01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

İstanbul sokaklarında bisiklete binmenin mümkün<br />

olduğunu Avrupalı biri düşünemez (İstanbullular<br />

da düşünmez aslında). Sokaklardaki arabaların<br />

akışı o kadar baskındır ki, bisikletin dört tekerlekli<br />

araca, taş çatlasa motosiklete bir alternatif olabileceği<br />

hayal bile edilemez. Ayrıca araba sürücüleri<br />

iyice gözlemlendiğinde, onların ne dikkatli, ne de<br />

kibarca araba kullandıkları anlaşılır; üstüne üstlük<br />

herhangi bir trafik kuralı veya levhasını tanıdıkları<br />

da şüpheli gözükmektedir. Araç sürücülerinin<br />

dışında, kentin topoğrafyası da bu iş için çok davetkar<br />

değildir. Yine de bu kentin sokaklarında<br />

bisiklet ne yabancıdır, ne de hiç yoktur.<br />

19. yüzyılın sonlarına doğru Amerikalı bir bisikletçi<br />

İstanbul’dan geçen yolculuğunda burada<br />

konakladığında, herkesin sokaklara döküldüğü<br />

ve bu kişinin valiyle tanıştırılacak kadar önemli<br />

gözüktüğü gazetelerde yazılıdır. Hatta yolculuğunun<br />

devamında Ankara’ya vardığında onu görmek<br />

için sokaklara bine yakın insanın doluştuğu bile<br />

söylenir. Gazetelerdeki ilanlara bakılırsa, bu olayın<br />

hemen ardından İstanbul’da bisiklet alacak<br />

insanların var olduğunu görebiliriz. Fransızca<br />

adı Vélocipède olan bu aracın Türkçedeki adı<br />

“velospid” olmuş ve onu ilk olarak Batı tarzında<br />

yaşayan varlıklı ailelerin erkek çocukları kullanmıştır.<br />

Ahmet Tevfik adlı bir genç, arkadaşıyla<br />

birlikte Marmara Bölgesi’nde yaptığı bir bisiklet<br />

yolculuğunun anılarını 1900 yılında yayımlar.<br />

Modernleşmenin öncülerinden olan Osmanlı ordusunda<br />

yüzyıl dönümünde bisikletli birlikler<br />

görülür. Hatta 1914’te, bisikletin bir ulaşım aracı<br />

olarak ciddiye alındığını Galata Köprüsü ile ilgili<br />

bir uygulama gösterir: Bu dönemde köprüyü bisikletle<br />

geçenlerden ayrı para alınırmış.<br />

Kadınların bisikletle dolaşması ancak Cumhuriyet<br />

dönemiyle birlikte başlamıştır. 30’lu yıllarda<br />

yayınlanan popüler dergiler, modern Türk<br />

kadınının sportif olması ve bisiklete binmesi için<br />

çağrıda bulunurdu. Bu yıllarda çekilmiş kısa pantolonla<br />

bisiklete binen kadın fotoğrafları da böyle<br />

bir talebin olduğunu gösteriyor. Bisiklet muhtemelen<br />

kadınlar arasında çok yaygın bir araç<br />

değildi ve bu fotoğraflarda görünenler daha elit<br />

bir kesimin kızlarıydı. Bu devrin edebiyatında<br />

kadınların spor yapmalarını ve özellikle bisiklete<br />

binmelerini olumlu bulan hikayeler yayımlanır.<br />

Ne de olsa bu dönemde kadınların yüzlerinin yanı<br />

sıra artık atletik yapılarını da görmek mümkündü;<br />

bu da eş ararken bir avantaj oluveriyordu. Kadınlar<br />

için yapılan ilk bisiklet yarışı ancak 1955’de<br />

gerçekleşti.<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-063

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!