01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

Türk seyirciler maçtan sonra, gecenin karanlığında<br />

merkezlere ulaşmak için ya kilometrelerce<br />

yürümek zorunda kaldılar ya da otomobilleriyle<br />

otobanlarda sıkışıp sabahladılar. Burası yalnızca<br />

bir “bina”dır; yani ne ulaşım yollarına ne de<br />

oraya aidiyet duyan bir kitleye sahiptir. Şiddetli<br />

rüzgarın uğultuları arasında, gece-gündüz öylece<br />

bekler ve o final maçında yaşadığı müthiş<br />

günün bir kez daha tekrarlanıp tekrarlanamayacağı<br />

üzerine düşüncelere dalar. Gelecekten pek<br />

umudu olmadığı tahmin edilmektedir; çünkü tek<br />

bir kentlinin bile, orayla ilgili hiçbir anısı yoktur.<br />

Atatürk Olimpiyat Stadı tam anlamıyla “boş” bir<br />

stadyumdur. İnsanlara ne mahalle, cemaat, ne de<br />

ulusal birliktelik duygusu, ne de güncel ekonomik<br />

sistem bağlamında bir yaşam sunar. Buranın son<br />

derece hazin bir görüntüsü vardır; ünlü Uruguaylı<br />

gazeteci Eduardo Galeano’nun yazdıklarının tam<br />

karşılığıdır:<br />

“Siz hiç boş bir stadyuma girdiniz mi Deneyin<br />

bir kez. Sahanın ortasında durun ve dinleyin.<br />

Boş bir staddan daha hüzünlü, kimsesiz tribünlerden<br />

daha dilsiz bir şey yoktur.”<br />

İstanbul’un stadyumları bu yazıda yer alanlardan<br />

ibaret değildir elbette. Devletin “futbola<br />

olan ilgisi” ve kitlelere “bir futbol dünyası yaratabilme<br />

isteği”, bu kentin her yanını stadyumlarla<br />

kaplamıştır. Bugün neredeyse her semtin bir ya<br />

da birkaç, nizami ölçülerde stadyumu vardır. Bu<br />

stadyumlar her ne kadar haftasonları semt kulüplerinin<br />

maçlarıyla dolup taşsa da, öyküleri burada<br />

yazılan stadyumlar kadar eskiye dayanmaz, yaşama<br />

tanıklıkları onlar kadar derin değildir ya da<br />

güncel ekonomik sistemin gereklerini onlar kadar<br />

yerine getiremezler. İlginç değildirler kısacası...<br />

Bu stadyumlar olsa olsa kentin stadyum niceliğini<br />

ve devletin “futbol sevgisini” yansıtmaları<br />

açısından önemli bulunabilirler.<br />

—Emre Zeytinoğlu<br />

>Azınlık, Yıkım ya da Çarpık Kent<br />

SU<br />

Bir İstanbul hali.<br />

İstanbul’u İstanbul yapan, değişmeyen tek şey<br />

“su”dur. Burada kuşkusuz Boğaziçi’nin, Haliç’in,<br />

Göksu’nun, Marmara’nın kente kazandırdığı eşsiz<br />

görünümler, İstanbul siluetinin suyla yoğrulmuşluğu,<br />

kentin çeşitli ölçeklerde olanaklı<br />

kıldığı su kültürü sıradışı bir önemdedir. Ancak<br />

su, kent yaşamında karşılığını, gündelik olarak<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-348

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!