01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

sığındığı, bir önceki neslin kazanımları ile halen<br />

ayakta kalabilen işçi mahallelerinden farklı olan<br />

Tarlabaşı gibi merkez mahalleleri, burada yaşayan<br />

zorunlu göç mağdurları, Afrikalı göçmenler (bak.<br />

Göç) ya da Romanlar gibi damgalanmış cemaatlerin<br />

tarihçesi irdelenmeden güvenlik gerekçesi ve<br />

yine kaba estet ve modern söylemlerle boşaltılıyor.<br />

Oysa güvenlik sektörünün çalışanları yukarıda<br />

sözü edilen ve yerinden edilen kesimlerden de<br />

mebzul miktarda çalışan barındırıyor. Metropolün<br />

inşa aşamasındaki “butik” merkezleri henüz<br />

sendikalaşma sürecine girmemiş alt gelir sınıfından<br />

güvenlik çalışanları tarafından korunurken,<br />

Kemerburgaz gibi korunaklı sitelerin güvenliği de<br />

emlak spekülasyonunun hedefi haline getirilen<br />

gecekondu mahalleleri sakinlerinden, bir başka<br />

deyişle tapu tahsis belgeleri, hatta tapuları barınma<br />

garantisinden yoksunlaştırılan kesimlerden<br />

devşiriliyor. Orhan Esen’in ve Tim Rieniets’in<br />

Göktürk Mahallesi üzerine yaptıkları araştırmada<br />

ortaya koydukları gibi kapalı sitelerin kimi güvenlik<br />

görevlileri sitelere komşu köyden gelerek,<br />

siteleri fiiliyatta kendi köylerinden de koruyor.<br />

Güvenlik görevlisi tutacak kadar ekonomik<br />

gelire sahip olmayan ve bir nesil evvel kazanılmış<br />

kısıtlı sosyal hakları, barınma şartlarını bir<br />

sonraki nesile aktaracak maddi varlıktan yoksun<br />

mahalleler ise, Radikal Gazetesi editörü Timur<br />

Soykan’ın Alibeyköy’de yaptığı araştırmada dile<br />

getirdiği gibi, içe dönük bir güvenlik sorunu ile<br />

yüzleşiyor: Mahalleden Mehmet Aslantürk’ün<br />

söylediği gibi “Bizim mahallenin çocukları bizim<br />

mahallemizdeki evleri soyuyordu. İnsanlar<br />

geceleri sokağa çıkamaz oldu.” Ancak bu “çeper<br />

mahalleler”de artan suç oranı yeteri kadar dile<br />

getirilmediği için suç, orta ve üst gelir gruplarının<br />

refleksleri etrafında söylemleştiriliyor.<br />

Kentsel ayrışma sürecinin tetikleyicisi olan bu<br />

söylem kaymasının “ulusal güvenlik” ekseninde<br />

başka veçhelerle kurgulandığını, kentsel rantın<br />

önünü açmak için “görünür birey”in şahsi güvenlik<br />

sorunsalından, “terör” tehlikesine referans yaparak<br />

kendince daha temel bir argüman yarattığını<br />

da belirtmek gerekiyor. Bu katmana en kaba haliyle<br />

Posta gibi gazetelerde sıklıkla yer verilen “İstanbul<br />

Terör Haritaları”nda rastlamak mümkün. Genellikle<br />

Kürt sorunu ve sol fraksiyonlarla iktifa eden<br />

bu haritalar, “terör kozu”nu kullanarak mahalle<br />

yıkımlarını meşrulaştırıyor. Böylece sosyolojik bir<br />

perspektiften imtina ederek kamu vicdanı nezdinde<br />

“devletin güvenlik vazifesi”ne vurgu yapılıyor.<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-122

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!