23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kendi lanetlenmişliğinden ne olursa olsun bir kaçış olmayacağını düşünürken aklına Murat’ın<br />

yumuşak ellerinin kolunda bıraktığı his geldi. Olsun diye düşündü, Murat’la olan anısı hâlâ<br />

korumadaydı, ne olursa olsundu. Kendini, kaybedecek hiçbir şeyi olmayacak kadar fakir ama<br />

Murat’la yaşadığı geceye sahip olduğu için, her şeyden daha değerli bir şeye sahip biri gibi<br />

hissederek çaldı Can Manay’ın kapısını.<br />

CM kitapçığında yazdığı gibi, ses gelmemesine rağmen kapıyı iki kere çalıp beş saniye<br />

bekledikten sonra içeri girdi. Kapının önünde kendisine komut verilmesini bekledi ama odada<br />

kimse yoktu. Odanın tamamen boş olduğunu anladıktan sonra geri çıkmak üzere kapıya yöneldi<br />

ama odanın sağ cephesindeki yarı açık bir başka kapıdan gelen konuşma sesleri dikkatini<br />

çekti. Kitapçıkta böyle bir durumla ilgili ne yapılması gerektiği yazmıyordu. Yazmış olsa ne<br />

kadar garip olabileceğini düşünüp kendi kendine güldü. Can Manay kendisini görmek<br />

istediyse, onu bulmasının doğru olduğuna karar verdi, aralık olan kapıya doğru ilerledi ve<br />

kapıdan kafasını uzattığında, işte Can Manay oradaydı. Kendi özel toplantı odasında, yanında<br />

üç adamla birlikte, toplantı masasının üstündeki tuhaf bir binanın maketine bakıyorlardı.<br />

Adamlardan ikisini daha önce görmüştü aslında, mimar olduklarını biliyordu ama uzun boylu<br />

olanı ilk defa görüyordu. Kısaca adamlara ve masanın üzerindeki makete dikkatle baktıktan<br />

sonra, incelemesinin Can Manay tarafından rahatsız edici olarak algılanmamasını<br />

garantilemek için kafasını öne eğdi, cezalı bir çocuk gibi göründüğünü düşünerek ve ne tarafa<br />

bakması gerektiğini bilmeyerek kapıda öylece durdu.<br />

Can Manay sakin, masanın en başında dururken, uzun boylu adam hararetli bir şekilde iki<br />

mimarla tartışıyordu. Elindeki kağıtları sallayarak metalik görünümün binanın ruhuna tamamen<br />

aykırı olduğunu, merkezden uzaklaştıklarını, organik materyaller dışında hiçbir şeyin<br />

ihtiyaçlarını karşılamayacağını söyleyip kağıtları masanın üstüne attı. Kağıtlar masaya<br />

saçılınca, Bilge masanın üstünde maketi bulunan binanın aynısının dış cephesi değişik<br />

şekillerde dizayn edilmiş hallerini gördü. En üstteki örnekte binanın dış cephesi aynalı<br />

camlarla kaplanmış ve parlama efektleri verilmişti, hemen altındaki örnekteyse dış cephe<br />

metal konstrüksiyonla şekillendirilmişti. Diğer örnekler üst üste durdukları için göremedi,<br />

zaten mimarlardan genç olanı kağıtları toplamaya başlamıştı bile. Uzun boylu adam<br />

konuşurken mimarlar konuşmadan adamı dinlediler ama aslında gözleri Can Manay’daydı.<br />

Ortamdaki enerji garipti. Mimarlar Can Manay’a, Can Manay’sa bu uzun adama bakıyordu.<br />

Adamınsa kimseyi taktığı yoktu, binanın organik olmasını istiyordu, o kadar. Bilge burada ne<br />

işi olduğunu ya da olabileceğini düşünürken Can Manay, “Bilge gel buraya.” diye bakışlarını<br />

adamdan ayırmadan seslendi. Bilge itaatkar hemen Can Manay’a yaklaştı, adını doğru<br />

söylemesi bile sanki iltifattı.<br />

Can Manay adama, “Bilge özellikle bu projenin asistanlığını yapmak için burda.” dedi ve<br />

Bilge’ye dönüp, “Deniz Bey, sanat projemizin <strong>fi</strong>kir babası. Bundan sonra projeyle ilgili<br />

gerekli konularda seninle iletişime geçecek.” diye açıkladı. Bilge tokalaşmak için elini uzatıp<br />

uzatmamak konusunda tereddüt etti, kendisini tokalaşılmak istenecek kadar değerli<br />

görmüyordu ama Deniz elini hemen uzatınca tokalaştılar. Bilge mimarlarla da kısaca tokalaştı.<br />

Bu kısa tanıştırılmadan sonra mimarlar ve Deniz tartışmaya devam ederken Bilge öylece<br />

durdu. Buraya psikoloji konusunda eğitim almaya gelmişti, mimari değil. Mimariden hiç<br />

anlamazdı ve asistanlık hayatının bu konu üzerine sapması ciddi adaletsizlikti. Can Manay,<br />

“Gidebilirsin.” diyene kadar Bilge öylece dikildi orada. Gitmek için kapıya yöneldiğinde

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!