01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

kentin limanlarının günün uluslararası standartlarına<br />

uygun olarak dönüştürülmesi gündeme<br />

gelir. Özellikle Kırım Savaşı sonrasında Paris<br />

Kongresi’nde limanların yeniden yapılandırılması<br />

bir yükümlülük olarak ortaya konur. Deniz<br />

surlarının yıkılması, taş rıhtımlı modern liman<br />

alanlarının inşa edilmesi, demiryolları ve kıyı<br />

boyunca caddelerin açılması şeklinde tariflenen<br />

projeler, yeni dolgu alanlarının da oluşturulmasını<br />

öngörür. Bütün liman alanının dönüştürülmesi<br />

gündemde olsa da, Osmanlı’nın son döneminde<br />

modern rıhtımların inşaatı Boğaz’dan Galata<br />

Köprüsü’ne kadar olan alanlarla kısıtlı kalacaktır.<br />

Burada akıntıların aşındırıcı gücü inşaatları<br />

yavaşlatır, maliyeti arttırır; Sirkeci rıhtımının<br />

yapımında kıyı tahkimatı yıkılacak, bir kez daha<br />

yapılması gerekecektir. Limanın diğer bölgelerinde<br />

kıyı çizgisi binalara bağlı olarak şekillenmeye<br />

devam eder. Haliç dışında Haydarpaşa’da da tren<br />

istasyonu ve liman inşaatında dolgu zemin alanlar<br />

oluşturulur. Kent servislerine ayrılmış bu tür<br />

dolgu zeminlerin dışında Boğaz’da Tophane Kışlası,<br />

Dolmabahçe ve Çırağan sarayları rıhtımlar<br />

üzerinde inşa edilir. Bu ve benzeri yapılarla Boğaz<br />

kıyısında Avrupa kıyı kentlerini çağrıştıran bir<br />

çizgisellik oluşturulur.<br />

Cumhuriyet döneminde, özellikle 1950’lerden<br />

sonra dolgu zeminler modern planlamanın<br />

araçları olarak kıyı yollarının inşa edilmesi ile bir<br />

kez daha deniz-kent çizgisini dönüştürür. Marmara<br />

surları önünde inşa edilen yollar çarpıcı<br />

bir örnektir. Boğaz’da da belli aralıklarda dolgu<br />

yollar yapılır. Dolgu zemin, park ve yolların kent<br />

kıyılarının jenerik imgesini oluşturması durumu<br />

1980’lerden sonra başlar. İstanbul metropolünün<br />

Marmara kıyıları neredeyse tamamen dolgu alanlarla<br />

birleştirilir. Denizin yüzeyinin kentsel ulaşımda<br />

kullanılmasının kısıtlı kaldığı bir planlama<br />

anlayışında bu kaçınılmaz bir sonuçtur. Liman<br />

işlevlerinin Haliç’ten taşınması ile birlikte buradaki<br />

tarihi kıyı çizgisi de, yıkılan yapıların molozlarıyla<br />

beraber kısmen yeniden oluşturulur. Kıyı<br />

park yolları deniz-kent arayüzünü dolaşıma ve<br />

rekreasyon işlevlerine açar; bununla beraber eski<br />

yapıların denizle olan ilişkisini kesintiye uğratır.<br />

Günümüzde kentin açık alanlarının büyük bir<br />

yüzdesi kıyı dolgu alanlarıdır.Kıyıda dolgu alanların<br />

oluşturulmasının yanı sıra, metropolün yeni<br />

çeperlerinde doğal dolgu zeminlerde yapılaşmada<br />

da spekülasyona bağlı olarak artış görülür. Bu<br />

artış İstanbul’un depremselliği düşünüldüğünde<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-083

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!