01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

cak bunda müteahhitlerin sermaye yetersizliği<br />

kadar, onlardan daire satın alanların ekonomik<br />

kaynaklarının küçüklüğü de önemli rol oynuyordu.<br />

Küçük kaynaklarla konut edinmek durumunda<br />

olanlar, küçük kaynaklarla konut inşa etmek<br />

zorunda olan yapsatçılara başvuracaklardı. Böyle<br />

bir sistem içinde müteahhidin bir günah keçisine<br />

dönüşmesi olağandı. 1960’ların başında artık<br />

müteahhidin her tür kentsel aksaklığın ve mimari<br />

kalitesizliğin tek müsebbibi olarak tanımlanması<br />

olağan bir gündelik yaşam pratiğine dönüşmüştü.<br />

Kamu yapılarını inşa eden müteahhitlerse<br />

bu yapsatçılardan farklı bir grup oluşturdular.<br />

Ne var ki, onlar da sermaye kıtlığından muzdariptiler.<br />

İşi açık eksiltme mekanizmalarıyla en<br />

az fiyata yapacak olana emanet etme usulünün<br />

egemen olduğu bir ihale düzeninde, bu sermaye<br />

kıtlığının yapsatçılardakinden de kötü sonuçları<br />

olacaktı. Sermayesi olmayan müteahhitler, giderek<br />

tırmanan bir rekabet ortamında yaşayabilmek<br />

için fiyatları mantık sınırlarını zorlayacak kadar<br />

aşağılara çekmek zorundaydılar. Gerçek inşaat<br />

fiyatlarıyla işi tamamlamak mümkün olamayacağı<br />

için de, hem kaliteyi alabildiğine aşağılara çekmek,<br />

hem de çeşitli hukuksal açıkları kullanarak,<br />

işi tanımlananın ötesinde uzatmak ve defalarca<br />

fiyat tashihleri yaptırmak gerekecekti. Özetle, bu<br />

koşullarda daha farklı kalitede mimari sonuçlar<br />

elde edilemezdi ve edilemedi. Daha da önemlisi,<br />

ihalelerde sürekli mantık ötesi oranlarda fiyat<br />

kıranların egemen olduğu bir sistemde sermaye<br />

biriktirmek de zordu. Ortamın, kamu imar programlarında<br />

da 1980’lere kadar küçük müteahhide<br />

bırakılmış olduğu söylenebilir.<br />

Her iki müteahhit tipinin de kentlilere esinleyeceği<br />

düşüncelerin olumsuz olacağı aşikar.<br />

Sonuçta, çevrede ortaya çıkan her olumsuzluk<br />

ve inşai kalite düşüklükleri sadece müteahhitlerin<br />

suçu olarak kavranacaktı. 1999 Marmara<br />

Depremi’yse, verdiği yüksek hasar ve can kaybıyla<br />

müteahhitlere yönelik antipatiyi tırmandırdı.<br />

Ancak, paradoksal olarak, 1990’ların başından<br />

itibaren iyice belirginleşen hızlı bir ivmeyle büyük<br />

sermayeli müteahhit tipi ortama ağırlığını<br />

koymaya başladı. Özellikle İstanbul’da, konut ve<br />

bayındırlık sektörleri artık onun egemenliğindeydi.<br />

Binlerce birimlik yerleşme alanları inşa eden<br />

firmalar doğdu. Ne var ki, kentsel alandaki rant<br />

üretiminden aslan payını kaptıkları için, müteahhitler<br />

bu kez de, eskisinin aksine, kalitesiz inşa<br />

ettikleri için değil, kenti çıkarları doğrultusunda<br />

yoğunlaştırdıkları ve “betonlaştırdıkları” için<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-243

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!