01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

DENİZE GİRMEK<br />

Bir çocukluk masalı.<br />

“Karpuz kabuğunu görmeden denize girilmez.”<br />

Bu, on emirden bir tanesi değilse de, çocukluğu<br />

İstanbul’da geçmiş biri için yaz tatilinin en kutsal<br />

bilgisidir. Boğaz’ın suları soğuktur ve geç ısınır. (Bu<br />

tabii 15 milyon insanın lağımları denize akmadan<br />

önceki durumdu…) Karpuzun piyasaya çıktığı ve<br />

çokça tüketildiği mevsim de, artık suların ısındığı<br />

ve çocukların üşütmeden rahatça denize girebilecekleri<br />

bir zaman olur. Yazın başında Boğaz’daki iyi<br />

çocuklar yutkunur, ama anneleri onları bekletir, ta<br />

ki müjde gelene kadar, “karpuz kabuğu göründü”!<br />

Eskiden çöpler çok düzenli toplanmadığı için<br />

denize dökülürdü. Veya belediye çöpleri toplayıp<br />

bizzat toplu bir biçimde denize dökerdi. Plastik<br />

gibi kalıcı maddeler içermedikleri için de çabuk<br />

çürürlerdi. Karpuz kabukları dibe çökmeyip suyun<br />

üzerinde sandal gibi yüzünce de, verdikleri<br />

müjde ile birlikte anlamlı olurlardı. İstanbul<br />

her zaman büyük bir kentti ama nispeten yakın<br />

zamanlara kadar her yerinden denize girilirdi.<br />

Eskiden Boğaz köylerinden birinde doğup büyüyenler<br />

çocukluktan beri birbirlerini tanıyan<br />

insanlardı. Mahalleli olmak önemliydi ama başka<br />

kent içi mahallelerine göre Boğaz kenarında olmanın<br />

verdiği avantajlar çoktu. Çocuklukta birlikte<br />

oynanır, denize girilir, balık tutulur, kürek çekilir<br />

ve büyüyünce de okula veya işe vapurla gidip<br />

gelinir. Gururla “Boğaz çocuğuyum ben” diyen<br />

bu cinsin çocukları bütün yazını suda geçirirdi.<br />

Büyükleri de fırsat buldukça, iş çıkışında suya<br />

dalmaya çalışır veya akşamüstü sandaldan oltayla<br />

biraz balık tutarlardı. Denize girmenin çok yolu<br />

vardı. En güzeli tabii yazın bir yalıda oturmaktı.<br />

Hemen kapının önündeki denizden faydalanmak<br />

için yalı sahibini veya çocuklarını tanımak da bir<br />

alternatif olabilirdi. Yalı sakinleri eskiden zengin<br />

olmaktan ziyade belli bir Boğaz köyünün yerli aileleriydi.<br />

Yalıdan denize girenler için Boğaz dev bir<br />

yüzme havuzudur. Rıhtımdan koşarak dalgalara<br />

atlayabilmenin keyfini yaşayanlar bilir. Eskiden<br />

Boğaz’dan geçen vapurların sayısı azdı ve dalga<br />

yaratacak gemileri kollamak gerekiyordu. Devlet<br />

elindeki tüm varlıklarını özelleştirmeden ve<br />

Denizcilik Bankası gemilerini telef etmeden çok<br />

önce, Karadeniz seferlerini yapan yolcu gemileri<br />

çok uygun dalgalar üretirdi geçerken. Uzaktan<br />

gözüktükleri zaman herkes birbirine haber verir<br />

ve geminin ardından hızla yaklaşan dalganın içine<br />

atlanırdı topluca.<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-074

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!