01.02.2015 Views

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

istanbullasmak_scrd

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBULLAŞMAK<br />

sörlük ayrıcalığına bir dizi görüşme ve gereken<br />

prosedürlerin yerine getirilmesinin ardından,<br />

2005 yılında kavuştu. Özilhan, McDonald’s’ın bir<br />

ABD şirketi olması dolayısıyla karşılaşabilecekleri<br />

tepkilerin hatırlatılması üzerine şu cümleleri sarf<br />

etti: “McDonald’s, Anadolu Grubu’na geçmesiyle<br />

tamamen Türk sermayesi olan bir kuruluş oldu.<br />

Tedarikinin % 98’ini Türkiye’den yapıyor. Bütün<br />

çalışanları Türk. Dolayısıyla eti Türkiye’den, suyu<br />

Türkiye’den, kolası Türkiye’den... Bundan daha<br />

Türk firması olmaz diye düşünüyorum.”<br />

Aslında küresel olanın zaten yerel olduğu noktasından<br />

hareket edildiğinde Tuncay Özilhan o kadar<br />

da haksız sayılmazdı. Kaldı ki, McDonald’s’ın<br />

elinden tuttuğu tek “yerel sermaye” kendisi de değildi.<br />

Örneğin, 1978’de İzmir Kemalpaşa’da kurulan<br />

Fersan, tam da küçük bir üretici olarak kalmakla<br />

dükkanı kapatmak arasında bir karar verme arifesindeyken,<br />

McDonald’s’ın Türkiye’deki ilk şubesini<br />

açtığı 1986 yılında Arcan Çelengil’in hisselerinin<br />

çoğunluğunu almasıyla atağa geçti. 2003 yılına<br />

gelindiğinde Çelengil de McDonald’s’tan duyduğu<br />

memnuniyeti dile getirecekti: “McDonald’s<br />

restoranları bizim turşu konusunda en iyi müşterimiz.<br />

Fakat toplam turşu satışımızda, Türkiye<br />

McDonald’s % 2’lik yer tutuyor.”<br />

Daha önce de ifade edildiği üzere,<br />

McDonald’s’a damak tadı nokta-i nazarından<br />

herhangi bir direniş gösterilmedi, gösterildiyse<br />

bile duyulmadı. Fakat McDonald’s Türklere standart<br />

köfte satmanın o kadar da kolay olmadığını,<br />

dahası McDonald’s restoranlarındaki porsiyon<br />

büyüklüğünün Türkleri doyurmaya yetmeyeceğini<br />

düşünmüş olmalı ki, buraya özel bazı mönüler<br />

ve ürünler geliştirmeyi de ihmal etmedi. Max-<br />

Burger Türkiye’ye özel olarak geliştirildi. Türk<br />

halkla ilişkiler büyüğü Ali Saydam, Türkler için<br />

özel olarak geliştirildiği söylenen bu ürüne Türkçe<br />

ad verilmemiş olmasını büyük bir başarısızlık<br />

olarak gördü, McDonald’s ise şu cevabı verdi: “Biz<br />

Türkler kendi yarattığımız markalara bile yabancı<br />

isim koyma alışkanlığına sahibiz.” Adı bir yana,<br />

MaxBurger kare şeklindeki çörek otlu “pide”<br />

arasına yerleştirilmiş kalın köfte, 2 dilim peynir,<br />

taze soğan, salata, domates ve sarımsak, kekik,<br />

kimyon, karabiber ve baharatlı sosla bezenmiş<br />

haliyle McDonald’s’a Türklerin yaptığı bir katkı<br />

olarak tarihe geçti. McTurco adlı bir başka ürün<br />

daha geliştirildi. Ama köfte ayransız olmazdı ve<br />

nihayet Türkiye’deki McDonald’s’lara ayran girdi.<br />

Ayran mevzuu önemliydi, çünkü McDonald’s<br />

Türklere köfte satmak için ayranı restoranlarına<br />

SALT014-İSTANBULLAŞMAK-232

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!