23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

itimle birlikte, kendilerinden birer adım açıklıkta bir üçgen oluşturdular. Üçgenin en ön, uç<br />

noktasında duran Orkun, grubun başı olarak hem müziğin ritmini kontrolde tutuyor hem de<br />

diğer enstrümanlara girmeleri için referans noktası veriyordu. İlk referansla birlikte sahnenin<br />

arkasında davulcuların oluşturduğu üçgenin son noktası olarak iki keman sahnede belirdi.<br />

Müzik, davulların ve kemanların ahenginde yükselen ritmiyle devam etti. Ada’nın kemanı<br />

yoktan var olurcasına sahnede, Orkun’un tam yanında üçüncü keman olarak belirdi.<br />

Aslında davulcuların girişinden bile önce, kendi siyah yağmurluğunun içinde görünmez bir<br />

şekilde arkası seyircilere dönük yere çökmüş duran Ada, sıra kendisine gelince ayağa kalkıp<br />

yağmurluğunun içinden akan bir hareketle çıkardığı kemanını seyirciye dönüp çalmaya<br />

başlamıştı. Sahnede parlayan beş davul ve üç keman ve sahnenin sol arka köşesinde aynı<br />

şekilde kamufle edilmiş piyanonun beyaz tuşları havada asılıymışçasına akıtıyorlardı<br />

müziklerini. Müziğin yükselen ritmi, Ada’nın kemanında da en yüksek oktava ulaştı.<br />

Sahne tamamıyla müziğe aitti, aynı Ada’nın olmasını istediği gibi, kendisine ait bu anda<br />

Duru’ya asla yer yoktu ve onu kendi anlarından uzak tutmanın tek yolu Duru’nun güzelliğinden<br />

daha baskın müzikler yaratmak, kendini yaratmaktı. Bu Ada için yeni keşfedilmiş bir yol ve<br />

sadece bir başlangıçtı. Bir gün uluslararası üne sahip olduğunda, başarısının arkasında yatan<br />

en büyük motivasyonun Duru olduğunun farkına varacak ve kendiyle yüzleşecekti.<br />

Yaklaşık altı dakika süren müzik bittiğinde, dinleyenler alkışlayamadılar bile. Deniz,<br />

tamamıyla müziğin büyüsüne kapılmıştı. Koordinatörler dağılmadan önce son bir kere<br />

toplanıp sahnenin görsel kısmını daha da güçlendirmenin yollarını konuşmuşlar, müziğin<br />

etkisine teslim olup en sadesinde karar kılmışlardı. Deniz, evin yolunu tutana kadar ne<br />

Duru’yu ne de aralarında geçen şiddetli tartışmayı düşünmedi. Düşündüğündeyse dinlediği<br />

müziğin etkisiyle Duru’nun şımarıklık yaptığına karar vermişti bile, böyle bir müzik, tam<br />

Ada’nın söylediği gibi, sadece enstrümanlarla tek başına var olmalıydı, geriye kalan her şey,<br />

herkes fazlalıktı. Tek sorun bunu Duru’nun anlamasını sağlamaktı. Müziği Duru’ya<br />

dinletmeliydi.<br />

- 14 -<br />

Saatlerce yürümüştü, sakinleşemiyordu. Kendini ihanete uğramış hissediyordu, ona yabancı<br />

olmayan bu iğrenç duygu onu yine yakalamıştı. Deniz, kendini en güvende hissettiği, sığındığı<br />

adamdı. Birliktelikleri boyunca her ne olursa olsun hep yanında olacağından emin olduğu tek<br />

kişiydi ama şimdi o da diğerleri gibi onu yalnız bırakmıştı. Artık öfkeden kudurmak üzereydi.<br />

Babasının ölmüş olmasına, annesini kendisinden uzaklaştıran üvey babasının annesine olan<br />

aşkına, önce yatılı okula sonra babaannesine göndererek kendisinden kurtulan annesine<br />

duyduğu öfke hayatı boyunca hissettiği yalnızlığın bir ürünüydü. Şimdi aynı öfke asla ihanete<br />

uğramayacağına emin olduğu Deniz’in boktan bir müzik için kendisini yalnız bırakmasınaydı,<br />

hem de kendini zaten yaralı hissettiği böyle bir günde. Tek istediği şey sadakatle sahip<br />

çıkılmak olan bu güzel yaratık içindeki yalnızlık hissinin ağırlığıyla yorgun yürüdü eve.<br />

Eve vardığında Deniz çoktandır evdeydi. İçindeki öfke Deniz’in canını yakmak istiyordu,<br />

aynı onun yaptığı gibi ona ait olan, değer verdiği bir şeyi onun elinden almak istedi kendisiyle<br />

konuşmaya çalışan Deniz’e aldırış etmeden doğru stüdyoya indi, Deniz’in beste kutusunu açtı,<br />

besteler yazılı peçete ve kağıtlarla dolu olan kutudan onun paylaşmakta en çok zorlandığını

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!