref<br />

Bey bir stadyum için son derece elverişli bir araziyi,<br />

10 Türk Lirası gibi sembolik bir aylık ile 99<br />

yıllığına kiralama olanağı bulmuştu. Stadyumun<br />

inşaatı 1940 yılında tamamlandı; bir kapalı ve bir<br />

açık tribünden oluşan, modern soyunma odalarına<br />

ve yüzme havuzuna sahip yapı, tam Boğaz’ın<br />

kıyısında yükseldi. Adı da Şeref Stadyumu oldu.<br />

Artık Beşiktaş takımının hem maçlarını hem de<br />

antrenmanlarını yapabileceği bir stadyumu vardı;<br />

üstelik burası diğer kulüplerin maçları için<br />

kiraya veriliyor ve Beşiktaş’a büyük ekonomik<br />

kar sağlıyordu.<br />

Şeref Stadyumu sempatik bir stadyumdu.<br />

Deniz manzarası, taraftarların neredeyse sahada<br />

oynanan futbol kadar ilgisini çeker, gerilimlerini<br />

alırdı. Hemen bitişikteki devasa yanık saray kalıntısı<br />

ise, buraya irkiltici bir hava verirdi. Yine de<br />

güneşli günlerde bu stadyumda maç seyretmenin<br />

tadına doyulmazdı. Fakat İnönü Stadyumu yapılıp<br />

maçlar oraya alındıktan sonra bu stadyumun<br />

önemi ortadan kalktı. Yalnızca Beşiktaş’ın<br />

antrenmanları, hazırlık maçları ve amatör karşılaşmalar<br />

için hizmet verdi. Bu süreçte stadyum<br />

giderek bakımsızlaştı, soyunma odaları kullanılamaz<br />

duruma geldi, tribünler köhneleşti. Ama<br />

yaz mevsimlerinde yüzme havuzu İstanbullular<br />

için uzun süre vazgeçilmezliğini korudu. Ne var<br />

ki stadyum köhneleştikçe, sempatikliği daha da<br />

artıyordu. İnsanlar yüzme havuzu ile, bir piknik<br />

alanına benzemeye yüz tutan stadyum arasında<br />

gidip geliyor, bir yandan serinleyip bir yandan sahadaki<br />

maçları izliyor, deniz manzarası karşısında<br />

sohbetlere dalıyordu. Ayrıca soyunma odalarının<br />

kullanılamaz halde oluşu, futbolcuları saray kalıntısının<br />

içine yönlendiriyor, burada soyunup<br />

giyinen futbolcular o kalıntının içinde çamurlu<br />

formalarıyla, tozlu bedenleri ve saçlarıyla, yıkık<br />

duvarların arasından “zombi” gibi görünüyorlardu.<br />

Diğer yandan, gücünü denetleyemeyen<br />

kimi oyuncuların denize kadar gönderdiği toplar<br />

dakikalarca bekleniyor, tribündekiler transistörlü<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-342

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!