23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ilişkilerden hiç anlamayan bu kız, işini çok iyi yapıyordu ama coşturmak tehlikeliydi,<br />

deneyimlemişti. Aylin çok işi varmış edasında, “Özge! Bırak dosyayı şuraya! Benim dediğim<br />

haliyle. Gerisine karışma!” dedi konunun kapanmasını umarak.<br />

Özge teslim olmamıştı ama dosyayı masaya bıraktı. Kapıdan çıkmak üzereyken, Aylin,<br />

ayakkabılarını giymesi gerektiği konusunda ikna edici olduğunu düşündüğü bir konuşma<br />

yapmaya başladı. Özge’nin suratında genelde var olan tiksinti ifadesine şimdi inanamama da<br />

eklenmişti.<br />

Aylin’in suratındaki abartılı makyaja, saçına ve ayaklarını deforme etme pahasına giymeye<br />

alıştığı o komik ayakkabılarına bakınca, bu kadının doğmadan önce aldırılması gereken bir<br />

canlı olduğunu düşündü. Nerde, neyin, nasıl giyinilmesi konusunda kendine söylenen<br />

saçmalıklara inanmış, sürekli giydiği yüksek topuklu ayakkabılarının üzerinde vücudunu dik<br />

tutamadan yürüme zorluğu çeke çeke var olmaya çalışan garip bir mutanttı bu, Özge’ye göre.<br />

Ama neydi?.. İnsansı uzuvlara sahip bir şey... Zavallı bir şey... Çok yüce bir şeyin gölgesi gibi<br />

ama yamuk bir şey... Çok büyük bir gücü indirgeyip kontrol altına alabilmek için, toplum<br />

tarafından özellikle yaratılan bir şey... ‘Sahte Kadın!’ Bu şey mide bulandırıcıydı ve etrafta<br />

bunlardan binlerce vardı. Kadında var olması gereken her şey, bu mutanta, aşağılanarak<br />

yüklenmişti. Bu gezegenin gördüğü en üstün yaratık, nasıl olmuştu da bacağının arasındaki<br />

delikle anılan ve o deliği doldurmak için şekilden şekle girmeye razı bir şeye dönüşmüştü.<br />

İçinde hissettiği acıma Özge’yi öfkelendirdi, kendi potansiyelini bir kara deliğe döndürmüş ve<br />

ifade ettiği tüm anlamları yutup yok eden bir şey haline gelmiş bu imajdan nefret ediyordu.<br />

Nefreti bu sahte kadınların arasındaki yalnızlığını hatırlattı, yalnızlığı mide bulantısına<br />

dönüştü.<br />

Aylin hâlâ konuşmasına devam ederken Özge artık onu dinlemiyor, sadece varoluş şeklini<br />

hayretle inceliyordu. Ne kadar nedensizdi. Kendi nedensizliği içinde kaybolan birinden daha<br />

kötüsü, varoluşun bir nedeni olduğunu bile fark etmemiş olandı. Aylin elindeki ayakkabıları<br />

uzattığında, Özge konuşma sırasının kendisine geldiğini anladı. Ağzından çıkacak kelimeyi<br />

sadece ‘hayır’la sınırlandıramayacağını, içindeki öfkenin kelimelere yükleneceğini biliyordu,<br />

konuşmak yerine kısacık güldü ve Aylin daha bu gülüşün olumlu bir cevap olup olmadığına<br />

karar veremeden, Özge dönüp odadan çıktı. O ayakkabıları asla giymeyecekti.<br />

- 6 -<br />

Karşılaşmadan 5,5 saat önce Bilge...<br />

Kafasını yastığının altına sokarak uykusunu dış dünyadan korumaya çalışan Bilge, her<br />

zamanki uğultuyla uyanmak üzereydi. Ama uğultu her zamankinden daha yakın gelen bir<br />

şiddetteydi. Yastığının altında saatinin henüz çalmamış olduğunu düşündü, uyanmak için daha<br />

vakti vardı. Uğultuya rağmen tekrar uyumaya karar verdi. Alışıktı uykuda düşünmeye, plan<br />

yapmaya, hatta karar vermeye. Yıllardır derin uykuya dalamamıştı, onun dünyası hiç<br />

durmuyordu, diğer insanlar gibi uyumuyordu annesi kendini öldürdüğünden beri.<br />

Uykusuzluğunun annesinin kendini öldürmüş olmasıyla ilgili olmasını çok isterdi ama değildi,<br />

sorun uğultuydu. Belirsiz aralıklarla bazen gece, bazen sabah başlayan, ara ara kesilse de<br />

aslında hiç bitmeyen uğultu. Uğultu, uykusunun, uyanışının bir parçası olmuştu. Ama bu sefer

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!