01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İSTANBULLAŞMAK<br />

ğı esplanade olamaz. Meydana açılan caddelerin,<br />

tam meydanla buluştukları noktada çeperler çözülür,<br />

perspektif genişler, belirsizleşir, doğrultular<br />

eriyerek kaybolur.<br />

Bu kısa tarih sadece inşa edilen ve yıkılan yapıların<br />

tarihi değil, simgelerin, gerçekleştirilemeyen<br />

düşlerin, yetinme ve uzlaşmaların tarihidir.<br />

Cumhuriyet, Osmanlı kışlasını yıkarak kendi anıtını<br />

inşa eder. Tasarladığı modernite, yeni rejimin,<br />

onun törenselliğinin, politik kimliğinin ve yaşam<br />

biçiminin mekanını üretmek ister: Tribünlü, geçit<br />

törenli bir meydan tasarımı, yanıbaşındaysa<br />

Cumhuriyet balolarının mekanı olacak modern<br />

bir gazino... Müslüman muhafazakarlar, ibadethanesiz<br />

bir meydan istemezler. Aya Triada, cemaatini<br />

yitirmiş olsa da iri bir Hıristiyan yapısı<br />

olarak meydanda hakimiyetini sürdürmektedir.<br />

Maksem’in arkasında (veya üstünde) yapılması<br />

istenen cami, bu kez laik Cumhuriyet çocuklarının<br />

tepkisini çekecektir: AKM’ye kafa tutan gericiliğin<br />

simgesi! İnönü Heykeli’nin traji-komik öyküsü de<br />

benzer bir simgesellik merakının değişen iktidarlar<br />

arasındaki savaşım alanı olur. Daha sonraları kaldırılan<br />

kaidenin yerine, “tuhaf” pavyonlar, “sanatsal<br />

iş”ler dikilse de hiçbiri mekanda tutunamaz ve<br />

hepsi yok olur, yerlerine bazen ramazan çadırları<br />

kurulduğu görülür. 27 Mayıs sonrası meydanın<br />

ortasına dikilen ve “kitap-süngü-defne dalı” bileşiminden<br />

oluşan “devrim” simgesi, uzun yıllar yerini<br />

korur, kaldırılmasını belki de metro istasyonunun<br />

yapım çalışmalarına borçludur. Kentin en önemli<br />

meydanındaki gecekonduları, çirkin telefon, Akbil<br />

gişelerini (bak. Akbil), durak yerlerini, plantonluk<br />

kulübelerini ve düzensiz otobüs yığılmalarını kimse<br />

yadırgamaz görünür; bunların çoğu yıkılan ahır<br />

binalarının ve o zamanlar da bir bölümü kaçak olan<br />

müştemilat yapılarının yerlerini işgal eder. Mekanı<br />

mimari değil, her gün değişen çizgiler ve kullanımlar<br />

belirler. Geçicilik ve eğreti olma bu meydanın<br />

ruhunda vardır; aslında, kentin ruhunda...<br />

Onun için reklam panoları, geceleri yanıp<br />

sönen ışıklı haber levhaları Taksim’in boşluğuna<br />

yakışır ve meydana, çevreleyen üslüpsuz ve niteliksiz<br />

yapıların mimarisinden daha çok anlam<br />

katar. Taksim ve çevresi için yapılan bütüncül tasarımların<br />

hiçbir zaman tutmamasını da bununla<br />

ilişkilendirmek olasıdır. Ekonomik kaynakları sınırlı<br />

ve 19. yüzyıldan beri öykünülen modern kent<br />

ve kent tasarımı kültürü o denli az donanımlı olan<br />

bir toplumsal ortamda, bunu anlamak çok da zor<br />

değildir. Kent metrosunun kavram olarak bugünkü<br />

güzergahtan geçerek Kilyos’a kadar uzanması,<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-359

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!