01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

kutucu” yerlerin olduğunu söylüyor. Yazar Paul<br />

Herigo’nun İstanbul’da geçen Rus Ateşi (1918) filmi<br />

ile İstanbul’da ikamet eden mühendis Anderes’in<br />

Esrarengiz Şark’ında (1922) ise, Corbusier’nin<br />

bu 1911 tarihli “Şark Seyahati”nde betimlediği<br />

“şarkvari dekorları”yla kozmopolit İstanbul öne<br />

çıkıyor. Filmler, muhtemelen bu yüzden ülke dışında<br />

da bir seyirci kitlesi yaratıyor.<br />

Kentin, bu türden dışa açılabilen filmler aracılığıyla<br />

temsili, kuşkusuz Türkiye’nin sinematik<br />

geleceğini de belirlemiş, Türk sineması her dönemde<br />

ağırlıklı olarak İstanbul kentiyle varolmuştur.<br />

Avrupa sinemasının güzergahını izlemese de,<br />

kentin bu sinematik ağırlığı, kuşkusuz kent ile<br />

ilgili her türden çalışma için önemli arkeolojik,<br />

antropolojik ve etnografik belgelerin birikmesini<br />

sağlamıştır. Zaten toplumbilimleri mimarlıktan<br />

farklı olarak sinemayı biçimsel ya da dilsel bir<br />

sanat yapıtı olmaktan öte, genellikle salt kentsel<br />

belleği oluşturan “hatırlama düzeyleri” olarak<br />

düşünmektedir.<br />

Ancak modern kent, mimarlık ve sinema ilişkisi,<br />

pek çok kuramcının ortaya koyduğu gibi,<br />

salt bir temsiliyet ilişkisine değil, daha çok bir<br />

etkileşime dayanmaktadır. Sinema, Avrupa’da,<br />

gerek seyircisiyle gerekse anlatısal ve biçimsel<br />

özellikleriyle, modern kent üretimine, algısına<br />

ve deneyimine ilişkin bir olgu olarak gelişir. Başka<br />

bir deyişle, kent ve sinema arasındaki ilişki,<br />

ortak noktalarından öte, ortak bir yazgının paylaşımıdır;<br />

bu yazgıyı, metropollerin hem ontolojisi<br />

ve epistemolojisini hem de fenomenolojisini<br />

biçimlendiren bir dizi farklı ve değişken dinamik<br />

belirlemiştir.<br />

Sinemanın daha ilk on yılında, kentin ulaşım,<br />

iletişim, sermaye-para hareketleri, bilgi akışları,<br />

politik söylemler gibi modernist ve kapitalist<br />

pratiklerle parçalanması, kentsel algının geçişsel<br />

hale gelmesine neden olmuştur. Başka bir deyişle,<br />

Sanayi Devrimi’nin peşi sıra hızla büyüyen kent<br />

imgesi, aslında seri üretim, kitle ulaşımı, göçler<br />

ve demografik dağılımlar gibi dinamiklerin<br />

yol açtığı kaosun, psikolojik şokların ve meydan<br />

okumaların ürünüdür. 20. yüzyıl modern kent<br />

ütopyaları, bu tehdit edici ve parçalanmış imgeyi,<br />

kavranabilir, yönetilebilir, şeffaf, uyumlu<br />

ve okunaklı ideal kent imgesiyle değiştirmeye<br />

soyunmuşlardır. Kentin görsel olarak hükmedileceği<br />

panoramaya göre kurulan fiziksel mekan,<br />

birbirinden kopuk film sekansları gibi, barınma,<br />

iş, eğlence gibi işlevlere hizmet eden düzenli ada-<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-317

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!