23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

okumuşlar, sonrasında Ayşegül ailesinin yanına dönmüş olmasına rağmen aralarındaki bağ<br />

güçlü kalmıştı. Çok sık olmasa da, Ayşegül’ün evlenmesi, çocuğunun olması gibi durumlarda<br />

hâlâ görüşen iki arkadaş arasında zamana meydan okuyan bir sözsüz iletişim ve güven vardı.<br />

Özge çocukluğunun en önemli yıllarını Ayşegül’ün ailesiyle birlikte geçirmişti. Ayşegül’ü<br />

arayıp fazla detaya girmeden Ayşegül’ün anneannesinin adına bir dergi yapması gerektiğini<br />

anlattığında, konuyu kocasıyla bile paylaşmayan Ayşegül iki gün içinde Özge ile çiftlik<br />

evlerinde buluşmuş ve derginin yasal evraklarını anneannesine imzalatmıştı. O zamanlar bu<br />

durumun çok basit bir protokol olduğunu düşünen Özge, kendisine yapılan iyilik için hem<br />

Ayşegül’e hem anneanneye minnetle bağlanmış, onlar asla istemeseler de, onlara her ay karın<br />

%2’sini gönderme konusundaki kararlılığını anlatmıştı. Tabii ki bu miktarı kendi payından<br />

verecekti. Bu basit iyiliğin anneannenin yaşamına mâl olacağını bilse asla yapmazdı ama<br />

bilmiyordu ve yaptı.<br />

Şimdi sabahın 5’inde huzur içinde, taksiyle şehir merkezindeki meydana doğru ilerlerken<br />

her şeyin nasıl da tıkırında gittiğini düşünüp eğlendi kendi kendine. Taksinin camından<br />

gülümseyen yansımasını gördüğünde hemen ifadesini toparladı. Birazdan meydandaki bayiye<br />

varacak ve eserinin dünyaya yayılmasını hatta değdiği kişileri verdiği bilgiyle değiştirmesini<br />

canlı olarak izleyecekti. Bugünkü planında günün nerdeyse tamamını meydanda geçirmek<br />

vardı. Bir banka oturacak, eline aldığı dergiyi okuyup önünden geçenlerin fark etmesini<br />

sağlayacak ve satışları izleyecekti.<br />

Tra<strong>fi</strong>ğin olmadığı bu saatte merkeze varması sadece 10 dakika sürmüştü. Normalde bu yolu<br />

45 dakikada zor yapardı. Bayii, şehrin en büyük bayisiydi ve 24 saat açıktı. Şehrin<br />

merkezindeki meydanın tam ortasında, işi basım olan herkesin en az önünde bir kere<br />

sabahladığı bir yerdi burası. Herhangi bir basımın ilk adresiydi. Özge meydanda taksiden inip<br />

sanki bir yere geç kalıyormuşçasına koşarak vardı bayiiye. Şişman demek için fazla uzun<br />

boylu olan iri bir adam, sabah gelen günlük gazeteleri dışarıdaki reyonlara yerleştiriyordu.<br />

Bayiinin içinde başka birinin olup olmadığına bakan Özge, adamın yalnız olduğunu anlayınca<br />

yanına gidip telaşla, “Darbe geldi mi?” diye sordu. Adam, Özge’nin neden bahsettiğini<br />

anlamamış bir ifadeyle elindeki bir düzine gazeteyi yerine koyarken, “Darbe mi?!” diye<br />

mırıldandı. Heyecanla kendisine bakan Özge’ye dönüp, “Nedir o?” dedi. Özge sabırsız bir<br />

şekilde, “Dağıtım kamyonu geldi di mi?” diye sorduğunda adam üst üste istiflenmiş gazete ve<br />

dergileri gösterip kafasını evet anlamında salladı. Özge yığına bakıp kendi dergisinden iz<br />

aramaya başladı. Adam heyecanlı bir şekilde isti<strong>fi</strong> karıştıran kızın birazdan gazeteleri<br />

devirebileceğini düşünüp, “Bir dakika küçük hanım! Siz ne aradığınızı söyleyin, geldiyse ben<br />

bakayım.” diye müdahale etti.<br />

Özge eğildiği gazete tomarının başından doğrulup, “Bugün çıkacak bir magazin dergisi var,<br />

adı Darbe. Ondan almak istiyorum.” dedi. Adam tezgahın üstündeki gazeteleri de istifleyip<br />

kendi kendine, “Darbe, Darbe…” diye mırıldanarak yığının başına geçti. Birkaç dakika<br />

yığının üst kısımlarında dergiyi aradıktan sonra doğrulup Özge’ye döndü, yardım istemekten<br />

hoşlanmayan ama beyefendi bir üslupla, “Sizin dergiyi bulabilmemiz için bu yığını yerine<br />

yerleştirmem lazım, aceleniz varsa birlikte yapalım, derginiz çıkarsa alırsınız.” diye teklifte<br />

bulundu. Özge’nin suratına yayılan kocaman sabırsız gülümseme adamı şaşırtsa da tepki<br />

vermedi. Hangi gazetelerin ve dergilerin nereye koyulacağını, hangi reyonun neye ait olduğunu<br />

kısaca Özge’ye anlattıktan sonra, yerdeki yığını gruplara ayırarak yerleştirmeye başladılar.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!