01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İSTANBULLAŞMAK<br />

her tür denetim biçimini, toplumsal yaşama ve<br />

birlikteliğin dağınık işlevlerini, tek bir çatı altında<br />

birleştiren modeldir.” Baudrillard’ın yazdıklarının<br />

açık anlamı şudur: Kentteki iş, boş zamanları<br />

değerlendirme, sağlık, ulaşım, medya, kültür gibi<br />

her tür yaşamsal faaliyetin yeniden ve tek merkezden<br />

yönlendirilmesi... Burası bir merkezdir, ama<br />

hiçbir zaman kentteki yaşamsal faaliyetlere kendi<br />

yöntemlerini empoze etmeye kalkışmaz. O, her tür<br />

kent kesiminin ilgi duyabileceği faaliyetleri, yine<br />

onların istek ve eğilimlerine göre düzenler. Kısacası,<br />

“faydalı” olduğunu anlatmaya ve onları ikna<br />

etmeye çalışır. Buradaki “fayda” kelimesi önemlidir.<br />

Yeni “reklam mantığı”na uygun bir şeydir bu...<br />

Dikkat edilirse, izlediğimiz hiçbir reklam, aslında<br />

tüketim malının maddi özellikleriyle ilgilenmez.<br />

O malın işlevinin, sağlamlığının, güzelliğinin,<br />

ucuzluğunun vs. fazla önemi yoktur. O mal, bizi<br />

yaşama hangi “imaj” ile yeniden dahil ediyor;<br />

onu kullandığımızda toplumsal statümüz nasıl<br />

değişiyor ve bize ne tür bir “atmosfer” yaşatıyor<br />

Konu budur... İkinci elden ve iyice gizlenmiş bir<br />

dayatma vardır burada: Tüketimin dayatması...<br />

Futbolun ve stadyumların değişen görüntüleri<br />

de, bu stadyumların birer hipermarket binasına<br />

dönüşme süreci ile açıklanabilir. Böyle düşünüldüğünde<br />

ise, karşımıza başka bir problematik çıkar:<br />

Yani stadyumlar, Bromberger’in de kendi dönemi<br />

için belirttiği gibi, “kentin bir maketi olma” haline<br />

geri mi dönüyorlar Olabilir... Ortak kimliklerden<br />

ya da şablonlaştırılmış eylemlerden kurtulmuş tüketici<br />

kent kesimleri, belki de ileriki tarihlerde kendilerini<br />

en iyi ifade edebilecekleri mekanlar olarak<br />

stadyumları seçecekler. Fakat artık o stadyumlar,<br />

daha önce tanımlanmış ya da üzerinde tartışmalar<br />

yapılmış bir kulüp kimliği ile yükselmeyecek;<br />

tüketici kimliğinin önemsiz bir yanı olarak, kendilerine<br />

eklemlenmiş kulüp kimliğini yansıtacaklar<br />

yalnızca... Bu arada reklamın gücünü de gözden<br />

kaçırmayalım: Tüketici kimliğine eklemlenmiş o<br />

önemsiz kulüp kimliği, öylesine şaşırtıcı manevralarla<br />

yine “önemli” gösterilebilir ki, hiç kimse<br />

bunun nasıl başarılabildiğini anlayamaz. Stadyumların<br />

değişen yüzü henüz tüketim hızını tam<br />

olarak yansıtmıyor, ama o yöne doğru bir yol alış<br />

da seziliyor. Gelecekte, bugünkü stadyumlar ile eskinin<br />

stadyumlarını (belki bir fotoğrafta ya da belleğimizde)<br />

karşılaştırıp hayretler içinde kalacağız.<br />

Çünkü geleceğin stadyumları, devasa bir mekanın<br />

içinde, futbol oyununa küçük bir yer veren alanlara<br />

ve her tür yaşamsal görüntünün büyük cennetlerine<br />

dönüşmüş olacak. Fakat bir olasılıkla yine de<br />

oraya kendi kulübümüze duyduğumuz bir aşk ve<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-345

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!