01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İSTANBULLAŞMAK<br />

yen bir anlayışa sahip olduğunu iddia eden bir üst<br />

yapı, kültür başkentliği kavramı ile kendi içinde<br />

çelişerek, sadece kendi üstünlüğünü vurgulamış<br />

oluyor.<br />

Üstelik farklı bir kültür olduğu tezi ile siyasi<br />

olarak yıllardır “Avrupalı” olarak kabul edilmeyen<br />

bir ülkenin vitrin şehri, ironik olarak kültür<br />

emperyalizmine başkentlik yapacak bir “Türk<br />

Lokumu” olarak sunuluyor. Yani kültürel bir meta<br />

olarak tüketime uygun, ama siyasi varoluş olarak<br />

Avrupa’nın dışında bir İstanbul ve “Vahşi Doğu”<br />

bir Türkiye mi söz konusu olan Yoksa Avrupa<br />

kültürünün ve ekonomisinin içinde öğütülen ama<br />

siyasetinin dışında bırakılan, varlığı hala lokumdan<br />

öteye gidemeyen bir ülke mi vurgulanan<br />

Çokkültürlü Avrupa’nın “Avrupalılık” olarak<br />

tanımladığı şey hala büyük bir muamma iken,<br />

binbir yüz barındıran, kendi içinde ekonomik ve<br />

kültürel olarak bölünmüş olan İstanbul’un “Avrupa<br />

Kültür Başkenti” sıfatı ile bu karmaşık kavrama<br />

doğru evrilmeyi hedeflemesi ve bu kavram<br />

çerçevesinde yeni bir gelecek vizyonu arayışına<br />

gitmesi ise iki soruyu sorduruyor: Hangi İstanbul<br />

Hangi Avrupa<br />

Ve neyin kültürü Bir türlü kavuşamayan<br />

medeniyetlerden hangisinin başkenti İstanbul<br />

Kültür başkentliği ve “medeniyetler buluşması”<br />

altında aslında “medeniyetler çatışması”,<br />

farklılık ve asla biraraya gelememe vurguları yatıyor.<br />

Bu yüzden, iki yakayı bağlayan ama bunları<br />

birleştirip kaynaştıramayan bir köprü olarak tanımlanmayı<br />

hak etmemeli İstanbul. Çünkü köprü,<br />

birleştirici işlevine rağmen varlığı gereği “birleşememe”<br />

ve farklı tarafta olma haline daimi bir<br />

vurgu yapıyor. İki kıyının kaynaşamadığı yerde<br />

varolan köprü, karşıyı ötekileştiriyor. Yani amacına<br />

ters düşerek, birleştiricilikten çok ayrımcılığın<br />

altını çizen kalın bir statik çizgi vazifesi görmeye<br />

başlıyor. Asla “burası” olmayan karşının, asla “burası”<br />

olamayacağı vurgulanıyor. Kıyılar birleşip,<br />

aradaki boşluk anlamsızlaşmadıkça köprü sadece<br />

ve sadece ayrılığa hizmet etmiş oluyor.<br />

Üstelik coğrafi ve kültürel açıdan Türkiye’nin<br />

kaynaştırıcılığı sadece İstanbul ile anlam kazanmış<br />

bir şey değil. Tek ayağı inatla “benmerkezci”<br />

İstanbul’a dikilen anlayış ortaya çıkmadan önce<br />

de Anadolu, tanımlamalara ihtiyaç duymadan,<br />

Avrupa Birliği’nden fon da almadan, binlerce<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-150

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!