23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yakın mesafede kendisine bu şekilde bakmasından rahatsız olmadı, tek istediği bundan daha<br />

fazla muhatap olmamaktı ki adam konuştu, “Ne kadar yeşil!? Okyanusun dibinde yaşayıp<br />

sadece çok karanlık olduğunda parlayan küçük yırtıcı bir balık gibi, yeşil ve parlak.” dedi.<br />

Özge adama bakmadı. Kafası iyiyken insanların böyle anlamsız konularda saatlerce felsefe<br />

yaptığını iyi bilirdi. Kendisi de yapardı ama o sırada kafası iyi değildi ve bu aptalca konulara<br />

girmeye hiç gerek yoktu. Bu saatte stoned 9* olmuş bir salakla sohbet etmeyecek kadar zekaya<br />

saygısı vardı. Adam kısa bir sessizlikten sonra sahnedeki dansçıya bakarak, “Çok güzel yaa!<br />

Ha?! Çok güzel de mi? Hareket etmek için yaratılmış.” dedi.<br />

Özge’ye döndü, kızın gözlerini görebilmek için başıyla Özge’nin önüne eğildi. Seyrettiği<br />

sahneyle bakışının arasına adamın kafası girince Özge irkildi, adam kafasını biraz daha<br />

yaklaştırsa kendisini öpmeye çalıştığını düşünebilirdi Özge ama adam hemen kafasını geri<br />

çekti ve, “Çok yeşil. Ölürken hatırlanacak kadar yeşil gözler.” deyip kendi kendine güldü.<br />

Özge kendisiyle tekrar konuşacağından emin olduğu adamı, sahnede dans eden kızı<br />

gösterip, “Şşşşt!” yaparak susturdu. Adam şaşkınlık içinde, sanki dans gösterisini o an<br />

yeniden fark etmişçesine sustu. Bakışları Duru’nun dansına dalarken ikisi sessiz, yan yana<br />

gösteriyi izlediler, gelecekte birbirlerinin hayatlarını kurtaracaklarından habersiz...<br />

- 31 -<br />

Attığı son saltoyu da tamamlayınca, başladığı aynı duruşla bitirdi dansını Duru. Suratında<br />

ne yaptığını çok iyi bilen ve yaptığı şeyi çok iyi yapan birinin ifadesi, gücü vardı. Sahnenin<br />

tepesindeki ipin yeterince kendisine yaklaşmasını bekledi ve ip inmesi gereken seviyeye<br />

indiğinde, durduğu yerden tek bir hamleyle sıçrayıp ipi yakaladı ve sahneye geldiği gibi ipten<br />

kayarak kayboldu. Çıkışı bir süper kahramanın çevikliğinde ama bir balerinin zarafetindeydi.<br />

Duru’nun aniden gidişiyle irkilen Can, önce doğruldu hemen sonrasında da kendi kolu<br />

üzerinde Sıla’nın elini hissetti. Gösteri süresince kaybettiği zaman ve mekan algısı aniden geri<br />

gelmişti. Sarsılmıştı ama belli etmemesi gerektiğini düşünecek kadar da kendindeydi.<br />

Kendisine soran gözlerle bakan Sıla’ya döndü aniden. Tek istediği, etrafındaki herkesten<br />

kurtulmak ve kendisini yoğun bir şekilde çeken ışığa, Duru’ya ulaşmaktı.<br />

Can’daki kopukluk çok rahatsız edici gelmişti Sıla’ya. Can’ın suratındaki ifade,<br />

gözlerindeki bakış bile bir farklıydı şimdi, uzaktı. Ne olduğunu anlayamamanın verdiği<br />

paranoyaklıkla Can’ın gözlerine bakarken, “İyi misin?” dedi içtenlikle.<br />

Can yavaşça kolunu Sıla’dan kurtarırken mesafeli, “Nedir senin bu ‘iyi misin’ merakın?!<br />

Tabii iyiyim. Biraz yorgunum sadece ve galiba midem bozuldu.” diye homurdandı yerinden<br />

kalkarken, nerdeyse gitmeye hazırdı. Sıla’nın suratındaki şaşkınlığı görünce tepkisindeki<br />

tuhaflığı kamufle etmeye çalışan bir sırıtışla, “Geldiğin için memnun oldum. Seni görmek her<br />

zamanki gibi güzel... Bir ara ayarla da yemeğe çıkalım.” dedi.<br />

Gecenin devamıyla ilgili farklı planları olan Sıla’nın şok olmuş haline aldırmadan kızın<br />

elini aldı, hızla öptü ve suratındaki tuhaf sırıtışla oradan ve kızdan uzaklaştı. Tek bir kelime<br />

etmeye fırsat bulamadan Can Manay’ın ardından bakakaldı Sıla. Peşinden gidip n’olduğunu<br />

sormak için ayağa kalktı ama Can öylesine hızla ve seri bir şekilde yürüyüp salondan çıkmıştı<br />

ki peşinden gidebilmek için koşmak gerekecekti, vazgeçti. Hemen telefonunu aldı ve Can’ı<br />

aradı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!