01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İSTANBULLAŞMAK<br />

Her toponimik değişim kentsel mekanın ve sakinlerinin<br />

radikal farklılaşmalarına ve toplumsal<br />

anlamlarının değişimine işaret eder. O değişimler<br />

içinde Antikite’nin Byzantion kenti Geç Antik<br />

çağın emperyal başkentine evrildi. Constantinus<br />

tarafından yeniden kurulan taşra kenti artık onun<br />

adıyla anılacaktı. Ancak, bu yeniden kuruluş aynı<br />

zamanda başkentlik işlevlerinin ve çağrışımlarının<br />

da eski emperyal başkent Roma’dan buraya<br />

simgesel biçimde aktarılması demekti. Ona İkinci<br />

Roma da denilecekti. O yüzden, Senato’nun bazı<br />

eski üyeleri de buraya taşındılar. Yedi Tepe kentinin<br />

topoğrafyası bile simgesel bir aktarılışla,<br />

aslında yedi rakamıyla anlatılamayacak kadar<br />

karmaşık topografik yapısına rağmen İstanbul’a<br />

aktarıldı. Burası da Roma gibi “Yedi Tepe Kenti”<br />

oldu.<br />

Orta Bizans döneminde sadece “Polis” (kent)<br />

diye adlandırılabilecek kadar rakipsiz bir merkeze<br />

evrildi. Artık Bizans egemenlik alanındaki<br />

hiçbir yerleşme böyle anılmayacaktı. Onlar<br />

birer “kastron” (kale) iken, yalnızca İstanbul<br />

“polis”ti. İlginç biçimde bu adını Osmanlı çağına<br />

aktardı. “İstanbul” sözcüğü Rumca “polise”<br />

biçimindeki kullanımdan türedi. Ama Osmanlılar<br />

Constantinus’un kim olduğunu unuttuklarında<br />

ve/veya umursamadıklarında bile, başkentlerine<br />

kökeni onun adına uzanan Kostantiniyye demeyi<br />

de sürdürdüler. Onun yanı sıra, İstanbul, İslambol<br />

ve Dersaadet de dediler. Her biriyle bir başka<br />

göndermeler takımının gündeme geldiği bir adlar<br />

ve anlamlar dünyası inşa edildi. Üstelik, retrospektif<br />

nitelikte değil, eşzamanlı olarak geçerli bir<br />

toponimiler ve anlamlar dünyasıydı burada kurulan.<br />

Hiç kuşku yok ki, İslambol diyen için kentin<br />

İslami kimliği ön plandaydı. Dersaadet (mutluluk<br />

kapısı) demeyi yeğleyenler, kentin Osmanlı<br />

egemenliğinin merkezi olma niteliğine vurgu<br />

yapıyorlardı. Kostantiniyye, Osmanlı merkezi yönetiminin<br />

önemsediği bir siyasal sürekliliğe işaret<br />

ediyordu. Constantinopolis kullanımı, Ortodoks<br />

ve Rum (ya da daha genel anlamda Hıristiyan) bir<br />

kent tahayyülünü yansıtıyordu. Bu adlara Doğu<br />

Avrupa ve Yakındoğu’da geçerli bir dizi farklı adı<br />

da eklemek gerekir. Bu adların hepsi de Doğu<br />

Akdeniz havzasında bir zamanlar çok üyesi olan<br />

bir kozmopolit yerleşmeler ailesinin en büyük<br />

kentini anlatıyordu. Farklılıklara, ancak belirli<br />

etno-dinsel grupların sabitlenmiş statü tanımları<br />

içine sığdırıldığında tahammül gösteren bir<br />

kozmopolitizmdi bu. Her farklılığın, belirli bir<br />

grubun genel niteliği olarak kabul görmüşse olağan<br />

sayıldığı söylenebilirdi.<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-176

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!