You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
izlemeye koyuldu. Müziğin yeniden başlaması için sabırsızlanıyordu.<br />
Ada, kendilerini izleyen Duru’ya, istem dışı iki kere bakmıştı, her defasında da bir daha<br />
bakmamak için kendini disipline etmeye çalışmış ama bakışları kendi kontrolü dışında<br />
Duru’ya kaymıştı. Bunu engellemek için sırtını Duru’ya dönüp Deniz’in arkasına geçti ve<br />
yerde dizili olan kağıtlara verdi dikkatini. İşleri nerdeyse bitmek üzereydi. Toplantı da, ilk<br />
prova da iyi geçmişti. Duru’nun yokluğu Ada’yı rahatlatmış ve Deniz’le olan doğal iletişimini<br />
sağlamlaştırmıştı. Keşke Duru biraz daha geç kalsaydı diye düşündü. Keşke Duru hiç<br />
gelmeseydi...<br />
Deniz, gösterinin açılış sahnesi için Ada’nın bestelediği parçayı çok beğenmiş ama<br />
bestenin uzun olması nedeniyle bu parçayı gösterinin başka yerinde kullanmak üzere ayarlama<br />
yapmıştı. Şimdi düzeltilen notalar bu ayarlamanın son safhasıydı. Ada bu gelişmeden<br />
memnundu, gösterinin girişi için başka bir parçası daha vardı. Aslında bir yıl önce yazdığı bu<br />
parçayı, Duru’nun dansıyla yapılmak istenen açılışta kullanmak resmen işkenceydi. Kendisi<br />
için çok özel bu parçayı Duru’yla paylaşmak istemiyordu. Bunu bu şekilde açıklayamayacağı<br />
için, Duru’nun yokluğunu fırsat bilip dansçılar yerine müzisyenlerin ve ışık oyunlarının<br />
kullanıldığı açılış sahnesi <strong>fi</strong>krini toplantıda herkesle paylaştı. Fikir güzeldi, en önemlisi müzik<br />
muhteşemdi. Bu girişi onaylamak için iki saat sonra, hava kararınca, ekibinin tamamı yeni<br />
sahnenin önünde buluşacaklardı.<br />
Duru dışında herkesin haberi vardı bu plandan, giriş sahnesindeki kendi dansının büyük<br />
olasılıkla iptal edileceğini duyunca, Duru’nun ne hissedeceğini, tepkisini düşünmek Deniz’e<br />
çok can sıkıcı geliyordu, daha da kötüsü bugün böyle bir konuyu açmak için olabilecek en kötü<br />
gündü. Sabırsızlıkla arkada bekleyen Duru, Deniz ve Ada’nın notalarla ilgili kendi aralarında<br />
konuşmalarını fırsat bilerek onlara, “Bir daha çalacak mısınız?’’ diye seslendi.<br />
Deniz, “Evet.” diye cevaplarken, müziğini Duru’nun sahiplenici etkisinden koruma<br />
içgüdüsüyle Ada, “Hayır.” diye cevap vermişti. Deniz ve Ada çelişki içinde birbirlerine<br />
baktılar. Deniz sakince, başta Ada’ya ve orkestranın diğer üyelerine, “Çalmak ister misiniz?”<br />
diye sordu.<br />
Orkestradakiler tabi ki de çalmak istiyorlardı ve Ada istemeyerek de olsa başıyla<br />
onaylayıp yerdeki kağıtları sıraladı ve viyolonseli bırakıp kemanının başına geçti.<br />
Sahnede çöktüğü yerden kalkmayan Deniz, müzik başlamak üzereyken arkadaki koltuklardan<br />
birinde oturan Duru’ya dönüp göz kırptı. Sadece dudaklarını kullanarak sessiz bir şekilde,<br />
“İyi misin?” diye sordu.<br />
Duru, kocaman parlak gülümsemesiyle başını evet anlamında sallayarak cevap verdi<br />
Deniz’e. Deniz gülümsedi ve yüksek sesle Duru’ya açıkladı, “İki saat sonra, güneş inince<br />
sahneyi denemek için genel prova yapacağız.”<br />
Duru ve Deniz arasındaki enerjiyi kendi damarlarında dahi hissedebilen Ada, müziğe<br />
başladığında başta birkaç kez yarım notaya basınca, gözlerini kapayıp Duru’nun varlığını<br />
kafasından silmeye çalıştı ve elindeki kemana adapte olarak müziğine devam etti. Ama<br />
düzeltilen notalar orkestranın diğer üyelerinde farklılık gösterdiği için müzik istenilen<br />
akıcılıkta değildi ve Deniz eliyle durmalarını işaret ettiğinde hepsi telaşla kendi kağıtlarını<br />
birbirleriyle kıyaslamaya başladılar.<br />
İki saat sonra yapılacak prova için hazırlanması gerektiğini düşünen Duru, kendisini<br />
durduran Deniz’in acilen kendisine bir açıklama yapmasını beklerken bir terslik olduğunu