01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

Aynılaşan, aynı eşitsiz koşullara, aynı felaketlere<br />

ve klonlanmış görüntülere boğulan bir dünyada<br />

farklılığa yapılan vurgu artmaya başladı. Kültür,<br />

piyasa içinde pazarlanabilir bir metaya dönüşürken,<br />

bir malın pazarlanmasında da kullanılan bir<br />

araç haline geldi. Şehir de bundan payını alarak,<br />

değerler, kavramlar ve kültür yoluyla pazarlanan<br />

bir metaya dönüştü.<br />

İstanbul’un siyasi başkentlikten kültür başkentliğine<br />

kayışının ardında tarihin doğal akışının<br />

yanı sıra “kültür”ün zaman içindeki bu değişken<br />

konumlandırılması yatıyor aslında. Kültür algısındaki<br />

bu değişim, siyasete de kültürel bir anlam<br />

yüklenmesinden kaynaklanıyor. Farklılıkların<br />

bireysel ve toplumsal bazda öne çıktığı bir dönemde,<br />

siyaset de sınıf ve ulustan uzaklaşıp, etnisite<br />

ve kültüre doğru kayıyor.<br />

Tarihsel süreç içinde şekillenen kapitalist<br />

ekonomik yapının ortaya çıkardığı yerel ve uluslararası<br />

eşitsizlikler, küresel sınıflar arasındaki<br />

adaletsizlik ve diğer siyasal farklılıklar içselleştirilip<br />

“kültürel” farklılıklar olarak normalleştiriliyor<br />

artık. Kültür, toplumların kalıtsal genetik şifresi<br />

olarak kabul edildiği için asla sorgulanamıyor.<br />

Sorgulanamadığı için algılanışındaki kodlar da<br />

değiştirilemiyor. Bu yüzden, aslen ekonomik ve<br />

siyasi kökene dayanan bazı farklılıklar aşılabilir<br />

olmaktan çıkıyor. Bu farklılıklar söz konusu olduğunda<br />

kültürün ardına sığınan adaletsiz gerçekliğin<br />

değiştirilemeyeceği, aşılamayacağı ama<br />

sadece hoşgörülebileceği vurgusu yapılmış oluyor.<br />

Sonuç olarak, siyasetin kültürleşmesi ile medeniyetler<br />

çatışması kavramları birbirlerine eklemleniyor.<br />

Yani medeniyetler çatışmasına çözüm<br />

olarak sunulan ve İstanbul’un üstlendiği medeniyetler<br />

buluşmasını sağlayan “köprü” kavramı,<br />

aslında sadece farklılıkların altını çizmiş oluyor.<br />

Aşılamayacağı baştan kabul edilmiş sorunlar için<br />

ise hiçbir çözüm üretilemiyor.<br />

“Kültür Başkentliği” kavramı ise kendi içinde<br />

çelişkiler barındırıyor. Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde<br />

altı çizilen en önemli unsurlardan biri kültürel<br />

farklılıklarken, Avrupa Kültür Başkenti’ne<br />

sadece ve sadece Avrupalılık kavramı ile çerçeve<br />

çiziliyor. Yani farklılıklar ancak belirli bir çerçeveye<br />

uygun oldukları sürece kabul edilebilir sayılıyor.<br />

Bu bağlamda, çerçeveyi çizen el de kendi<br />

yargısının üstünlüğünü baştan kabul etmiş ve<br />

dayatmış oluyor. Heterojenliği savunan, kültürel<br />

göreceliğe yakın duran ve çoğulculuğu benimse-<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-149

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!