01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İSTANBULLAŞMAK<br />

altyapının yaratılması çalışmaları bağlamında<br />

görürüz. Bununla birlikte, yaya kaldırımının gündeme<br />

gelişi de tek başına değil, ancak yol genişletmeyle<br />

birlikte söz konusu olmuş, bu noktada<br />

da kaynakların yetmemesi nedeniyle sonuçlara<br />

başta amaçlanan sürede ulaşılamamıştır. Bu dönemde<br />

yaşanan dönüşüm, bütünlüklü olmayan<br />

parça parça uygulamalar olarak kalmış, tam bir<br />

entegrasyon içinde de olmayan kent içi ulaşım<br />

örgütlenmesinde, kendi aralarında da bağlantıları<br />

olmayan süreksiz bir yapı sergilemiştir.<br />

20. yüzyıldaki dönüşüm sürecinde caddeler,<br />

sokaklar ve yapılar, otomobilin kent yaşamına<br />

katılmasından önce geliştiği için de, sorunlar ve<br />

sınırlamalarla karşılaşılır. Değişimin temel nedeni,<br />

büyüme sonucu oluşan yeni duruma uyum sağlama<br />

çabasıdır. Bu karmaşık bir süreçtir: Başarı,<br />

düşüş ve yenileme süreçlerini içerir. Pek çok kentte<br />

olduğu gibi İstanbul’da da temel problem, kentsel<br />

alanın gelişmesinde otomobile dayalı ulaşıma<br />

elverişli yol ağlarının öncelik taşımış olmasıdır.<br />

Kent formunun gelişmesinde yaşanan dönüşüm<br />

İstanbul özelinde bir plan bütünlüğü taşımadan,<br />

parça parça uygulamalarla gerçekleşir. Değişimin<br />

negatif etkilerini kavrayamadan yürütülmüş bu<br />

planlama çabaları da başarısız uygulamalarla sonuçlanmıştır:<br />

Batı kentlerinin uygulamalarından<br />

yola çıkılarak yönlendirilen bu çalışmalarda, kent<br />

içine zamanla giren yeni teknolojilerle, mevcut altyapı<br />

ölçek ve yol genişliği sınırları zorlanarak eski<br />

kent dokusunu yok etmek pahasına plan bütünlüğünden<br />

uzak, otomobil lehine, çarpıcı bulvarlar<br />

açma operasyonları gerçekleştirilmiştir: 1950’lerde,<br />

Menderes operasyonları kapsamında, eski kent<br />

dokusunu yarıp geçen devasa Vatan ve Millet caddeleri,<br />

Beyazıt-Aksaray aksının açılması, Eminönü-Unkapanı<br />

yolu dikkat çeken uygulamalar olur.<br />

Yayalar kenti İstanbul’un dokusunda bu tür büyük<br />

imar hareketleri ile açılan yaralara, zamanla yenileri<br />

eklenir. Karayollarına öncelik veren ulaşım politikaları<br />

sonucunda, kentin en yoğun merkezleri<br />

haline gelen yerleri, yayalar için çile mekanlarına<br />

dönüşür: Mecidiyeköy ve Beşiktaş, sadece yoğun<br />

kentsel fonksiyonların merkezi olarak değil, aynı<br />

zamanda ulaşımın yoğun düğüm noktaları olarak<br />

da en çarpıcı örnekleri oluştururlar. Kentlerde<br />

sosyal organizasyonların oluşum ve gelişiminde<br />

temel bir yeri olan etkileşim, yoğun bir şekilde beslenmekle<br />

birlikte, yoğunluk için her zaman eşikler<br />

söz konusudur! Yüksek yoğunluk, yaşanabilir bir<br />

kentsel sistem oluşturulabilmesi açısından toplu<br />

taşıma kavramıyla doğrudan bağlıdır. Son derece<br />

pahalı olan toplu taşıma sistemlerinin ekonomisi<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-184

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!