01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İSTANBULLAŞMAK<br />

larla tanımlanır. İstanbul da, Tanzimat reformları<br />

kapsamında, 1839’dan itibaren, bu türden düzenli,<br />

“Hausmannvari” bir planlama anlayışını benimsemiştir.<br />

Kentsel mekanda adaların birbirine geçişliliği,<br />

“Panoptikon”daki ya da Haussmann’ın<br />

ışınsal Paris’indeki gibi gözetleme ve görmenin<br />

kuşatıcılığına göre biçimlenir. Modern kentin<br />

bu çok hücreli ve/veya parçalı görünürlük alanı,<br />

artık salt teknolojik enstrümanlarla algılanabilecek<br />

bir nitelik kazanır. Kentli, içinde yaşadığı<br />

kentsel mekan “sekanslarını”, ancak tren, gemi,<br />

otobüs, uçak gibi araçlar içindeyken algılayabilen<br />

bir “seyirci” konumu edinmiştir.<br />

Kent de, sinema gibi, salt “derin dokusu<br />

olan, maddesel olarak içinde bulunulabilen, bir<br />

görsel/görünür zemin değil, belli konumları da<br />

yaratan bir uzamdır.” (Vivian Sobchack) Walter<br />

Benjamin’in vurgusuyla, sinemada “fantazmagori”<br />

ve arzunun iç içe geçtiği bu psişik uzamı deneyimleyen<br />

seyircilerin düşleriyle, modern kent<br />

hayalciliği bu yüzden birbirine denk düşmüştür;<br />

çünkü kent, filmdeki gibi farklı zaman-mekan<br />

geçişlerinin uzamı olduğu gibi, metaların imgeselliğinde-simgeselliğinde<br />

kurulan bir gösteri<br />

alanı, yani “fantasmagoria”dır. Kozmopolit kent<br />

gezgini (flâneur), kente egemen olan bu imgenin<br />

ürünüdür; kenti en ücra köşesine kadar arşınlar<br />

ve çarpıştığı imgeleri gözlemleyip, sınıflandırıp,<br />

hafızasına kaydeder; boş zaman tiryakiliği ile<br />

kent makinesinin dayattığı zaman birbirleriyle<br />

alabildiğine çelişkilidir, çünkü artık mekansal<br />

olan zaman olgusudur. Hareket, sinemadaki gibi<br />

sürelerle ilişkilidir. Kentsel makinenin zaman-mekanıyla<br />

sonsuz bir uyum içerisinde olan meta akışları,<br />

şeffaf cepheler, betonarme binalar ile kenti<br />

baştan aşağı yaran ulaşım arterleri “flâneur”ün<br />

kente ait “fantasmagoria”sını bir taraftan parçalarken<br />

öte taraftan da bir yeni ve modern öznel<br />

görme-gözleme deneyimi, bir fragman estetiği<br />

yaratmıştır. Hareketli görüntü de zaten, soykütüğünü<br />

oluşturan optik temaşa aygıtlarını var<br />

eden bu estetiğin ürünüdür; film, farklı zamanmekan<br />

parçalarının teknik ve estetik kurgusudur.<br />

Seri üretimi belirleyen “montaj”, artık sanatın<br />

içine yerleşen foto-montaj ve kolaj gibi, sinematografik<br />

üretimin de tasarım aracıdır. Montajla<br />

birlikte, filmi inşa eden fragmanlar artık tekil<br />

imgelerden değil, tekil sekanslardan oluşacaktır.<br />

Sekans düzeni, Rus yönetmen ve kuramcı Sergei<br />

Eisenstein’ın dediği gibi, kentsel bağlamı üreten<br />

binaların, binaları üreten strüktürel öğelerin bir<br />

araya gelmesine çok benzeyen bir olgusal-estetik<br />

inşadır. Ve bu inşa, ancak seyircinin modern<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-318

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!