23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

adına gerekli olan korkuyu yaratmak için açlıktan ölmeleri gerekiyor. Sizin gibi insanların<br />

yemi onlar.” diye açıkladı.<br />

Duru’nun kafası karışmıştı, bunun joint konuşması mı yoksa Deniz’in ilginç düşüncelerinden<br />

birinin ifade edilmeye çalışılması mı olduğunu anlamaya çalışarak Deniz’i zorladı.<br />

“Anlamıyorum ne demek istediğini, elindekini somurmayı bırak da konuyu aç Deniz.”<br />

Deniz içindeki dumanı dışarı üflerken, “Toplum daha önce hiç bu kadar iyi çalışmamıştı,<br />

size ya da dünyaya zarar veriyor olması, dizayn edildiği şeyi çok iyi yapıyor olduğu gerçeğini<br />

örtmez. İnsanlar, toplumun hep iyi bir şeyler yaptığını falan sanırlar ama toplum dediğin şey,<br />

içinde topladığı insanları, kendi var olabilme ihtiyacına göre harekete geçirmek üzere dizayn<br />

edilmiş bir sistem. İyilikle falan alakası yok, hayatta kalmak için bir araya gelmiş ve<br />

gerektiğinde en zayıfı kurban etmek üzere bir sistem kurmuş tepedeki insanlardan başka bir<br />

şey değil.” derken Can Deniz’in niye emperyalizm kelimesini kullanmadığına dikkat etti, yeni<br />

nesiller için özellikle içi çoktan boşaltılmış bu kelime oysa bundan daha iyi ifade edilemezdi.<br />

Deniz, “Kurallar koyup sınırlar çizip kendi varlığını korumak üzere geri kalan her şeyi yok<br />

etmeye hazır, korkusuz görünen ama aslında korkuyu su gibi içen, korkuyla beslenen bir avuç<br />

bakteriyiz biz. Bakteriler nasıl işler bilir misiniz?” dedi.<br />

Kafasını minderden kaldırdı, bilen biri var mı diye divanın üstünde kendisine bakan üç<br />

kişiye dikkatle baktı, sonra kafasını yine minderin üstüne bırakıp gözlerini yıldızlara dikip<br />

açıkladı. “TED konferanslarında Bonnie Bassler diye bir kadın dinlemiştim. Moleküler<br />

biyolog. Enteresan bir şey anlatmıştı. Bir bakterinin vücutta zararlı hale gelebilmesi için<br />

üreyip çoğalması önemli değil, yani mantar olabilmen için vücudunda milyonlarca mantar<br />

bakterisinin yaşaması hiçbir şey ifade etmiyor, çoğalmaları sana zarar verecekleri anlamına<br />

gelmiyor ama belli bir sayının üzerinde çoğaldıktan sonra aralarından bir tanesi iletişimi<br />

keşfediyor, yani birbirleriyle konuşmaya başlıyorlar. İletişime geçmelerinin ardından birlikte<br />

hareket etmek geliyor. İşte ancak o zaman mantar oluyorsun! Onlar iletişime geçince. Çünkü<br />

sahip olduklarını sandıkları kaynakları tüketmek üzere birleşiyorlar. Bu bakış açısından<br />

bakarsan, dünya mantar olmuş zavallı bir gezegen. Toplum dediğin şeyse insan denilen<br />

bakterinin iletişimde olmasını garantileyen bir sistem sadece. Tüketimi kolaylaştıran bir<br />

sistem. Üretmesen de var olabilmeni sağlayan şey. Kaçımız tükettiğimiz şeyleri<br />

üretebiliyoruz? Yediklerimiz, giydiklerimiz... Bir tohumun nasıl <strong>fi</strong>lizlendiğini bile bilmiyoruz.<br />

Sanki yasaklanmış bir bilgi bu. Yaşamdaki en önemli şey, beslenebilmen asla öğretilmiyor!<br />

İnsan toplumsal bir yaratıktır demek, insanın bir parazit olduğunu söylemektir. İnsan,<br />

toplumdan bağımsız bir birey olarak da çok güzel hayatta kalabilir, sadece akıllı ve planlı<br />

olsun ve üretsin.” dedi.<br />

Aysun bir doktor olarak, “Nasıl olacak bu? Ormanda bireysel olarak yaşıyor olsaydık<br />

çocuk felci aşısını nasıl bulacaktık?” diye sordu. Deniz gülümseyerek, “Bulmayacaktınız<br />

çünkü doğanın natürel elemesine saygınız olacaktı.” derken Aysun lafını kesti, “Ne yani çocuk<br />

felci olan çocukların, bu o kadar da güçlü değilmiş, deyip ölmelerine izin mi verecektik?”<br />

diye sorguladı. Deniz içine çektiği dumanı dışarı bırakırken kesilen cümlesine, “Bizim hiçbir<br />

şeye izin vermeye falan yetkimiz yok. Yaratmak ya da engellemek için değil, deneyimlemek<br />

için burdayız. Eğer doğanın içinde, teknolojimizi doğallıkla birleştirebiliyor olsaydık belki de<br />

çocuk felci diye bir hastalık bile olmayacaktı. Günümüzdeki hastalıklar deforme edilmiş<br />

doğanın sonuçları ya da biyolojik olarak geliştirilmiş insan yapımı denemeler. Yani doğal

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!